hesabın var mı? giriş yap

  • bir azmettirici tarafından tutulan ve bir veya birkaç kişiyi öldürmesi istenen kişi.

    bazı istisnalar olsa bile kiralık katillerin temel özelliklerini ele alarak, diğer katil türleri ve cinayetlerden farklılıklarını genelleme yaparak anlatacağım. kiralık katiller, maktulle aralarındaki ilişkide açısında seri veya normal katillerle farklılık gösterirler. kiralık katiller kendi güdüleriyle cinayet işlemezler. kurbanlarıyla herhangi bir duygusal veya fiziksel bağları yoktur. kurbanlarını yaş, cinsiyet, ırk, din gibi kriterler üzerinden seçmezler. kendilerine verilen işi yapar ve ücretini alırlar. tüm bu öldürme olayı onlar için sıradan bir günlük iş gibidir. bir kiralık katile de çok kişiyi öldürdüğü için seri katil gözüyle bakılabilir. hatta az sayıda da olsa hem kiralık katil hem de seri katil olan kişiler de vardır. fakat seri katillerin en büyük özelliği kendi hazlarını tatmin etmeye ve öldürmeye karşı olan açlıklarını bastırmaya karşı içinde bulundukları anormal kişilik bozukluklarıdır. kiralık katiller ise kurbanlarına daha soğuk yaklaşırlar. onlarla bağ kurmazlar ve yakınlaşmazlar. en kısa sürede verilen işi yerine getirip ücretini almaya çalışırlar.

    seri veya normal katiller kendi başlarına karar verip cinayet işlemelerine rağmen kiralık katillerin arkasında daima bir azmettirici veya para sağlayıcıları vardır. kiralık katillerin büyük bir çoğunluğu organize suç örgütleri, mafyalar, çeteler, özel savaş grupları, uyuşturucu kartelleri, organ mafyaları, insan kaçakçıları gibi topluluklar için çalışırlar. azmettiriciler genellikle para, intikam, tanıkların susturulması, uyuşturucu ticareti gibi işler için kiralık katilleri tutarlar.

    kiralık katiller olay yerindeki davranışları açısından da farklılık gösterirler. çoğunlukla olay yerine hazırlıklı gelirler. cinayeti işleyecekleri alet yanlarındadır. ya tuzak kurup kurbanı beklerler ya da olay yerine kadar takip ederler. maktulleri genellikle olay yerinde bırakırlar ve cinayeti işlerken hazırladıkları planın dışına çıkmazlar. kurbanların yaralandığı bölgeler genellikle kafalarıdır. özellikle suç örgütleri, mafya ve çeteler bu infaz yöntemini kullanırlar. seri katiller gibi kurbanlara işkence etmeleri, bağlamaları, organ veya uyuzlarını kesmeleri ve asmaları çok nadirdir.

    kiralık katiller kendi içlerinde de özelleştirebilir niteliklere sahiplerdir. nas (the narrative action system) modeli denilen ve kiralık katillerin cinayetlerini ayırt etmeye ve farklı kiralık katil tarzlarının psikolojik temellerini incelemeye dair bir deneysel temel sunan bu sisteme göre dört farklı kiralık katil tipi var. ilk tip ‘profesyonel’ denilen işinin ehli, duygusuz, hızlı ve halka açık yerlerde öldürebilen, adli kısımlarında farkındalığı olan kiralık katil tipi. ikinci tip ‘intikamcı’ denilen biraz deneyimli, agresif, genellikle organize suçlarla çalışan, şiddete meyilli, öldürmeyi rasyonelleştiren, genelde kapalı alanlarda öldüren ve işine bağlı kiralık katil tipi. üçüncü tip ‘kahraman’ denilen biraz deneyimli, duygusal olarak pozitif, yaptıklarıyla övünen ve gurur duyan, kurbana karşı duyarsızlaşan, genellikle bıçaklamayla veya döverek öldüren, kaynak ve yaratıcılık yoksunluğu çeken kiralık katil tipi. dördüncü tip ‘kurban’ denilen, deneyimsiz, duygusal olarak umutsuz, kimi zaman yanlış kişiyi veya şahitleri öldürebilen, aşırı şiddet yanlısı, maddi yardıma muhtaç, genelde kılık değiştiren ve kurbanlarını evinde, çoğunlukla uykuda, öldüren kiralık katil tipi.

  • dumura uğratan bir eylemdir. belki de canı sıkkındır, biraz hava almak istemiş olabilir. sevgilisiyle tartışmış da olabilir. bilemedim. böyle bir olayla karşılaşan kişi, olayı fizik ve mantık kuralları çerçevesi içerisinde değerlendirmeden ata seslenip komşuluk ilişkileri adına balkonda gece muhabbeti yapabilir.

    http://i.imgur.com/sxjhm.jpg

  • probleme sebep olmayacak harekettir. doktorluk unvan hekimlik meslektir. doktor olmak için hekim olmanız gerekmez.

  • bu tipler kira vermez, hazine arazisini çevirir. imar affından faydalanır. apartman diker. hem kendi hem çocuğunu ev sahibi yapar, üzerine bi de sen ben gibi iş güç sahibi insanı kiracı diye oturtur da parasını yer. bu tipler maaşla geçinmez bir kere. ordan yardım, burdan market kuponu, şurdan bal, burdan tereyağ, bedava şu bedava bu:)
    maaşla geçinen bizler anlayamayız avantadan gelen gelirleri nedir bu tiplerin..
    o yüzden adam haklı. çok bile o maaş

  • gazeteci : eskiden burada ıstakoz yeniyordu artık menemen mi var ?

    samet aybaba : o zaman bolluk varmış. zaten tesise ıstakoz gelirse biz gitmiş oluruz.

  • kızılay başkanı ilk önce ensar vakfından isteseydi.
    tanım: çok ciddi bir olay fakat açıklamayı şimdiki kızılay başkanı yapınca insan illa ki kötü niyetli düşünüyor.

    edit: bir tane malum partinin malum çocuğu gelmiş bu yazım yüzünden insanların kan vermekten vazgeçeceğini söylemiş ve bana hakaret etmiş. küçük beyniyle böyle bir sonuç çıkarmış. ananıza zorla sövdürmeyin.

  • kıbrıs - erenköy

    bu küçük gibi görünen şirin kıbrıs kasabasında 5 köyden oluşmakta idi ve çok sayıda nüfus yaşamıyordu. 6 ağustos 1964 tarihinde yunan albay grivas komutasında rum ve yunan birlikleri buraya bir operasyon başlattılar. zaten kanlı noelden sonra durumun hiç de tekin olmadığının farkındaydı herkes. operasyon öncesinde öğrencilerde kendi aralarında ufak ufak gruplaşmalarda görülüyordu.

    yunanlıların kasabaya girmeye çalıştığının haberi alınınca kadın erkek yüzlerce üniversite öğrencisi örgütlenip deniz yoluyla kıbrıs'a geçtiler. düşman birliği zırhlı ve topçu birlikleriyle geliyordu ve türklerde pompalı tüfekler ve birkaç havan topu bulunmaktaydı hepsi de kaçak yollarla güç bela bulup toprağa gömdükleri silahlardı.

    8 ağustos tarihinde oldukça çetin bir direnişle karşılaştı yunanlılar ve türkiye uyarı uçuşu yaptı bölgede göz dağı vermek için buna rağmen yunanlılar yüklenmeye devam ettiler ve tmt'ye destek veren kendilerinden çok daha az öğrenciler sayesinde püskürtüldü yunanlılar. şanlı bir direniş göstermişlerdi sayıca ve teknikçe düşük imkanlardaki kahramanlar.

    diğer yandan o gün 8 ağustos 1964 tarihinde erenköy üzerinde uyarı uçuşu yapan bir uçağımız düşürülmüştü ve bir pilotumuz son anda paraşütle atlayabilmişti. rum tarafına iniş yapabilmişti ve rumlar tarafından yakalanmıştı. ısrarlı taleplerimize rağmen ancak dört gün sonra teslim edildi türk tarafına işkence edilerek öldürülmüş bir şekilde. ilk kıbrıs şehidimizdi cengiz topel kıbrıs için, erenköy için hayatını kaybeden. o küçük gibi görünen ufak kara parçası vatan için o kadar kıymetlidir işte.

    erenköy ve erenköy direnişi ada da ulusal bilincin uyanmasında manevi bir katkı sağlamanın yanında rum saldırılarına karşı direnmenin kıbrıs tarihinin bugün olduğu gibi şekillenmesinde belirleyici olmuştur. diğer taraftan üniversite öğrencileri sayesinde kıbrıs gençiliğinin kıbrıs türk devletinin ve türk milli bilincinin kurucu işlev üstlenmesine vesile olmuştur. ayrıca türkiye cumhuriyeti devletinin de garantörlükten kaynaklanan haklarını ilk defa uyarı uçuşu ile olsa da göstermesi ve ilk şehidini vermesi bakımından kıbrıs milli mücadelesindeki önemi bir kat daha arttırmaktadır.

    rauf denktaş: "erenköy direnişi kıbrıs türk halkının milli mücadelesindeki yeri çanakkale savaşının türk halkının milli mücadelesindeki yeri ile denktir. erenköy milli bir ruhun şahlanışıdır. erenköy, mücadeleden önce silahsız halkın bu eksikliğini kendi kararlılığı ve cesareti ile tamamlamasıdır. erenköy türkiye’ye olan güvendir. erenköy kadınların anadolu’da olduğu gibi erkeklerin yanından ayrılmamasıdır"

    güncelleme: youtube

  • bu filmde en çok dikkatimi çeken şey "murat'ın çiğnenmesi".
    her izleyişimde çok takılıyorum bu deyişe lan.

    -murat'ı araba çiğnemiş!
    -nee? araba mı çiğnemiş!!!

    -onu gördüm baba.
    -kimi kızım?
    -kardeşimizi çiğneyen adamı gördüm.

    -o geldi.
    -kim?
    -kim olacak, murat'ı çiğneyen!
    -nee? murat'ı çiğneyen mi?! çağır gelsin.

    bir sakız gibi çiğnedi murat'ı pezevenk.

  • anlatayım da içiniz soğusun.

    20 - 25 dakika önce evinde lazım olduğu için bizdeki ufak taş motorunu istemeye geldi mahalleden bir komşu. ayaküstü de muhabbet ettik beş on dakika.

    bu komşunun çalıştığı fabrikanın sahibi kendi şahsî hesabından bütün işçilerine 1000'er liralık migros alışveriş kartı vermiş.

    tabii ki çok güzel bir davranış. yüzlerce çalışanına gönlünden kopmuş yardım etmiş adam bu salgın döneminde kullansınlar diye. gelin görün ki bizim bu komşu abi fabrikada " migros'tan alışveriş çeki vermiş çünkü orada içki de satılıyor " gibi laflar etmiş.

    bir de bize anlatırken öyle sinirli, öyle kendini haklı görür bir hâlde ki!

    bu konuşmalarını patrona iletmişler tabii ve adam da verdiği kartı geri almış.
    utanacağı yerde hâlâ kendini haklı görüyor bizimki de.

    babam, " kendin kaşınmışsın. cuma'ya bile gelmiyorsun, sonra olur olmadık yerlerde adamlık yapmaya çalışıyorsun! " diye cevap verdi de " iyi akşamlar " dedi gitti adam öylece motoru alıp.

    zerre acımadım.
    bre malın önde gideni! evinde çoluk çocuğun var. ne güzel 1000 liralık alışveriş hakkın olacaktı durduk yere.
    ne diye şov yapıyorsun?

    toplumda artık çok var bu tipler o yüzden gerçekten iyi olmuş diyorum.
    böyle sert tepkilerle akıllanırlar belki.

    dipçe: yine okuduğunu anlamayanlar doluşmuş başlığa! adam, " ben içki satılan yerden alışveriş yapmam! " demiyor. böyle dese kimse laf edemez ben de dahil. sonuçta adam buna mecbur değil. hatta böylesi iyi niyetli bir patrona durumunu doğru dürüst açıklasa idi eminim o patron o kartın yerine 1000 liralık normal bir çek bile verirdi gitsin istediği yerden alışveriş yapsın diye.

    yalnız bu komşumuz hem kartı kabul ediyor hem de patronun arkasından sallıyor! bu ikiyüzlülüktür! bunu eleştiriyorum. " adam neden içki satılan yerden alışveriş yapmıyor? " demiyorum!