hesabın var mı? giriş yap

  • a.b.d.'nin 16. başkanı lincoln, amerikan iç savaşı'nda amerika konfedere devletleri'ne karşı büyük bir galibiyet elde etti. ülkenin birliğini korudu ve köleliği bitirdi. 48., 53. ve 55. t.c. hükümetinin başbakanı mesut yılmaz, evli ve iki çocuk babasıdır.

  • ''adam kadını özledi, başka kadına sarıldı.
    kadın adamı özledi, adamın yokluğuna sarıldı...''

    cemal süreya

  • kısaca, 11.ve 12. yüzyıllarda, batı avrupa’da etkili olan mimari üsluba verilen isim. bir nevi karolenj ile gotik arası geçiş dönemi. bundan dolayı temelinin karolenj ve otto hanedanlığı döneminde atıldığı söylenebilir. "romanesk" terimi ilk olarak 19.yy’da kullanılmış. kelime olarak “roma’dan kaynaklanan” anlamına geliyor. bunun nedeni bu tarzın bazı yönlerinin antik roma mimarisine benzemesidir biraz da.

    nedir, ne değildir demeden önce o dönem neler olmuş bakmak lazım biraz da. ilk olarak şehirlerin geliştiği, nüfus ve ticaretin arttığı bir dönem. yavaş yavaş manastır kökenli reform hareketleri başlıyor. insanlar santiago de compostela gibi manastır kiliselerine hac için gelmeye başlıyorlar. aynı zamanda 11. yy'ddan itibaren kudüs ve çevresini ele geçirmek için papa önderliğinde yapılan 9 haçlı seferi mevcut. reconquista* hareketi de yine bu dönemlerde oluyor.

    ismini aldığı antik roma mimarisine 3 özelliğiyle benzerliğini görüyoruz:
    -bazilikal plan
    -tonoz örtü
    -yuvarlak kemer

    sonuçta, bu 3 özellikten yeni tip bir mimari yaratılmıştır. ortaya çıkan güçlü, ağır, akılcı, dinin gereklerine karşılık veren bir mimaridir. bu tip benzerliklere rağmen romanesk antik roma mimarisinden bazı noktalarda ayrılıyor:
    -roma bazilikası uzun ve alçak bir yapıyken; romanesk kiliseler daha yüksek inşa edilmiş ve gotik kadar olmasa da göğe yükselen kuleleri mevcuttur.
    -roma dönemi yapılarında sütun tek bir gövdeyken ve kemerler sade bir görünüme sahipken; romanesk yapılardaki sütunlar ve kemerler daha hareketli, daha kalındır.
    -romanesk tarzı kiliselerin duvarları daha kalın yapılmıştır. bunun nedeni ahşap yerine taş tonoz kullanması.*

    bu dönem kilise mimarisinde uzunlamasına plan tercih edilmiş ve latin haçı planı geliştirilmiştir. daha önceki kiliseler gibi yangında yok olmasını ve tahribatı önlemek için kiliselerin üzeri ahşap yerine taş tonozla örtülmüş. tonozun ağırlığını karşılamak için kalın dış duvarlar yapılmış ve bunlar payandalarla desteklenmiş. kiliselerin içinde sütun yerine daha çok kalın taşıyıcı ayaklar* kullanılmaya başlanmış. bunlar aynı zamanda nef tonozlarını da taşıyor. romanesk dönem sonuna doğru kaburgalı haç tonozlar yapılmaya başlanmış.

    yine bu dönem kiliselerin içinde genellikle 3 katlı bir düzenlemeye rastlanır. altta nef arkadı denilen kısım bulunur ve bir kemer sırasından oluşur. onun üzerinde triforyum bulunur. triforyum, kilisede üst kattaki galerinin ana nefe bakan kısmında yer alan kemer sırası aynı zamanda. üzerinde 3. kat olarak pencere* katı bulunur. kapı, pencere ve nef arkadındaki kemerler yuvarlak biçimli. romanesk’in yüksek evresinde ilk kez sivri kemer kullanılmaya başlanmış. bu, aynı zamanda ileride gotik üslubun ayrılmaz bir parçası olacaktır.

    (bkz: santiago de compostela)
    (bkz: st. sernin kilisesi)
    (bkz: saint pierre kilisesi)
    (bkz: battistero di san giovanni)*
    (bkz: speyer katedrali)

  • girçikliri ziminli iğirinip vitininin diğirini iğrinicik çiçik.

    ulan 17 senedir baştasınız.
    o çocuk sperm olarak bile yoktu siz ülkeyi bacak omuza alırken.
    daha ne zamanından bahsediyorsunuz utanmaz herifler?!
    bir defolun gidin de ülke oksijen alsın.
    rica ediyorum.

    tanım: gençliği heba olan biri olarak hak verdiğim çocuktur.

  • saatlik $1'a calisan turko'lari dehsete dusuren olmasi gereken zamdir.

    calis turko calis, daha ebu bekkir siddik bebegin mevlidi, elifcan ayasofya bebegin babyshoweri, pelikan yalisinda night safari ve tika nijeryada 31 kat fazla maliyete toplu sunnet toreni var. calis turko calis.

  • babamın vefatından 10 gün sonra annemle evlilik yıldönümleri olmasından mütevellit anneme sanki babam almış gibi bir hediye alıp, onun ağzından bir şeyler yazıp, parasını ödemiştim. anneme verdikten birkaç dakika sonra gardırobu açık olan babamın takımlarına göz gezdirirken ilk elimi attığım cepte tam olarak küsuratıyla beraber hediye için verdiğim para çıkmıştı. böyle şeyler bana çok saçma gelse de hiçbir zaman anlam veremediğim bir olay olarak kayda geçmiştir benim için.

  • durakta iki mavi önlüklü çocuk otobüs beklemektedir
    ç1: geşdimisgün bi baktım otobüsün kalkmasına 5dakka kalmış hemen koştum tam duraktayken yetişdim ama çok bis koşmuşum
    ç2: olum ben geçengün 3dakka kala evden çıktım durağa geldiimde 5dakka vardı

  • uefa'nın marka değerini korumak istemesi sonucu ortaya çıkan kavramdır. uefa şampiyonlar ligi, uefa avrupa ligi, avrupa şampiyonaları gibi organizasyonları düzenliyor. bu iş herkesin bildiği gibi çok büyük bir ekonomi. dolayısıyla bunun toplamı bir marka değerine tekabül ediyor. uefa da haklı olarak bu organizasyonlara katılmak için kulüplerin ürettiği kadarını tüketmesini istiyor. eğer böyle olmazsa borç batağında yüzen kulüpler kendi liglerinde başarılı olup şampiyonlar ligine gitse bile şampiyonlar ligi organizasyonunun beklediği düzeyin çok altında kalarak insanları bu organizasyonlardan soğutabilir.