hesabın var mı? giriş yap

  • görünen o ki kendi çabalarıyla kazıya kazıya bir yerlere gelmiş bir kasap. herkesin sevdiği işte senin gibi yükselmesini temenni ederim. hakkınla kazanıyorsan hakkınla daha da büyüt işlerini, başarılar nusr-et kardeş.

  • önce ufak bir para cezası verilecek, daha sonra konuyla ilgili twitterda gündem vs oluşursa gözaltına alınıp para cezası arttırılacak kişinin işidir. zira ülkemizde hukuk, sosyal medya tepkisine bağlı olarak işliyor biliyorsunuz.

  • yeni uyanmış sevgili sıcacıktır.
    suratı hiç karizmatik değildir. şişmiş gözleri ile bir japona duyulan şefkati hissettirir. bir başkasında gördüğünde gözünü kaçırdığın çapaklara işaret parmaklarınla yumuşacık dokunup almak istersin.
    mırmır mırıldar sevgili.
    hele gözlerini açıp da seni görünce gülümserse, bir an nefesin durmuş gibi hissedersin.
    ister 35 numara bir kadına ister 45 numara bir erkeğe ait olsun, yorgandan dışarı sızmış bir sevgili ayağı, içindeki tüm kötü duyguların panzehiridir.
    insanın en zayıf noktasıdır o, uyurken herkes masumdur tezinin kanıtıdır o yamuk duran, yorganlardan fırlayan yaramaz, bilinçsiz ayak.

    uyku sonrası ilk saçmalama cümlelerine şahit olmak yakınlaştırır iki insanı birbirine.
    çünkü saçlarını arkaya yatıracak, parfümlerini sıkınacak, yüzünün anlamını istediğin gibi resmetmene yarayacak makyajı yapacak zaman yoktur.

    gri farlarla boyadığın gözlerin, paçaları liğme kotunla vermeye çalıştığın özgürlüğüne düşkün ve asi imajına tur bindirir, yastığın altına saklanmış kol, yakası yamulmuş ayıcıklı pijama.

    kalkar kalkmaz;- benim prensiplerim vardır bebek- diyemez kimse, algılar hala bilinçaltı ile gerçek yaşam arasında gidip gelmektedir. en fazla;
    -mm picamanı mmmmrm ters mi giymişsin mmmrrr , saçın yan dönmüş çok şirin mmmrrrmm- çıkar ağzından

    ben astığım astık erkeğim tripleri, hiç olur, bir avuç içiyle göz ovma hareketiyle.

    insan aslında çığlık çığlığa bağırmaktadır, benim şevkate de ihtiyacım var, diye.

    yeni uyanmış sevgili ile hergün yeni duygular uyanır içinde. kedi yutmuş gibi cırmalanır kalbin.

    kendini yorgandan sızan ayaklara gülümserken bulursan birgün, kedi tırnaklarıyla aşk yazmış demektir kalbine.

  • muhtemelen başarısız bir prank'tir. uzaylıların insan formunda yani humanoid olarak tasvir edilegelmiş olması sinemada bugünkü cgi tekniklerinin olmaması, bu tip kostümler üretmenin daha kolay olması ve bu şekilde onu insanla akrabalaştırarak ruh vermenin ve iletişim kurmanın kolay olmasıyla ilgilidir. farklı kıtalardaki canlılar bile bu kadar farklı evrimleşirken farklı bir galaksiden gelen bir canlının toplama kampından kaçmış kemikleri sayılan koca kafalı bir insan gibi görünmesi akla ve mantığa aykırıdır. bu ancak "insanı uzaylılar yarattı" teorisiyle birlikte ileri sürülebilecek iddia olabilir, lakin 200 bin sene önce gelip dünyada insanı yaratan uzaylının 200 bin sene sonra gelip motor arızası nedeniyle nevada'ya falan çakılacağını düşünebilene de herhalde bir ödül falan vermek gerekir.

    debe editi: gezi şehitleri ölümsüzdür.

  • hank williams, marty robbins, johnny cash'li classic country müzik, rock müziğe boyun eğip piyasadaki popülaritesini yitirdikten sonra oldschool abilerimizin icra ettiği bu taşra müziği artık yaşlı işine dönmüştü. güneyli kimliğiyle gurur duyan, biz hâlâ buradayız diyen, southern soul akımının inatçı hard workerları ne gitarı bırakmış elinden, ne de country'yi bırakmış dilinden. yalnızca zamana biraz adapte olmak babında country müziğe zenci babaların işi jazz, blues ve rock and roll öğeleri eklemişler. aslında bu classic country müzisyenlerinin karşı çıktığı bir durumdu. zira özellikle davul afro-amerikan (political correctness was here) kültürünün bir parçası olduğu için kasten reddediliyordu. hank williams, jonny cash, marty robbins, the carter family, jimmy rodgers gibi erken ve orta dönem sanatçıları davullu ritim yerine gitarlı vals ritmini kullanıyordu. zamanla country müzik, blues ve rock and roll'un piyasayı domine ettiği dönemde gömlek değiştirip artık shotgunla birini vuran, hapisteki anılarını anlatan, yoksulluğu betimleyen, amerikalılığı öven, tanrıya ve isa'ya ilahiler yakaran bir müzik olmaktan çıktı. içindeki taşralıyı öldürmemiş ancak texas'ın, alabama'nın, oklahoma'nın, nashville'in tozlu yolları ve duman altı barlarını anlatan, içine aşktan, aileden, hayattan, geçmişten, hayallerden, umutlardan öğelerle daha mutlu, daha duygusal, belki biraz hüzünlü yeni dönem country ortaya çıktı. loretta lynn, waylon jennings, don williams, allman brothers band gibi isimler country'yi diri tutmaya çalışmış olsa da 90'larda piyasadan iyice silinmiş, üstündeki ölü toprağı atamamış ve artık rağbet görmeyen bir müziğe dönüşmüştü. tabii ki bunun en önemli nedenlerinden biri de politika. ikinci dünya savaşından vietnam'a, soğuk savaştan sovyet tehlikesinin bitişine kadar büyük bir korkuya ve kutuplaşmaya mahkum edilen amerikan toplumu bu ahval ve şerait içerisinde dinleyeceği müziğini de seçmek zorundaydı. konfederasyon bayrağı country müziği çoktan terk etmiş, country güneyli işi olmaktan çok uzaklaşmış, pop müzik batağına saplanmış, korkunç bir hakarete uğramıştı. ancak country müziğin o keman gibi uzun uzun dalgalanan hülyalı gitar tınılarına tav olan birtakım müzisyenler o tınıları psychedelic bir rüyaya dönüştürdüler. paisley underground, americana, dream pop tam da country'nin fişinin çekildiği erken dönem 90'larda çiçek gibi bir bir açıp özlem gidermeye geldi.

    bu uzun girizgâhtan sonra asıl anlatmak istediğim meseleye başlayalım. country'nin bu uzun ömrünün gölgesinde sessiz sedasız ancak dikkate şayan birtakım isimler özellikle vietnam savaşı'nın yarattığı yıkımın gölgesinde nispeten daha farklı konularda country müzik icra etmiş. öylesine tatlı, öylesine hoş ki bu abiler, ablalar arkada çalıp dursa ne güzel çalıyor ya dersiniz, kulak verip dinlerseniz protest sözler, peri masalları, pastoral betimlemeler, dağlar, ormanlar, nehirler neler neler... o kadar çok isim var ki, sığdıramam buraya. derli toplu bir listem de olmadığı için işte hepsi burada da diyemiyorum. ancak alt-country isminde classic country müziğe alternatif, içerisinde yeni dönem pek çok güzide sanatçı ve parçanın da olduğu dev bir spotify playlisti paylaşabilirim. bu listenin içerisinde sadece kıyıda köşede kalmış eski alternative country şarkılar yok, aynı zamanda the white buffalo, cowboy junkies, mazzy star, yo la tengo gibi tanıdık isimler de var. bir de wayne hancock gibi hank williams'ı mezarından kaldırıp sahneye çıkaran honky tonk erbabı isimler, colter wall gibi amerikalılığı amerikalılardan daha güzel anlatan ağzı viski kokan tok sesli kovboy kardeşlerimiz ve sera cahoone gibi amerika'nın uçsuz bucaksız dağlarına, kanyonlarına, nehirlerine, vadilerine, patikalarına, çöllerine, ormanlarına aşık trekking sever yanaklarından öpülesi singer-songwriterlar da var.

  • pokemon'un filminde arkada$in salonu dolduran milyonlarca bebeye ettigi "allaam pikachu cikacak $imdi! en sevdigim pokemon! pikachu yu sevenler ayaga kalkip pikachu pikachu diye bagirsin!" feryadindan sonra salondaki butun bebelerin ayaga kalkip "pikachu pikachu" diye bagirmasi..