hesabın var mı? giriş yap

  • facebook listemde bulunan halis muhlis kezbanların (kezban lafına kıl kapıyorum ama bunları tarif edecek başka kelime yok) birbirine "cnm peçeteni hazırla da git" diyerek tarif ettiği film.

    erkekler acaba birbirlerine herhangi bir film için "kardeş peçeteni hazırla öyle git" dese neler olur? veya o film nasıl bir filmdir?

  • dücane cündioğlu çok okumuş, okuyan birisi. hiç kuşku yok ki zeki de birisi. fakat onu dinlerken genellikle beni rahatsız eden bir şey var. bu kesinlikle onun sosyolojik orijini ile alakalı bir şey değil. sanırım daha çok üslubu ve keskin çıkarımları ile alakalı. kullandığı cümle yapıları kesinlik içeren cümleler. oysa kendisinde yakaladığım hal, çalkantılı bir ruh hali. bir emin olamama durumu. fakat önermelerinde bu şüphelilik durumunu yakalayamıyorum. hatta zaman zaman dinleyicilerine hitabederken kullandığı kibirli üslubu söylemlerine yedirilmiş halde görüyorum. dinleyicileriyle kurduğu ilişkideki üslubunu hoca-talebe ilişkisi bağlamında anlamlandırabiliyorum, ama söylemlerindeki keskinliği bağlamlandırabileceğim tek şey, kendi idrakine olan güven ya da belki esir düşmek.

    "yasadır: erkek sahip, kadın ait olmak ister." içerikli tweetini görünce de bunları hatırladım. aslında bu ülkede farklı toplumsal grupların hem erkek, hem de kadın bilinçaltını özetler bu cümle. belki binlerce yıllık pratiklerin birkaç on yılda sökülüp atılabilmesi kolay olmasa gerek.

    bu aslında çok erkek merkezli bir bakış açısı. benim düşüncem o ki, kadın da erkek kadar sahip olmak, erkek de kadın kadar ait olmak ister. fakat söylemi elinde bulunduran erkek, bütün diskuru kendi cinsini merkeze alarak modellemiş. yine de farklı biyokimyasal düzenlere sahip bulunan iki farklı cinsin eğilimler yönünden birbirinden ayrılması olasıdır. fakat bunun formülü bu kadar keskin ve sert olamaz. uzun tefsir gerektirir. bu cümle kadını nesneleştiren, erkeği özneleştiren bir dile sahip. bir diğer sorun da, kadının, erkek tarafından tanımlanma girişimidir. kadınların bu konuda travmatik bir belleği var. dikey bir hiyerarşi dayatır gibi gözüken böylesi bir ayrım onları incitiyor. belki metnin içeriğinde gerçekliğe denk düşen bir yan varsa dahi, bu daha incelikli bir betimlemeyi hak eder. bu da twitter'ın karakter sınırları içinde gerçekleşebilecek bir şey gibi gözükmüyor.

  • cok haklisiniz diyerek bir enkazin altina ittirilmelidir kendisi. bir de pratikte gorelim hanimefendinin soylediklerini, uygulamali olarak.

    edit 1: twitter'da entry'i birebir yazanlardan hicbiri ben degilim, twitter hesabim yok, instagram ve facebook hesabim da yok. birileri kopyala yapistir yapiyorlar sagda solda videonun altina, cok da sorun degil.

    edit 2: populer olayim aman favlanayim diye yazmadim, sinirlendim ve icimden geleni yazdim. hanimefendinin yorumunun anlamı birebir olmasa da seçtiği sözler dolayısı ile ahmakca bir yorum oldugunu dusunuyorum ve ayni ahmaklikta kasitli olarak cevap verdim. benim icin bir sikinti yok hala yani... ulusal tv'ye çıkıp ahkam kesecekseniz sözlerinizi dikkatli seçeceksiniz, şu an bir bölümü zorda olan ve diğerlerinin de içinin kan ağladığı koca bir ulusa gidiyor bu sözler.

  • "allah kimseye bilmediği memlekette minibüs şoförüne ineceği yeri söyledikten sonra "ulan şoför unutmasa bari beni" gerginliği yaşatmasın"

    haklı şimdi ama.

  • iyi bir yüzücü olmama rağmen suyun çok derinleşmesinden hoşlanmam. sonuçta doğal ortamım değil ve doğa bazen sürpriz yapmayı sever. hayatınızda bir kez bile levrek temizlediyseniz balığın aslında ufak olmasına rağmen nasıl korunaklı olduğunu görürsünüz. karadeniz'de sahil şeridi bulanık iken açıklar daha temiz olduğundan dolayı bazen açılmak zorunda kalıyorsunuz. bunlardan birinde yunus sürüsü gelmişti yanıma. gerçekten panik yapıyorsunuz, en nihayetinde balık bu amk hoşttan anlamaz, kışttan anlamaz. tamam flipper falan sempatimiz var ama hiç mi kötüsü yok ulan bu familyanın? organize olup köpekbalığı öldürebilen bir grup hayvandan bahsediyoruz. suyun içinde biri döndürüp öteki .... kımıldayamazsın ki, zevk için yapıyormuş bu hınzırlar da bizim gibi. sözün özü, iyi yüzerim ama tırsarım gençler. siz de tırsın.

    asla aralarına katılmayacağım amcalardır.

    edit: imla ve ifadeler.

  • kisiler: bir arkadas ve babasi
    yer: istanbul

    arkadas gece eglencesini sevmekte ve cogunlukla sabaha karsi eve donmektedir. ailesiyle beraber yasadigi mahalleye de zaman zaman buyuk kopek ceteleri musallat olmaktadir. babasi, arkadasi hep "eve sabaha karsi donuyorsun, sarhos donuyorsun, bir gece kopekler sana saldiracaklar, sarhos halde bir sey yapamayacaksin, dikkat et!" diye uyarmakta ve kendince bir cozum sunmaktadir: "eger kopekler sana saldirirsa, sen de dort ayaginin uzerine in, onlar havladikca hirladikca sen de havlayip hirla, dislerini goster!" bu uyarilari dinleyen arkadas, "lan?! babamin da kafasi iyi galiba, kopekle oyle mi mucadele edilir, tey allahim" diye kendince kenardan kenardan gulmektedir.

    babasinin onerisine kiciyla gulen bu arkadas, sabaha karsi eglenceden dondugu bir sefer, mahalleye girdigi anda 20-30 tane iri kopekle karsi karsiya kalir. once yusuf yusuf diye cagirsa da gelen giden olmaz. sarhos kafayla bir an "kaybedecek neyim var ki" diye dusunup kopek taklidi yapmaya karar verir, dort ayak uzerine iner, kopekler tarafindan etrafi sarilir, fakat hepsine havlaya havlaya kopekleri bertaraf eder, rahat bir nefes alip evine girer. kendisinin onurlu mucadelesini balkondan caktirmadan izleyen babasi takdir dolu cumlesini patlatir:

    - lan it oglu it! amma potansiyel varmis sende ha!