ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gökyüzündeki esrarengiz parmak izi
-
videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
bkz: esrarengiz parmak izi
edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
17 mayıs 2000 galatasaray arsenal maçı
-
maç sonunda beni hüngür hüngür ağlatan yegane maç.
nasıl bir gün, nasıl bir akşam, nasıl bir maç sonuydu. anlatmak bir hayli zor... maçın uzatmaları bir şekilde bitmiş; ama benim de ömrüm gitmişti. maçı izlediğim odada abdürrahim albayrak gibi bir sağa bir sola koşturuyorum. soluklanmak için ara verdiğimde de arsenal'i, hakemi ve ingiliz seyircileri solo olarak kalaylıyorum. aklımda hem maç hem de kupa var. türk futbol tarihinde uluslararası arenada, kazanmaya en çok yaklaşılan kupa. uefa kupası. boru mu! yok değil. na böyle kafam kadar. yüksekçe ve genişçe...
penaltılar atılıyor, ben ise bildiğim duaları infinite loopa almış bir vaziyette okuyup duruyorum. galatasaray atıyor; arsenal atamıyor. dua etmemin işe yaradığını düşünerek yeniden dua etmeye başlıyorum. o anlar hıphızlı geçiyor. kendi kendime "ibre bizden yana" derken, "ibne arsenal" lafını da araya katık edip dua okumaya devam ediyorum.
ve sıra maçın kader penaltısına geliyor. popescu gerilmiş topa vuracak. benim popescu'dan tek farkım yay gibi gerilmem. o an bana dokananı lastik gibi gerecek vaziyetteyim... her neyse, popescu gerildi, topa doğru geldi, vurdu, zaman durdu. ve gol oldu. uefa kupasını ilk defa bir türk takımı, galatasaray, kazandı.
bir maçın tümünü hayatında ilk kez izleyen annem sevinçle bağırdı, ben bağırdım. balkonun kapısı açıktı, dışarıya kulak kabarttığımda mahalledeki herkesin bağırdığını duydum... bağırmaktan boğazlarım acıdığında duruldum, sonra birden bir şey oldu; anlayamadım. ekrana baktım, galatasaraylı futbolcular popescu'ya kavuşmuş bir o yana bir bu yana delice zıplıyorlar. fatih terim ise onlardan ayrı, çömelmiş tek başına ağlıyor.
işte fatih hocayı öyle görünce ben de tutamadım kendimi, başladım ağlamaya. fatih hoca ağladı, ben ağladım. o gece inanıyorum ki, pek çok kişi de bizler gibi sevinçten ağladı.
e uefa kupasını aldık. boru mu!
rus edebiyatı klişeleri
-
"general ivan fyodoroviç yepançin'in ortanca kızı adelaida ivanovna yepançina odadaydı."
siz herkes odada zannedersiniz ama sadece bir kişi vardır.
misafirlikte sadece oturup nefes alan çocuk
-
benim çocukluğumdur. böyle bir çocuğunuz varsa, biraz yaramazlığa teşvik edin ev sahibine çaktırmadan.
çocuk azcık piç olsun, yoksa benim gibi özgüzensiz, sikko bi eleman olur çıkar.
mars one projesi gönüllüsü ece
-
koca mars'a kezban kolonisi kuracaklar lan :(
yüksek maaşlı iş bulunca hemen istifa eden çalışan
-
bomboş bir yorum.
birader o zaman ver 6 bin fazla gitmesin. sanki kârından çalışanına pay veriyomuşsun gibi ömür boyu sana neden mahkum kalsın?
nasıl ki sen ticaretinde kârına bakıyosun, çalışan da kârına bakıyo.
edit: imlâ
haftasonu beşiktaş'ın maçı var buluşamayız pelin
-
söylenmesi pek olası değildir. zira beşiktaş'ın maçları genelde pazartesi gününe konur.
(bkz: yeter yıldırım demirören)
kastamonu'da ayının mezarı açıp cesedi yemesi
-
ayının araba kullandığını, metrobüse bindiğini, lüx evlerde yaşadığını gördükten sonra çok da fazla şaşırtmamış olay.
hakan bebeğe yardım edelim
-
lütfen bu entry beğenin. yarın debede durursa daha çok insanın görmesi sağlanabilir. debe zor ama yinede denemekten bir zarar gelmez. ya olursa?
peşin edit: başlıkta bir çok kişi bu konuda mutabık. bunu beğenin diğer tüm yazılarımı eksileyin, gerçekten sorun değil.
edit:
debe olmuş, herkese çok teşekkürler. şu an 60bintl (düz hesap) toplanmış durumda. bu da 4 aylık tedaviye denk geliyor. 8 aylık daha toplanması lazım. hadi bakalım biraz daha asılalım hakan için :)
"hakan bebek 2.5 yaşında. doğumunun 3. gününde sarılık nedeniyle beyin felci geçirmiş.
duyamıyor, konuşamıyor.
ayrıca kronik akciğer hastası.
yutma refleksi yok, karnından besleniyor.
doktorların dediğine göre tedavi olmazsa 5 yaşına kadar yaşayabilirmiş. aileyle konuştum. aylık tedavi giderleri 15.000 tl ve aralıksız 1 yil tedavi görmesi gerekiyormuş. "
facebook linkinde ayrıntıları var.
https://www.facebook.com/…cinsendebiradimat/?_rdr=p
bu da adına açılmış sayfa ve hesap bilgileri.
http://hakandemir.info/
edit: neler yapılabilir?
arkadaşım,
yılbaşında sevgiline hediye almak için ayırdığın para varya. heh o parayı hakan bebeğin yardım hesabına yatır ve yılbaşında sevgiline onun adına bir çocuğun hayata tutunması için yardımda bulunduğunu söyle.
bu yardımın en güzel parfümden daha güzel koktuğunu,
en pahalı takıdan çok daha görkemli olduğunu,
onun adına bir çocuğa iyilik yapmanın ise tarifsiz bir duygu olduğunu söyle.
havale veya eft yaparken açıklama kısmına sevgilinin ismini yaz ve sevgiline bu işlemi gerçekleştirdiğin dekontu hediye et.
siz hayatınız boyunca verdiğiniz en güzel hediyeyi vermiş olun. sevgiliniz ise bugüne kadar aldığı en güzel hediyeye kavuşsun ve bunu hayatı boyunca unutmasın.
bu arada az önce baba ile facebook'tan kısa bir yazışma gerçekleştirdik.
--- babadan mesaj var ---
hepinize çok teşekkür ediyorum güzel insanlar oglumu iylestirecez ınsallh rabbim ayağınıza taş değdirmesin
--- babadan mesaj var ---
ayrıca: "şuan sabahtan beri toplam 2 bin oldu 45 bin lazım 3ay icinde. yani bir sene içinde 347bin toplanması gerekiyor ameliyat olup duyabilmesi için birde bi kaç sene iyi bir tedavi gorebilmesi için 5 yaşına kadar iyi bir tedavi olabilirse çok iyi konuma gelecek başını tutabilecek en önemlisi ağzından yemek yiyebilecekçok zor benim oğlum bırakın ağzından yemek yemeği şuanda ağzından içmek için suya muhtaç."
bu uyarıya dikkat lütfen. yılbaşı gelmeden bu paranın çok daha üstü toplanır burada. hadi hanımlar beyler pamuk eller cebe!
bilgisayar oyun tarihinin en şerefsizi
-
tabii ki de half life oyununda yakından tanıdığımızdır şerefsiz böcek
lisenin en popüler kızının lcw'de işe başlaması
-
(bkz: vay kiki vay vay)
metrobüs
-
icine zincirlikuyu'dan dana but koysan, beylikduzunden pastirma diye alirsin.
oyle bir teknolojik aractir.
nur yerlitaş
-
allah rahmet eylesin. kadın şehitler mehitler aman dediği zamanlarda ileri evre kanserdi ve beyindeydi tümör. haberi yokmuş tümörden de. belki de muhakeme yeteneği zarar gördü ve o da fark etmedi. ben bu hastalığının onu çok etkilediğini düşünüyorum ve o dönem çok da acı çekti ve yalnız kaldı.
yani arkadaşlar vatanımıza denmeyen kalmadı, oynanmayan oyun kalmadı bu topraklarda ama bunları yapanların hiçbirinden bu kadar nefret etmediniz. en basiti; ülkeyi yiyip bitiren rezanın pek sevgili eski eşine hala hürmet gösterip sahnelerini dolduruyorsunuz. o insanlar alenen zarar verdi bu ülkeye. peki ona neden aynı tepkiyi göstermediniz? nur yerlitaşsa sadece kendine zarar verdi. ayrıca özürler diledi kaç defa. yapmayın sizin de mi gücünüz zayıf olana yetiyor sadece.
edit: (bkz: ek ödeme yalanı) adalet arayan sağlık çalışanlarına destek olalım.
kötü günlerde kişiye güç veren sözler
-
ıki yana acilan iki kolla birlikte
"tamam gel buraya"
askerde yemek sipariş ediliyor mu sorunsalı
-
hic bir askerlik baska askerlige benzemez. her gun hastaneye adam goturup, butun gun hastanede bos beles bekleyen aksam da boluge donup uyuyan da askerlik yapiyor, sabahtan aksama kadar yazihanede sigara cay abur cubur takilan da yapiyor. o hastanede takilan duzenini kurmustu parmakliklardan durumu geliyordu her oglen.
mesela benim ustalik yaptigim bolukte subay gazinosundan pide siparisi verirdik tabii baglantilarimizi kullanarak. 6 bucuk gibi gider arka kapida bekler pideleri alir yerdik. gazino’yu isleten subayin da isine geliyordu her gun kac pide hazirlatmissa illa bitiyordu. cope giden bir sey olmuyordu.