hesabın var mı? giriş yap

  • ıstanbul' da vergi indirimi kesmez, bisikleti ile işe sağ salim ulaşmayı başaran herkese ömür boyu maaş bağlanmalı. bu arabasını siki sanan puştlar yüzünden kaldırımda, sokakta hatta evinizin içinde bile ölebilirsiniz. bisikletle gezmek ise sırattan daha ince bir köprü.

  • turnikeden;
    guner umit: siz mi seciceksiniz konuklardan biri mi secsin
    telefonla katilan yarismaci: $amandira bey secsin...(konuklardan biri sihirbaz mandrake idi.)

  • net değil brüt 22 bin lira olması durumu. onun neti olsa olsa 17 bin olur. kemal kılıçdaroğlu net olarak asgari ücretin 2,5 katı olacağını söyledi. aradaki farkı siz hesaplayın artık.
    ayrıca niye seçimden sonra? sen iktidarsın. istesen şimdi anında yaparsın, seni tutan ne?

    not: devlet memuruyum. değil 22 bin tl, ev araba yat kat verse yine oy vermem ve benim gibi milyon tane memur var.

  • bu videodaki her bir kareyi izledim ve yol vermeyen şoför, sen haksızsın ibne. seni kınıyorum, ve sana laflar hazırladım.

    ulan belki adamın acelesi var, yol ver çekil karaktersiz. yol vermeyince kendini adam sanan şerefsiz soylarının yurt dışı şubesi. "oo nasıl da yol vermedim ama" diye gerinirler bir de. iyi bok yedin. belki adamın karısı doğuracak, oraya yetişmeye çalışıyor; belki ailesinden biri ameliyat olacak, ona gitmeye çalışıyor.

    videonun başında aradan geçmeye çalışmasına sinirlenip 2 kilometre peşinden sürüklüyor adamı şerefsiz. taş olsa çatlar.

    yem eden abinin bu onurlu ve şerefli davranışında umarım başına bir şey gelmemiştir.

  • "muhalifim ama... " trollerinin görmesi gerken işid zihniyeti eylemi.

    size yıllardır "lgbt bireyler sarı öküzdür" derken bunu kast ediyorduk...

    3 gündür ilgili başlıklarda "ama onlarda gözümüze sokmasın" "muhalifim ama... lgbt dayatması" yazanlar bir kaç seneye dayatmanın kralını görecek.

    iran'a afganistan'a da islam devrimi bir gecede gelemedi, sizin gibi "muhalifim ama..." kitlesinin bu mollalara müsama göstermesi ile geldi.

  • up&up klibini coen kardeşler film diye çekse oscar'ın favorisi ilan edilirlerdi, öyle de muhteşem bir sanat eseri olmuş işte.

  • ege tarafını tercih edecekseniz bir kaç yer söyleyebilirim.

    -karagöl: izmir menemene yakın bu yere sakın ola ki menemen tarafından gitmeye kalkmayın. gerekirse yolunuzu uzatıp normal asfalt yoldan gidin. yoksa kocaman ormanlık alanda, daracacık ve engebeli toprak yolda harap olursunuz vallahi. mekana vardığınızda ise mutlu olabilirsiniz. hele ki sıcaktan ve kalabalıktan kaçtıysanız burası tam size göre. çadır alanı da var hazır çadır da. artık tercih size kalmış.

    - özdere kalemlik: yine izmir'den bir mekan ancak oldukça ifşa olmuş yani kalabalık. denize girebilme avantajına sahip ancak neredeyse 24 saat boyunca mangal yapan amcalarla dört bir yanınızın çevrileceğini unutmayın. ayrıca onlar o çadırları yazlık niyetiyle kullandıklarından, epey bir yerleşik hayata şahit olacaksınız.

    -bafa gölü çeri restoran: ikisini birlikte yazdım çünkü çadır kurduğumuz alan restorana ait bir yerdi. restoranın hemen yanıbaşına çadırınızı kurabilir ve tabi yeme içme ihtiyaçlarınızı restorandan karşılayabilirsiniz. sabah sizi kaz sesleri uyandıracaktır. ancak profesyonel bir çadır alanı olmadığını unutmayın. yani duş yeri vs. beklemeyin ama tuvalet tabi mevcut. ayrıca şarj ihtiyacınızı burada karşılayabilirsiniz.

    -karaburun dolungaz: sanırım gittiğimiz yerler içinde bizim için en ideal olandı. gidiş yolu epey virajlı ama değiyor. çadır alanları da çadırları da mevcut. denize girebilir, manzaralı bir yerden çadır alanı kapabilir ya da insanlardan uzak mekanlara yerleşebilirsiniz. içinde cafeteryası da mevcut.

    - didim tavşanburnu: girip çıkmamızın bir olduğu bu mekan oldukça kalabalık. çadırlar adeta yol kenarına kurulmakta. ayrıca belediyeye ait bir yer olduğu için epey kalabalık. tabii fiatları uygun ve denize girebilirsiniz.

    - varil barrel kamping: çadır ve dinlenme için oluşturulmuş yapay alan. çaba takdire şayan tabi ama çadır insanı bi doğallık aramıyor değil.

  • ürkütücüdür. eylem süresince eylemcilere karşı öyle aşırı tepkiler duydum ki kanım dondu. yok kafalarına sıkacakmışsın, yok bilmem ne yapacakmışsın... komşunun oğlu/kızı belki oradaki, senin insanın ya? bu nasıl bir vahşet? allah akıl fikir versin hepinize. zaten baştakilerin çok daha basit şekilde bitirebilecekleri bir eylemi kışkırtmalarla bu noktaya getirmelerinin amacı da buydu. şimdi kim provakatör kim oyuna gelen söyleyin?

    edit: biz göçmeniz, bosna'da akrabalarımız var. yıllarca bosna savaşının vahşet hikayelerini dinledik. orada birlikte gülüp eğlendiği, düğününe derneğine katıldığı komşuları katletti boşnakları. sırf dini farklı diye. işte sizin o sırp kasaplarından hiç farkınız yok, bilesiniz.

  • iki gösteride de konu aynı gibi dursa da, cem yılmaz, olayı anlattıktan sonra "aslanın var olması zaten mucizenin kendisi değil midir? mucizeyi varlığında aramak varken neden çıkardığı seste arayalım?" şeklinde bir tespit yapmıştır ki ancak felsefe kitaplarında falan bulabilirsiniz, doğu da bu seviyeye anca aşağıdan bakar elini gözüne ışık gelmesin diye siper ederek.