hesabın var mı? giriş yap

  • siz, sendrom diye diye pazartesiyi nam nam nam yiyip bitirmeden (tamam illa yiyecekseniz, bana da bir lokma ayırın) önce, bir şey anlatayım.

    bu sabah, mal varlığımın en kıymetli parçalarından biri olan "ac/dc" tshirtümü giydim. tamam, biraz eskimiş olabilir ama hâlâ çok güzel. ben gözlerim yerde, kulağımda müzik, metroya yürüyordum. kafamı bir ara kaldırdım, karşımdan 45- 50 yaşlarında bir kadın geliyordu. üzerinde de "ac/dc" yazılı bir tshirt. tshirtler farklı, ama ac/dc aynı ac/dc. birbirimize iyice yaklaşana kadar, ayırmadık bakışlarımızı. ben ne yapsam diye düşünürken, kadın benden önce davrandı ve yan yana geldiğimizde şu hareketi yaptı; devil horns
    ben de karşılık verdim, ac/dc kardeşliğimizi kutsadık ve yollarımıza devam ettik. saatler geçti; rüya mıydı, değil miydi... emin olamıyorum.

  • süper marketlerdeki manav reyonunu hatırlatan kafedir. marketlerde de hıyarların, maydonozların üzerine aralıklarla su serpiliyor, bu kafelerde de.

  • yanlış soru. çekiyor.

    bak şimdi, troll falan demeden anlatıyorum. kütle çekim kuvvetini f = g.m1.m2 / d^2 ile hesaplıyoruz. yani etkileşimde bulunan iki cismin kütlelerini evrensel çekim sabitiyle çarptıktan sonra, iki cisim arasındaki uzaklığın karesine bölüyoruz.

    evrensel çekim sabitinin değeri, mks sisteminde 6.67 × 10^(-11)

    google'dan ortalama ağırlıklara şöyle bir baktım. bir karpuzu uç değer sayılabilecek şekilde ortalama 7 kilo alalım ki çekim gücü en yüksek olsun. elmayı da büyük boy seçip ortalama 150 gram alalım. bu da kilogram olarak 0.15'e eşit.
    şimdi formülde, pay kısmında bulunanların hepsini çarparsak yaklaşık 7 x 10^(-11) çıkar. aradaki mesafeyi de küçük alalım ki sayının tamamı en büyük olabilsin. mesela aralarında 1 cm olsun. mks sistemi gereği metreye çevirirsek 0.01 eder. karesini alırsak ve ilk bulduğumuz değere bölersek elde edeceğimiz son sayı 7 x 10^(-7) olur. yani 0.0000007 newton. karpuzun elma üzerindeki kuvveti bu kadar. elma da karpuza buna eşit ama bununla zıt yönlü bir kuvvet uyguluyor. yalnız bu esnada ikisi de yeryüzü tarafından aşağıya doğru, daha büyük bir kuvvetle çekiliyorlar. dolayısıyla elmanın, dünyanın çekim kuvvetini yenerek karpuza doğru gitmesinin imkânı yok.

    evet, huzura erdin mi bunu öğrenerek sayın yazar?

    edit: bir arkadaş entry'de ciddi bir hata olduğunu ve kütle çekimini bir mıknatısın kolayca yendiğini söylemiş. aslında söylediği "kütle çekim en zayıf kuvvet" gerçeği, benim söylediğimi çürütmez, destekler. elektromanyetik kuvvet, kütle çekim kuvvetinden güçlüdür ama karpuz ve elma manyetik özellik göstermez. dolayısıyla kütle çekiminden daha ağır basan bir etkileşimleri yok. muhatap oldukları ve yenmeleri gereken makro boyutlu tek temel kuvvet kütle çekimi. bu durumda bileşke kuvvete bakarız. o da yer çekimi lehine olur.

    sürtünme zaten her türlü harekette hesaba katılması gereken bir şey ama başlığın konusu bu iki cismin birbirine çekim kuvveti uygulamadığı iddiası olduğuna göre daha derin hesaplar yapmaya gerek yok bence.

  • piyasa değeri 8000 lira olan bir yazıcıyı burada 5300 liraya satan bir satıcı gördüm. siparişi geçtim. teslim tarihi 1 ay sonra yazıyor. dedim bunda bir iş var. birkaç hafta geçti, hareket yok. trendyol müşteri hizmetlerine yazdım. "mutlaka ürününüz gelecek, şu anda hazırlanma aşamasında, gelmezse bize yazın" gibi copy-paste cümleler gönderen bir temsilci ile yazıştım. 1 ay oldu hala yazıcı gelmiyor. tekrar yazdım. ne dese beğenirsin: "satıcının trendyol ile ilişkisi bitmiş, biz iptal edelim siparişinizi". aramasam iptal de etmeyecekler. bir satıcının sözleşmesi fesh olursa açık siparişler niye otomatik olarak kapatılmaz? bana sorarsanız tam bir rezalet ama diğerlerinin yanında ufak kalıyor, o yüzden gündeme getirmeye gerek yok. trendyol 1 ay paramı tuttu. olay bundan ibarettir.

  • bu konuda türkiye'de herhangi bir yasa yönetmelik vs. var mı bilmiyorum ancak amerika'daki en yüksek mahkeme supreme court'un insan geni doğa'nın bir parçasıdır ve üzerinde fikri mülkiyet hakkı iddia edilemez, herhangi bir patent işlemi yapılamaz şeklinde bir kararı mevcut. ancak firmaların yapay olarak sentezledikleri gen dizilimleri için patent almaları yönünde engel yok. (kaynak

    genetik mühendisliğiyle elde ettikleri gen dizilimlerine patent alıp, insan embriyosuna eklenmek istenen özellikler için ücret talep etmenin hukuki yolunu arayan firmalara kanunlar mani oluyor. zigot üzerinde gen modifikasyonu gibi şeyler şimdilik yasadışı. ancak bunun gelecekte böyle olup olmayacağı tartışmaya açık bir konu. örneğin bebeğinizdeki bir sağlık ya da doğuştan rahatsızlık crispr vs. gibi metodlarla tedavi edilebilir ancak buradaki etik çizgisinde sınırın da nereden çizileceği de önemli.

    örneğin bebeğinizin gelecekte kansere yakalanma riskini 10 kat azaltan geni ekletmek isterseniz 10000 dolar, boyu en az 190cm olsun isterseniz 10000 dolar, renkli gözlü 5000 dolar, jawline sahibi olsun diyorsanız 7000 dolar gibi ücretler karşılığında bebeğinizin genlerine müdahale ettirmek mümkün olabilir. tabii bu genler patentli olursa fiyatları muhtemelen daha da pahalı olacaktır. yabancıların designer baby dedikleri husus şimdilik pratikte yasak olduğu için uygulanmıyor. amerika'da sadece bilimsel çalışmalar için buna izin veriliyor. gerçekten bebek sahibi olmak ise mümkün değil. (kaynak)

    bu olayın bir diğer boyutu da sizlerin mahremiyeti, mevcut yasalara göre dna'nızdan bazı genlerin kopyalanmasını ve başkaları tarafından kullanılmasını engelleyen, bunu yasaklayan bir düzenleme de yok. bu durumunda yine aynı mahkeme kararından ötürü sizin üstün genleriniz gelecekte bazı hastalıkların tedavisi ya da kozmetik nedenler için kullanılırsa bu genlerin orijinal sahibi olarak üzerinde maddi manevi herhangi bir hak iddia edemiyorsunuz.

    bu konuyu sanatçı larry miller http://www.onlyonelarrymiller.com/ adresinde dile getirmiş. hatta sitesinde konuyla ilgili esprili bir sertifika şablonu da yayınlamış. görsel
    neticede çok karışık ve etik açıdan gelecekte uzun tartışmalara neden olabilecek bir konu. kürtajın bile tartışıldığı ortamda ise henüz toplumlar bu kadarına hazır değil.

  • fatih sultan mehmet köprüsünde motosikletinin ön tekerini kaldırıp gitmeye çalışırken köprü korkulukları ile bariyer arasına savurulup olay yerinde hayatını kaybetmiş sürücüdür. motosiklet kazadan sonra tam 250 metre sürüklenmiş.
    böyle insanlara üzülemiyorum, hiçbir trafik canavarının ölümüne üzülemiyorum elimde değil.
    neyse ki, başka birine sebep olmadan sadece kendi gitmiş. allah rahmet eylesin ne diyelim.

    kaynak

    ek: instagram hesabı tespit edilmiş, paylaşımları zaten fazla söze yer bırakmıyor. adam bildiğin elinde bombayla yaşıyormuş, neyse ki başkasına atamadan üstünde patlamış: https://www.instagram.com/bygastroo/

    not: çok bilmişlere ithafen. çocukken ailesinin yarısını bir trafik magandası yüzünden kaybetmiş insanım. nefret de kusarım içimi de kusarım. gram acımam böylelerine. ondan ne farkın kaldı demiş, kimsenin hayatını tehlikeye atmamak olabilir mi mesela? bu magandalar sizin ailenize de dokunsun da sonra sevgi pıtırcığı olun.