hesabın var mı? giriş yap

  • vay anasını adam parayı bastırıp köşe yazısı yazmış, bir de diğer gazeteciler gibi poz vermiş. asrın ayılığı olabilir bu.

  • efkan ala iğrenç bir adam.

    "o adamın kapısını kırıp evine girip alacaksın" demiş bir adam kendisi, az önce çıkıp basın toplantısında hak ve hukuktan bahsetti. hatta "seçim bürosu basmış" olan bu herif demokrasiden, halkın kararına saygıdan, sandıklara sahip çıkacağından falan bahsediyor.

    utanmadan "ingiltere gibi büyük ülkelerde böyle dinlemeler olsa ne olurdu" diye de soruyor.
    seçmenlerin bilmez belki ama yeni türkiye'den 40 yıl önce amerika'da watergate skandalı var. 1972'de başlayan skandalın sonunda nixon amerikan başkanı olarak tarihin ilk istifa eden başkanı olarak anılıyor. sonra da adı "düzenbaz nixon" olarak kalıyor.

    nixon bu soruşturma süresinde savcıyı görevden almaya çalışıyor ama amerikan adaleti buna izin vermiyor.

    aynı olayın bir benzeri türkiye'de 21. yüzyılın ilk çeyreğinde yaşanıyor. çalınan paranın, yapılan yolsuzluğun haddi hesabı yok. hırsız oğlu hırsızları korumak için yerinden sürülen ve görevden alınan savcı-hakim-memur sayısı 700'ün üzerinde.

    tapelerde "gidip o kapıyı kırıp alacaksın adamı" diyen herif savcı onaylı dinlemelere hukuksuz deyip, "başbakan tercümanlarını terör örgütü mensubu olarak" gösterilmesine taş vuruyor. bu ülkede genelkurmay başkanı terörist olarak yargılanmadı mı?

    bunların yanı sıra bahsettiği suç savcı onaylı dinlemelerde ortaya çıkan gerçekler korkunç.

    başbakan ve ailesi çete gibi ülkeyi soymuş, türkiye tarihinin en büyük yolsuzluğu yapılmış, bahsedilen rakamın etki değeri 80 milyar dolar, ülkenin istihbarat şefi vatan hainliği ile suçlanıyor, belediye başkanlarının yaptığı imar usülsüzlüklerinin haddi hesabı yok ama hasbam o kadar suçun içinde "bizi dinlediler" kısmına takılmış.

    bi gözünü kapatıp düşün bakalım şu yukarıdaki olaylar ingiltere'de, amerika'da, fransa'da olsa ne olurdu? bu adamlara para ve çıkar için oy verenleri anlıyorum ancak fanatiklikle oy verenler nasıl bir gönül körlüğü içinde, anlayamıyorum.

    sen şu suçların hesabını ver de sonra usülsüz dinlemelerin hesabını alırız.

    allah hepinizin belasını versin.

    lig başlasa da kurtulsak şu politikadan.

  • şu başlığa iki entryde bir "yarmayandır" yazılsa yeri yemin ediyorum.
    gıybet' miş grubun ismi, ahhahahahahah ne kadar orijinal ya. kız nereden buluyorsunuz böyle esprileri, hayret.

  • mülteciliğin, sürgünün ne demek olduğunu bilmeyen ahlak yoksunları gelip ukraynalı kız şakası yaparlar şimdi. lokasyon vermek istemiyorum ama gördüğüm mültecinin dudaklarından kan gelerek param parça olmuş elleri, kıyafetleri ile 20 metreden gelen yoğun kokusunu hissederken hüngür hüngür ağlamasını gördüm.

  • eşinin finosu haline gelmiş bir amerikan çomarının "lütfen ödülümü geri almayın" özrüdür.

    eşini gi jane'e benzetmiş lan adam, hastalığıyla küstahça dalga geçse tamam diyeceğim. başta sen de güldün ve relaks oturuyordun, sonra eşinin 5 karış suratını görünce düğmene bastı ve tokatladın chris'i.

    işte kadınlar adamı rezil de eder vezir de eder. tarihtede koca koca hanedanlıklar, krallıklar çökmüş, will smith'in kariyeri bi kadın yüzünden 5 paralık olmuş çok mu.

    debe edit: debe için teşekkürler. (bkz: sureyya arlican cicek cinayeti)

  • isaac asimov, dönemin bilim kurgu dergilerinde yayınlanmakta olan ve robotları kötü olarak lanse eden hikayelerden baymıştır. tam bu dönemde; astounding science fiction dergisinin 1938 yılı aralık sayısında lester del rey isimli bir yazar tarafından yazılan, helen o'loy isimli bir hikayede ilk kez bir robotun sempatik olarak okuyucuya betimlendiğini görerek acaip bir mutluluk duygusuna kapılır, kendisinin de sempatik ve iyi huylu robot hikayeleri yazması gerektiğini düşünmeye başlar. amazing stories isimli bir başka bilim kurgu dergisinin 1939 yılı ocak sayısında ise, eando binder tarafından kaleme alınan i, robot isimli bir hikaye yayınlanır, bunu da okumuş olan asimov, bir robot hikayesi yazmak konusunda artık iyiden iyiye gaza gelmiştir.

    10 mayıs 1939'da ilk robot hikayesine başlayan asimov, bu hikayesini ancak iki hafta sonra bitirebilir ve hikaye çocuk bakıcısı bir robotu konu almaktadır. astounding science fiction dergisiyle yayınlanması için temasa geçen asimov, hikayenin helen o'loy'a çok benzediği gerekçesiyle red cevabı alır.daha sonrasında bu hikaye, super-science stories dergisinin, 1940 yılı eylül sayısında strange playfellow başlığı altında yayınlanır.

    bu noktadan sonra asimov, parça parça robot hikayeleri yazmaya devam eder;

    - reason - astounding science fiction - nisan 1941
    - liar - astounding science fiction - mayıs 1941

    23 aralık 1940 yılında ise astounding science fiction dergisi editörü olan john campbell ile muhabbet ederlerken three laws of robotics olayını geliştirirler hep birlikte *

    hemen arkasından, asimov, bu kanunları irdeleyecek nitelikte bir hikaye olarak kaleme aldığını belirttiği runaround'u yazar. mart 1942'de astounding science fiction'da yayınlanır. bu hikayede, robotics kelimesi dünya tarihinde ilk kez kullanılmıştır. gelen gazla birlikte asimov şu şekilde devam etmiştir;

    - escape (paradoxial escape ismiyle yayınlamıştır) - astounding science fiction - şubat 1944
    - evidence - astounding science fiction - ağustos 1945
    - the evitable conflict - astounding science fiction - eylül 1946

    1950'de empire serisine başlayan asimov, 8 haziran 1950'de gnome press'ten gelen teklifle, o ana kadar yazmış olduğu tüm robot hikayelerini tek bir kitapta birleştirmeye başlar. kitabı, mind and iron başlığıyla yayın evine vermiştir. daha önce başka bir eserde kullanıldığı için ne kadar karşı çıksa da editörün baskılarıyla kitabın isminin "mind and iron" yerine "i,robot" olmasına razı olur.

    yazmış olduğu hikayeler, okuyucuya mantıklı gelmesi için yeniden sıralanmıştır.

    kaynak: the caves of steel - introduction - isaac asimov - nyc