ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
liseyi sevgilisi olmadan bitiren insan
-
platonik aşık olmayı hayat felsefesi edinmeye o yaşta başlamıştır.
üniversiteyi de öyle bitirmiştir.
muhtemelen hayatını da aynı gazla bitirecektir.
ünlü biriyle ilişki yaşamış sözlük yazarları
-
27 kasım 2007 günü prens charles ile tuvalet çıkışı konuşmam hayatımda yaşadığım en ilginç ünlü ilişkisi olabilir sanırım..
ulan 3 saatlik data structure dersinden çıkmışım, sıkışmışım zaten hadi bir tuvalete gireyim dedim, bu arada etrafımdaki insanların %90 ı takım elbiseli tuvalette..tam tuvaletin çıkışına geldim bir kalabalık, kamera ışıkları, fotoğraflar falan filan derken aradan 2 ,3 saniye geçmeye kalmadı prens charles ile karşı karşıya geldik..ben ne olduğunu anlamadan bir de bana soru sormaz mı? olayı algılamam zaten bir kaç saniye sürdü..ondan sonra cevaplayabildim sorusunu..soru da şuydu "okuldaki eğitimden memnun musun?" bendeki cevap sadece "evet" olabildi tabiki.. sonra sorular devam etti, ben yine girdiğim şokun etkisiyle kısa cevaplar verdim,ardından yürümeye devam etti..tabi ben olayın şokunu belirli bir süre atlatamadım.. düşünsene lan tuvaletten çıkıyorsun karşında prens charles dersler nasıl diyor.. hatırladıkça ara ara gülüyorum hala..
(bkz: bu da böyle bir anımdır)
pelin akil
-
dizi oyuncularına aşı önceliği verilmesi gerektiğini savunan insancık. kendi iç dünyasına, o müko hayatına o kadar gömülmüş ki, artık bencillikten gözü bir şeyi görmez olmuştur.
siz zaten dizilerde oynamasanız da akşama kadar yaptığınız itici reklamlarla hayatta kalırsınız pelin hanım. çocuğuna don alamayanların yaşadığı bir ülkede siz bedava giydiriyorsunuz zaten. sizin üzerinize reklam diye don atacak bir sürü marka var.
benim kanser hastası annem daha aşı olmamış, dizi oyuncusu mu aşı olacak.
edit: mesaj atan, iyi dileklerini ileten arkadaşlara teşekkürler, anne haftaya aşı olacak öncelikle belirtmek isterim. ben sadece pelin akil'in öncelik listesine dizi oyuncularını da eklemesine tepki göstermek istedim. sadece kanser hastaları veya kronik hastalar değil daha aşı olamayan öğretmenler, marketlerde biz evdeyken çalışan insanlar ve daha tehlike ile karşı karşıya kalan niceleri var. ben her gün insanlarla iç içe olduğum bir işim olduğu halde kendimi öncelikli görmüyorum, ama pelin akil hanım dizi oyuncusu olduğu için kendini öncelikli görüyor.
ayrıca aşı tedarik edemiyor diye tepkimi sağlık bakanlığına göstermeyişime takılmış bir yazar var aramızda; bir kaç entry altta kendisi. ''benim annem olmadı, o da olmasın.'' diye düşündüğümü çıkarmış bu yazdıklarımdan, pes doğrusu.
birincisi tepki göstermediğimi nereden biliyorsun? şu an bir öncelik durumu varsa uymak zorunda değil miyiz zaten her halükarda? ve evet yazar kadeşim influencer furyasından gına geldi, sen bu insanların donu bile bedavaya getirmesinden mutluysan ne mutlu sana!
ingilizcede kullanılan kısaltmalar
-
pls = please = lutfen
fyi= for your information= bilginize
asap= as soon as possible= en kisa surede
encl = enclosed = ekteki, ili$ikte bulunan.
c/o = care of = ilgisine
pto = please turn over = lutfen sayfayi ceviriniz
pls cfm = please confirm = lutfen onaylayiniz
attn = attention = dikkat
b/w = between = arasinda
btw = by the way = bu arada
w/i =within= icinde
w/o = without= disinda, haricinde, onsuz
n/a = not applicable = konuyla ili$kilendirilememi$
ie = latince id est that is = yani
nb = latince nota bene = pay attention = dikkat ediniz
etc = latince et cetera = and so on = ve bu gibi
a.m. = latince ante meridiem = before the middle of the day, before 12 o'clock = gece onikiden sabah saat 12ye kadar
pm = latince post meridiem= after noon (12 o'clock)-before midnight = oglen saat 12den sonra.
eg = latince exempli gratia = for example = ornegin
pa (buyuk harfle arada nokta olmaksizin yazildiginda)(bkz: pa/23) = personel asistant = ki$isel sekreter
p.a. (kucuk harfle arada nokta ile yazildiginda)(bkz: pa/21)= per annum = yillik
pw = per week = haftalik
gmt = greenwich mean time = greenwich (ingilterede sifirinci boylamin gectigi yer) saatine gore
phd = doctor of philosophy = doktora
vip = very important person = cok onemli kisi
toefl = test of english as a foreign language
pd = paid = odenmistir
gmat = the graduate management admission test
gre = graduate record examinations
cp = compare (with)= kar$ilastiriniz
a/c = account = hesap
vat = value added tax = kdv
foc = free on charge = ücretsiz
fob = free on board = gemide teslim
cif = cost, insurance, freight = bedel, sigorta, nakliye
inc = incorporated = anonim, tuzel ki$ilikli
ltd = limited= sinirli $irket
abbr= abbreviation = kisaltma
jr = junior = cocugu, genelde oglu
thx= thanks = te$ekkurler
eta = estimated time of arrival = tahmini vari$ zamani
approx = approximately = yakla$ik
cod = cash on delivery = teslimde odemeli
lb = libra veya pound = 16 ons veya 453.59 grama esit agirlik birimi.
lbs = libre veya pounds (pound cogul)
mph = miles per hour = 1 saatte gidilen mil(1 mil = 1.60935 kilometre)
yd = yard = 1 yard = 91.44 santimetre
(bkz: muhtelif olculer ve tekabulleri)
ira = irish republican army = irlanda kurtulu$ ordusu
cia= central intelligence agency (bkz: #1050513)
fbi = federal bureau of investigation (bkz: #32405)
nato = north atlantic treaty organization = kuzey atlantik pakti
sahibinden.com'da satılan varak delisi daire
-
tam bir ihaleci ak partili evi.
jpg terör örgütü
-
sürekli hareket halinde olan gif birimleri vardır.
cem yılmaz vs şahan gökbakar
-
birisi turizm ve otel yönetimi okulunun tiyatro kulübünü kurmuş, diğeri de tiyatro bölümünde turistmiş gibi duruyor.
amerikan filmlerinde klavye kullanma stili
-
oyle kullanmaya calistim su cikti:
"oljkdkvsdkvj ikvsjhvpùkls vùlskvh sfùv hsffùlkvhsfvohefùvlk nfscvôiif hvsfivh zdùoivjhsdùlv zdivpjdkùlv jdivpj dkùvjzpivjhz ùlkvjzùipjùflkj zrfzjzekrpjfzipgzrpgzrpilmk jzdgzrfzùfpkhzr$pf zrefihzr"
yukardakilerden biri pentagon'a giris sifresi ama hangisi bilemiyorum, deneyin bulun.
yaran diyaloglar
-
çanakkaleden istanbul'a gelen arkadaşımı, mecidiyeköy metrobüse almaya gitmiştim. aramızda geçen muhabbet;
-nasıl kolay oldu mu yolculuk?
+güzeldi. birde istanbul'da kimseye güvenme derler.metrobüse binmek için istanbul kart alacakken bir adam “gel boşuna kart ücreti ödeme, benim karttan basarız sen bana ödersin” dedi. öyle yaptık. insanlık ölmemiş.
o gün istanbul'un kurtuluş yıldönümü nedeniyle metrobüsün bedava olması dışında her şey normal.
beyaz yaka silkeleme odaklı ürünler
-
tezsiz yüksek lisans
ramazan bayramı klasikleri
-
babamın 3 gün boyunca yediği her şeyden sonra "aha orucumuz bozuldu ehiehiehi" demesidir. yıllardır hiç vazgeçmedi.
kişinin 15 yaşındaki haline vereceği öğüt
-
- sakın herkese güvenme, kapılarını açma... çok pis canını yakarlar 30 sene unutamazsın...
engelli otoparkına park eden zihniyet
-
mayis 2005 tarihinde, saat sabah 11 civarlarinda, kadikoy'deki tepe nautilus alisveris merkezinden cikarken, "b" kapisinin onundeki engellilere ayrilmis, zincirle cevrilmis yere park eden bu zihniyetteki sahsi gordugumde, kucaginda 2 yasindaki oglumla guvenlik gorevlisini ikaz etme "hatasinda" bulunmustum. etraf los, sol gozumde retina yirtilmasi var, secmem zor, park eden sahsin kafasinda bir cesit sapka var...
benim de guvenligimden sorumlu gorevliyle aramizda gecen diyalog:
- hanimefendiyi ikaz eder misiniz, engelli yerine park ediyor
- hanimefendi degil o, ordu mensubu
- engelli, gazi filan mi yani?
- yoo, degil.
- neden buraya park ediyor peki?
- ben ne diyeyim simdi asker adama? sen (!) soyle.
bu sirada ordu mensubu bey arabadan iner, benim onun arabasina bakarak gorevliyle konustugumu gorur..
- ne var?
- beyefendi, gormuyor musunuz, engelli yerien park ediyorsunuz. bir suru bos yer var, ayip degil mi?
- istedigim yere park ederim.
(annem araya girer, biraz "dank" diye konusmasiyla unludur)
anne - manyak misin, ceksene arabani suradan.
- hooarrgh sen bana ne dedin layn... (diyerek uc adimda annemin ustune cullanir, guvenligimizden sorumlu gorevli bakiyordur)
anne - otoparkin ortasinda dayak mi atacaksin, bu beklenir zaten, gucun bi bana yeter herhalde
(ben oglumla araya girerim)
- yanimizda cocugun onunde boyle rezalet mi cikaracaksin?
(oradan gecen ve soylediklerimiz duyan bir baska zihniyet, kadin hem de)
- o asker, memleketi onlar kurtariyor, istedigi yere park eder...
(dumur)
- istedigini de dover di mi? yuru anne gidelim, gercekten adam bizi dovecek yoksa..
arabaya kosar, cikariz, gorevli, "yapma abi degmez bu xropxlar icin" diyor bagirarak... sinirden eller titremektedir, adamin arabasinin plakasini almayi unutmam... bir de bakariz, adam isini gucunu birakip bizi takip etmeye baslamistir. arabayi sagdan soldan s›k›stirip, parmagiyla, "sen goreceksin gununu" seklinde bir seyler bagirmaktadir.
- alo 155
- annemi, beni ve 2 yasindaki oglumu arabasiyla taciz eden ordu mensubu bir beyi sikayet etmek istiyorum. arabayi kenara cekmemizi istiyor, biz de kaciyoruz.
- neden kenara cekmenizi istiyor.
- dovecek galiba (!) (olayi anlatirim, esgali ve plakayi veririm)
- yerinizi bildirin..
- (bildiririm)
- kiziltoprak'a kadar idare edebilir misiniz?
- nasil yani?
- oradaki ekip cevirecek, o zaman kacarsiniz.
- tutuklayacak misiniz?
- bir suc isledi mi?
- henuz degil.
- tamam cevirecekler simdi. stadin ordan gecin. biz hallederiz.
gercekten de kiziltoprak isiklarin hemen onunde duran trafik polisi, once bize "gec gec" dedi, sonra da arkamizdan deli gibi gelen adamin arabasini cevirdi.
bu gibi zihniyetlere catinca da dikkatli olmak gerekiyormus diye bir ders daha aldim (!). "memleketi kurtarmak sana mi kaldi" diyenlere de, kucagimda oglum olmasa kendimi de, annemi de, engellilerin haklarini da korurdum...