• bayram....

    ne rugan papuçlar var baş ucuma koyduğum
    ne kırbaçlı topaç ne cam bilyeler
    renkli hayaller de yok duvarla oyduğum
    yıkılmışım bu sabah kimseler bilmeyeler.

    bugün bayram sokaktan geçenler seccade taşıyor
    tan yerinde kızıllık uykusuz gözlerimi kaşıyor.

    sandıktan çıkmış kokulu sabunduk bayram sabahları
    kardeşçe kavgalar ederdik harçlıklar üstüne
    anam alırdı biriktirdiğimiz bütün günahları
    masal anlatırdı öksüzlerin açlıkları üstüne.

    bugün bayram yaldızlı şeker güneş yağmur gül suyu
    ezan çoktan okunmuş hadi nasıl uyursun uyu.

    babannemin elleri papatya kokan elleri
    öperdi bir yüzümden kendi öbüründen rahmetli dedem için
    etekleri upuzundu nasırlıydı elleri
    bir erkek görse başını eğerdi bilmem niçin?

    bugün bayram ne el öpenim var ne elini öpeceğim
    bir kez çalınsa kapım sevinçten öleceğim.

    nerdesiniz çocukluğumun çocuk tadında bayramları
    mahallenin delisi musa, çocukların irisi hamza nerdesiniz
    nereye sakladınız saklambaç oynadığım akşamları
    biliyorum dönüş yok bu oyunda gelinmez yerdesiniz.

    bugün bayram içimde ağlayan bir atlı karınca
    her şeye rağmen bayram işte karınca kararınca....
  • halkımın her bayramı mümkün mertebe tatil diye geçirmek isteyişine iç geçirip artık sözlüklerden silinmesini, yerine tatil kelimesinin konmasını talep ettiğim kelime.

    bakalım yakışıklı duruyor mu:
    23 nisan çocuk tatili
    19 mayıs gençlik ve spor tatili
    ramazan tatili
    kurban tatili
    cumhuriyet tatili...

    eh fena durmadı değil mi?

    -sen şeker tatilinde nereye gidiyorsun?
    -valla şeker cüzdan tam takır, ben kurban tatilinde bi karayip yapayım diyorum
  • bayram yıllardır büyük halamın evinde ilk gün yenilen toplu aile yemeğidir... ve en büyük şartı içli köftedir... bu bayramsa sanırım aile efradının ve de başka yerlerde bir kısım cemaatin topluca oturup arkamdan beni yargılamasından başka bi işe yaramayacak...
  • adetlerine bayıldığım özel gün...

    sabah tüm aile aynı saatte uyanır. erkekler namaza gider, kadınlar kahvaltı hazırlar. her şey özel olmalıdır o yüzden her sabah yenmeyen şeyler hazırlanır. erkekler geldiğinde bayramlaşma anı gelmiştir. önce anne ve baba bayramlaşır, akabinde çocuklar... anne babamın eli öpülür ve kahvaltıya geçilir. kahvaltıdan sonra herkes en güzel kıyafetlerini giyer ve komşular gezildikten sonra, önce baba tarafı gezilir, sonra anne tarafı`:doğu geleneği... babaanne kesin loğuk yapmıştır, deli gibi yersin. her ziyaretten sonra harçlıklar hesaplanır ve uzun zamandır görüşülmeyen sevilenlere sürprizler yapılır... artık 500üncü kez teklif edilen baklavayı reddetmek için bin takla atılır, tatlıyı yemek istemeyen misafire "ama bu ev baklavası, çok hafif..." denir, sanki baklavanın hafifi olurmuş gibi... bayramın son gününde ise şekerlikte kalan tüm şekerler çocukların önüne verirlir. işte o an bayram bitmiştir...

    her gününde akşam eve yorgun dönülse de, hatta sadece bayramlarda giyilen iskarpinler insanın topuğunu paralasa da zevklidir bayram ve bayramın tadını en çok kalabalık aileler çıkarır.
  • türk matbuatında en orjinal ve şahane yorumu nihal bengisu karaca'nın yaptığı günler...

    http://www.zaman.com.tr/…&title=bayram-kime-geliyor

    "bayram çocuklara gelir derlerdi. her şeyin az, her şeyin kararında olduğu yıllarda öyleydi. artık, değil. çocuklar, dolgun maaşlı delimsirek yetişkinlere benziyorlar. ne yeni ayakkabı ekstra bir sevinç vaat ediyor; ne öpülen el adedince çoğalacak bayram harçlığının bir manası var. her şeyleri var; hayat felsefeleri ve 'ahlak anlayışları' bile. hedefler büyük; filmiydi, cd'siydi, oyunuydu, nintendoo'ydu şuydu buydu derken hayal dünyası coşmuş, adrenalin doruk yapmış, dini duygular bile 'audiovisual'... 'anne, nasrettin hoca'ya birkaç süper yetenek eklemek istiyorum, ama eklediğim yetenek onu yanlış davranışlara yöneltmemeli...' off. şiştim."
  • ne konuştuğunu bilen bir hoca efendi bayram konusuyla ilgili şöyle bir açıklama yapmalı:

    "bakıyorsunuz, îd* adını değiştirdi. ne oldu îdin* adı? bayram. olmaz. adını bir başka türlü de değiştirmişler şimdi. ramazan bayramı. bu dört dörtlük bir îd-i fıtr, ne ramazan bayramı. yani buna bir kültürel erozyon denir"
  • her gün kutladığım.
  • eğer sağlam aile ilişkileriniz yoksa, denk geldiği günler ne kadar tatil ilan edilse de, keyif vermekten ziyade tüm zihninize zehir dolduran olaydır. evine gidip, ziyaret edip, iki tatlı lafın belini kıracağınız, sitemleri işitip, hoşça gönül almaya çalışacağınız birilerinin olmaması ve aslında olmalarına rağmen boka sürülecek insanlar olmaları yılın 365 günü içinizi ezer ama bayram seyranda daha baskın hissedilir bu.
    yalnızlık iyi midir? hep değil be abi..
  • eğer aile büyükse ve siz de bu ailenin en küçüğü iseniz, son derece mutlu başlayan örf ve adetler zincirinin tekrarlandığı muhteşem günlerdir. bayramın ilk günleri anne/baba, varsa nine/dede ziyaretleri yapılır, eller öpülür, çocuklar harçlıklarını alır. sabahtan akşama kadar girilen her evde el baklavası ve yaprak sarması yenir. ha buraya kadar herşey normaldir. diğer günler ise evde beklenilir, bir tepsi tatlı yapılmıştır gelen giden olmayınca oturup evdekilerle başlarsınız onları yemeğe, sonra hızınızı alamazsınız misafirler için aldığınız çikolata ve yemişleri de sırasıyla mideye indirirsiniz.sonuç kilo üstüne kilo ekleyip bayram bittiğinde işyerini boylarsınız. ama yine de seviyoruz bayaramları, yoksa bana hergün bayram da ondan mı?*
  • çocukluğumdan beri bir türlü havasını yakalayamadığım günler. zorlama bir mutluluğun insanlar üzerindeki hakimiyetini hissettiğimden olsa gerek.

    "bugün bayram mutlu olun!!"
hesabın var mı? giriş yap