• enteresan bir yaşam sürmüş, cesur ve güçlü, savunma ustası, bekle gör taktiği ile hareket eden temkinli bir asker ama sivil yaşamında bir o kadar ürkek ve silik bir 6. yüzyıl bizans dönemi karakteridir. ı. justinianus döneminin en güçlü komutanıyken, persler, sasaniler ve gotlar başta olmak üzere pek çok devlete karşı savaşmış, batıda roma'yı, ravenna'yı ve daha pek çok yer ile doğu'da önemli yerleri ele geçirmiş, roma'da krallık teklif edilmesine rağmen kabul etmemiştir.

    işte ne olduysa bundan sonra olmaya başlamış, ı. justinianus, halkın da çok sevdiği bir isim olan belisarios'un tahtını elinden alacağı sanrısıyla, hep kuşku içinde yaşamış, düşman kesilmiştir. karısı theodora ise çocukluk arkadaşı antonina ile evli olan belisarios'a karşı inişli çıkışlı bir bakış sergilemiştir.

    532 yılında bugünkü sultanahmet meydanı'nın olduğu yerdeki hipodrom'da yapılan maviler ve yeşiller'den oluşan araba yarışlarının son evresinde galeyana gelen yeşiller'in, imparator ı. justinianus'un da tuttuğu maviler'le çatışmaları ve olayın yönetime karşı bir ayaklanmaya doğru evrilmesi, meydanın yanı başındaki sarayda dikkatle takip edilmiştir. yeşiller bizans ailesinden hipatius'u sözde kral ilan ederek ""nika", "kazan!", "zafer!"" gibi sloganlar atarlar.

    ı. justinianus, deniz yolu ile ayrılmak için hazırlık yapar ama kraliçe theodora, imparatoriçe olmadan uyanacağı bir günün korkunç olacağını ve asla kabul edemeyeceğini, kral olan kişinin de sonuna kadar savaşması gerektiğini söyleyerek durdurur kocasını.

    o arada sarayda olan ve narses ile mundus gibi dönemin iki güçlü generalinin de katıldığı durum değerlendirmesinde belisarios ayaklanmayı bastıracağına dair teminat vermiş, kendisine güvenilmesini istemiştir. nitekim, üç komutan isyanın çıktığı hipodrom'a gitmiş, mavilere para verilmiş, ayrılmaları istenmiş ve maviler'in çoğu hipodrom'dan çıkarılmıştır.

    sonunda daha çok yeşiller'in kalmaya devam ettiği alanda kanlı bir çatışma gerçekleşmiş ve tarihe nika ayaklanması olarak geçen bu olayda yaklaşık 30 bin insan hayatını kaybetmiş, istanbul'un yarısı yok olmuş, ayasofya da bu arada yıkılmıştır. olayların yatışması sonrası mahkeme kurulmuş, hipatius idam edilmiş, ayasofya yeniden yaptırılmış ve istanbul yeniden inşa edilmiş ve bundan sonra ı. justinianus, daha otoriter bir yönetim tarzına sahip olmuştur.

    bu dönemde yaşanan ciddi olaylardan biri de tarihe justinianus veba salgını olarak geçen ve aralıklarla devam eden veba salgınıdır. tahıl yüklü gemilerdeki farelerin tüylerinde çin'den veya mısır'dan istanbul'a kadar ulaşan veba salgını önce birkaç vakayken sonra günde yüzlerce, binlerce ve on binlerce sayıya ulaşmış ölü sayısı da aynı şekilde yükselmiştir. öyle ki bazı evlerde hiç kimse kalmamaya başlamış, yeterli mezar ve mezar kazacak işçi bile kalmadığı için ölüler, galata civarındaki kulelerin içine atılmış doldukça üzerleri kapatılmıştır. öyle bir vahim durum ki rüzgâr estikçe uzun süre kokuyu tarihi yarımada'ya taşımaya devam etmiştir.

    kral 1. justinianus da vebaya yakalanmış, belarios doğu seferindeyken öldü haberi gelse de kurtulmayı başarmıştır. bu süreçte belisarios'a kral öldü sen kral ol dediklerinde hayır ben olmam ama başka bir isim öneririm diyerek justinianus'un kuzenlerinden birini önermiştir. yanındakiler yememiş içmemiş olayı istanbul'a iletmiş, kral kendine gelince bu haberi alması üzerine ben ölmeden yerime kral mı seçiyor bunlar diyerek belisarios'u tez istanbul'a çağırmıştır.

    belisarios sizin hayatınızı kaybettiğiniz varsayımı üzerinden fikrimi açıklamıştım majesteleri diyerek durumu izah edince kral yatışmış ve yargılama sonucunda ceza vermemeye karar vermiş ama kralın eşi theodora, benim adımı değil de bir başkasını nasıl düşünür taht için diyerek belisarios'a düşman olmuştur. fazla ceza alsın diye çok uğraşmıştır ama elindeki mal ve mülkün bir kısmı gitmiştir belisarios'un yine.

    kralın gözdesi olsa da daima şüphe ile yaklaştığı bir general olan belisarios, italya'ya yeniden sefere gönderilmiş, bu seferi merkezi bütçeden değil kendi servetinden finanse etmesi istenmiştir. yetmezmiş gibi istediği asker sayısı da azaltılmış ve roma kuşatılsa da tam bir başarı sağlayamadan uzun süre geçirmiş, bu arada büyük sıkıntılar yaşanarak, asker sayısı birkaç yüze kadar düşmüştür.

    son roma seferinden çağrılmış, imparatorun dedikodulara inanarak yaptığı tüm aşağılamaları sineye çekmiş, defalarca malı mülkü elinden alınmış, her gün bukoleon sarayı'na giderek ı. justinianus'a saygı ve bağlılıklarını bildirmiştir. eskiden de böyle kızgınlık zamanları yaşanmaktadır ama belisarios'un eşi antonina, çocukluk arkadaşı imparatoriçe theodora ile görüşerek imparatoru yumuşatmasını sağlamaktadır ama theodora kanserden ölmüştür. ı. justinianus pek de üzülme belirtisi göstermemiş, köle pazarlarından kendisi için sürekli güzel kızlar aranmıştır.

    hatta belisarios ve antonina'nın theodora'nın himayesinde büyüyen ve ı. justinianus'un yeğeniyle evlendirilen ama çeşitli nedenlerden dolayı evlilikleri henüz ilan edilmemiş olsa da karı-koca hayatı yaşayan kızlarının nikah akdini, tüm haklarını yeniden vereceği gerekçesiyle annesi antonina'nın imzasıyla iptal ettirmiş ve artık bakire olmadığı için bir soylu ile evlenmesi olanağını ortadan kaldırmıştır. ı. justinianus'un oyunu ile hayatı kararan kız, yaşadığı travmanın etkisiyle kendisini bir manastıra kapatarak rahibe olmuştur.

    belisarios namusuna çok düşkündü. geçtiği yerlerde hayranlıkla karşılanan, aylarca, yıllarca gittiği savaşlarda pek çok fırsat yakalayan belisarios, karısından başkasına yan gözle bakmamış, eşine de sadakatle bağlı bir insan olmuştur ama eşi antonina tertemiz bir kadın mıydı? bugün bilemeyiz ama iddia o ki belisarios'un manevi oğlu olan theodosius ile ilişkisi vardı. defalarca ihbar mektubu alan belisarios, bir türlü kanıtlayamadığı bu durumu, karısına ve manevi oğluna her sorduğunda asla böyle bir şey olmadığına dair yeminler edilmiş, belisarios da inanmıştır.

    bir dönem kendisi bu kadar eşine sadakatle bağlıyken karısının böyle bir şey yapmış olma ihtimali sürekli zihnini kemirdiği için ayrılmışlar ama imparatoriçe theodora aralarını yeniden düzeltmiştir. manevi oğul theodosius, dedikoduların ayyuka çıkması üzerine, ben böyle biri değilim diyerek efes'e gitmiş keşiş olmuş, karısı antonina'nın manevi oğullarına hasretten bir deri bir kemik kalması üzerine belisarios tekrar tekrar theodosius'u istanbul'a getirtmiş en son bu genç adamı imparatoriçe theodora himayesine almıştır. yine iddia odur ki theodosius bu kez de theodora ile ilişkisini ilerletmiş, kıskançlıktan deliye dönen antonina ile theodora'nın arası açılmıştır. bir süre sonra theodosius esrarengiz bir şekilde ölmüş böylece iki kadının da arasındaki kırgınlık bir süre sonra sona ermiştir.

    belisarios'un gücünden ve halkın üzerindeki etkisinden her zaman ürken imparator, bu kendisine sadakatle bağlı generali sürekli aşağılamış, bazen sabahtan akşama kadar sarayın sokağa açılan kapısının önünde kabul için bekletmiş, dönemin istanbul halkı, belisarios'un bu kadar saygı ve bağlılık içinde olmaya devam etmesine içten içe kızmışlardır.

    sonunda affedilmiş, hatta belisarios, ı. justinianus'un danışmanları arasına girmiş ama hiçbir şey danışılmamış, adeta yalnızlığa mahkum edilmiştir. tabii imparator, biraz da halkın belisarios'a olan sevgisinden dolayı çekindiğinden kontrol altında tutmaktadır. yerine italya'ya gönderilen narses, savaşa gitmeden önce gizlice ziyaret ettiği belisarios'tan fikir almış ve başarılı olmuştur. bu başarı sonrası bak senden daha güçlü komutanlar var alayıyla karşılaşmıştır. son kez trakya'da bir savaşa gönderilmiş, yaşlı ve tecrübeli 300 eski askeri ile binlerce kişilik orduyu yenmesine ve ilerlemesine rağmen, yine kahraman olup başımıza bela olur diye çağrılmıştır.

    o sıralarda tarihçi prokopios, bir tarih kitabı yazmaktadır. aksi adamın tekidir. bu nedenle kimse kendisine şunu yaz bunu yaz diyemez. o döneme kadar da tarihi bilgileri objektif olarak yazmıştır. kitap çıkıp çoğaltılarak iskenderiye başta olmak üzere farklı noktalara çoktan dağılmıştır ki kral da bir kopya alarak okumaya başlar. bir bakar ki kendi döneminde belisarios hep başarılı, hep o ön planda. kral kükrer tabi, ben dururken tebâmdan kimin haddine kahraman olmak diye. prokopios ne yapalım efendim tarih böyle aktı dese de olay prokopios'un yargılanmasına ve tüm malvarlığına el konulmasına kadar gider. kitap toplanamamaktadır, zira çoktan dünyanın pek çok yerine dağılmıştır bile.

    prokopios binlerce kez özür diler imparator ı. justinianus'tan ve merak etmeyin şimdi bir tarih kitabı daha yazacağım. tarih belisarios'tan tiksinecek der ama öyle bir kitap yazar ki içinde justinianus'tan belisarios'a, theodora'dan dönemin saray yaşamına pek çok şey yazar. doğru mudur değil midir yazılanlar bilinmez ama kimseye okutmadığı bu kitabı yayınlatmadan uzun süre avrupa'da bir yere gönderir ve saklatır.

    belisarios'un ortadan kalkması için prokopios'un da aralarında olduğu isimlerin yaptığı, belisarios'un imparatoru kılıçla öldüreceğine ilişkin düzmece bir ihbarla ve o güne kadar katıldığı tüm savaşlarda bilerek ve isteyerek bizans devleti'ni zarara sokacak hatalar yaptığı gerekçesiyle gözaltına alınarak hapse atılmış, imparatorun başkanlığını yaptığı mahkemede yargılanmış ve suçlu bulunarak her şeyine el konulmuştur. yetmemiş gözleri kör edilerek bugünkü unkapanı civarında sokaklara düşürülmüş, eşi antonina akıl hastası olduğu gerekçesiyle manastıra kapatılmıştır.

    beş parasız bırakılarak, fakirlerin aldığı sosyal yardımdan bile mahrum edilen belisarios, yardımcısı eugenios'un desteğiyle yıllarca yardımda bulunduğu manastırdan dilenme kabını alarak, eyüp'teki bir kilisenin önünde dilenmeye başlamış, akşama kadar yanından geçen 40 bin kişi, belisarios'a çuvallar dolusu altın, gümüş sikkeler vermiş ve çektiği cefaya daha fazla dayanamayan halk sesini yükseltince, korkan ı. justinianus, kendisini affederek, el koyduğu mallarını iade etmiş, eşi antonina'yı da kapattırdığı manastırdan çıkarmıştır.

    bu olaydan sonra ancak birkaç kadar yaşayabilen belisarios'un kapısı, her gün geçmiş olsun ziyaretine gelen halkın akınına uğramış, kısa süre sonra 13 mart 565 tarihinde 60 yaşında uykusunda hayatını kaybetmiştir. aradan 8 ay geçmiştir ki 80 yıldan fazla yaşam süren ve 38 yıl hüküm süren ı. justinianus da ölmüştür. dünya ikisine de kalmamıştır. aynı yıl belisarios'un eşi antonina da hadım yardımcısı eugenios'a yaşam boyu yetecek bir maaş bağladıktan sonra kalan tüm servetini kızının rahibe olduğu manastıra bağışlamış ve kısa süre sonra o da hayatını kaybetmiştir. aynı yıl ölen bir başka isim de tarihçi prokopios'tur.

    bu tarihsel kesitten bol reytingli bir dizi çıkması olasılık dahilindedir.
  • "ares'in oku" anlamına gelmekte olan ve orijinali yunanca "belisarios" olan latince isim.

    gayet sarih bir biçimde bilindiği üzere harp tarihinin en ünlü generallerinden birisinin ismidir. zaten hem ağza oturmasıyla hem de anlamıyla ancak ve ancak üst düzey bir generale ait olmalıymış gibi duran bir isimdir.*

    (bkz: flavius belisarius/@ncpzbsn)

    bu arada bulgaristan'da kullanılan en yaygın erkek isimlerinden velizar da bu ismin bulgarca varyasyonu olmaktadır.

    (bkz: velizar/@ncpzbsn)
  • 1.justinianos döneminin bizans başkomutanıdır. eşinin adı antonia'dır. bazen göze girmiş, bazen gözden düşmüştür.
  • (bkz: belisario)
  • farya faraji epik şarkısı.
    türkçe sözlerini yazalım tam olsun:

    ben roma'nın kılıcıyım. imparatorluğumuz nerede?
    ağlama, roma ana, yine refaha kavuşacaksın.
    roma vatandaşıyım ama imparatorluğum yok
    barbarların kanıyla roma yeniden doğacak!

    afrika'nın vandalların kanıyla dolu kumları kırmızıya döndü!
    ağla gelimer, krallığı olmayan kral,
    ben roma'nın kılıcıyım
    belisarius!

    italya'nın bahçeleri gotların gözyaşlarıyla bereketlendi,
    ağlayan gotlar, barbarlar,
    ben roma'nın kılıcıyım
    belisarius!

    sasaniler'in kanı olan lazika dağları kırmızıya döndü,
    uzaklaş, hüsrev, seni ölümlü ruh!
    ben roma'nın kılıcıyım
    belisarius!

    şehir ateş ve kılıçla tehdit ediliyor.
    totila'yı hatırla, roma'nın ne kadar eski olduğunu
    eğer gerçek bir kralsan kraliçemizi yok etme.

    hunların kanıyla dolu tuna'nın buzları kırmızıya döndü,
    uzak dur zabergan, sen attila değilsin,
    ben roma'nın kılıcıyım
    belisarius!
  • "bu belirleyici girişimi gerçekleştirmek üzereydim ki, tam da o anda, sarsak, yorgun bir atsız süvari (o zamanlar öyle deniyordu), ters dönmüş miğferi elinde, bizanslı general belisarios gibi koşar adım çıkageldi, tir tir titriyordu, üstelik üstü başı iyice çamur içindeydi ve yüzü öteki irtibat erinden bile daha fazla yeşile çalıyordu." louis-ferdinand celine - voyage au bout de la nuit
  • böyle bir ezgi var ki çok güzel. yalnız biraz şiddet dolu, insan dinlerken ortadoks ilahisi gibi dinleyebiliyor.
  • bazi cahillerin kendisinin halihazirda iki master'i oldugu halde bir ucuncu master'a ve bir de ilaveten doktora programina devam ettigini bilmedikleri kisi, en hasindan profesyonel ogrenci.
  • aynı adlı, farya faraji'nin notaya döktüğü eserini şuradaki youtube linkinden dinleyebilirsiniz.
hesabın var mı? giriş yap