• pokemon'un filminde arkada$in salonu dolduran milyonlarca bebeye ettigi "allaam pikachu cikacak $imdi! en sevdigim pokemon! pikachu yu sevenler ayaga kalkip pikachu pikachu diye bagirsin!" feryadindan sonra salondaki butun bebelerin ayaga kalkip "pikachu pikachu" diye bagirmasi..
  • corluda yeni cicek sinemasi iki film birden oynatmaya baslamadan once olmus bir hadise bu ve yanlis hatirlamiyorsam ace venturaya gitmistik. sinemada toplasan 10 kisi falan vardi. filmin bir yerinde en arkada oturanlar sinemanin meyilli zeminini kullanarak kola yuvarlama yarismasi yaptilar yerde hali olmamasi tas zemin olmasi sebebiyle sangir sungur bir ton sesin ardindan kimin sisesinin kazandiginin kavgasini yapmalari ise daha da ilgincti. bunlar tartisirken iceriye yer gosterici girdi biz adamlari susturacak zannederken yer gosterici arkaya seslenip: "osmaaaan(ismi hatirlamiyorum salliyorum) oglum senin peder ariyor ne diyeyim?" osman:" soyle filmden sonra gidecem" ardindan yer gosterici gider 15 saniye falan sonra tekrar gelip "siktirmesin filmini cabuk gelsin diyor" bunun uzerine osman bir ton kufur ede ede salondan cikar gider.
  • savas ay ismini hatirlayamadigim bir filminin (cingeneydi galiba) corluda ilk gosterimi icin corluda bir sinemaya gelmisti rastlantisal olarak bizde o gun oradaydik film acik sahnelerle susluydu bu sahnelerde ayagi kalkip alkislamaya baslamamiz ve bu esnada savas aya buyuk sanatcisin yasa, yuru gibi tezahuratlarda bulunmamiz savas aya bir dumur yasatmistir herhalde.
  • sene 1995...kadikoy moda sinemasi...film seyredilmekte fakat koltuklar simdiki gibi rahat olmadigindan bir turlu kaba et rahat ettirilememektedir...ve takriben filmin 20-25inci dakikasinda buyuk bir gurultu ile yera yapisilir cunku koltuk kirilmistir*....yaklasik yarim saat guldukten sonra ancak kendimize gelebildik. film pic oldu ama salonda meshur oldum eklemeden edemeyecegim...
  • cehennem silahı bilmem kaçı izlemek için gidilmiş mithatpaşa sinemasında, projeksiyon odasındaki abinin sigarasının külünün (ne tamlama beaa!) bant üzerine düşmesi ve canım bandın yanışının an be an izlenmesi ve de akabindeki nafile düzeltme çabaları.
  • vakt-i zamanında üç liseli genç olarak izmir sineması'na braveheart izlenmeye gidildiğinde, başa geleceklerden kimse haberdar değildir. film başlamazdan evvel gösterilen reklam ve fragmanlar esnasında liseli olmanın getirdiği cevvallıkla kakara yapılmakta, kikiri edilmektedir. derken ön sırada, filme beş-altı arkadaşıyla gelmiş, takribi yirmibeşlerindeki kişi rrr ve iki arkadaşına dönerek,

    - susacak mısınız yoksa benimle duş mu almak istersiniz der?

    soru kışkırtıcıdır, soru çeldiricidir...kahretsin, lise yılları da cevvaldir, piçtir işte...

    arkadaş1,

    - ehueheu, duş alabiliriz abi, ehueheh...diye yanıtladığı an gözünün üstüne yumruğu yer.

    ayaklanılır, lakin sinema karanlıktır, sinema nezihtir, yaş küçüktür ve bilekler incedir.
    araya girer nezih sinemanın, nezih insanları...yatıştırılır beş güçlü genç.
    rrr ve arkadaşları ise süklüm püklüm oturmanın, yutkunmaya bile utanır olmanın acısını çekmektedirler.
    film izlenir, ilk yarıdaki savaş sahneleri ve başkaldırının etkisiyle koltukta dikleşilir. ışıklar antrakt için yandığında sigara içmek üzere ön sıradan çıkan yumrukçu genç ( duşçu ya da her neyse) arkadaş1'in güvenine tekrar kavuştuğundan mı kıllanır nedir,

    - ne bakıyon lan dümbük,
    sözleri eşliğinde bir yumruk daha gömer. böyle şansı sikeyim'dir artık. ne antrakttan tad alınır daha, ne filmden. freedooooooom diye bağıran william wallace'a dahi içten içten "amına koyayım, film setinde artistik kolay. yerse gel burada er meydanına çık, yumrukçu gençliğe kafa tut" diye serzenilir.

    filmden çıkıldığında hayat daha boktandır, umutlar daha arkasındadır kaf'ın....
    arkadaş1 : sikerim böyle hayatı, bizden güçlü bi adam gelip canı her istediğinde bizi dövebilcek mi yani?
    arkadaş2 : döver tabii.
    arkadaş1 : olur mu lan. ben kafa tutçam artık dayılanana. nası olsa ger türlü dayak yiyoz...
    rrr : sktir lan, kime dayılanıyon. bıçak sokarlar bu sefer.
    arkadaş1 : yok be abi, ne bıçağı izmir burası.
    arkadaş2 : bıçak olmasa da çok pis döverler.
    arkadaş1 : abi, varsın canımız acısın, ne kadar acıyabilir ki?
    rrr : baba çok acır tarifsiz, pekmezi akıtırlar, bacak kırarlar.
    arkadaş2 : çoook acır, gaza gelme. pis dayak yemek kadar kötü bişey olmaz.
    arkadaş1: yok abi,yersek onurumuzla evrile çevrile yiyelim bu ne yaaaa....baba bi tane vurun bana bak dayancam...
    rrr: hasta mısın ya git işine
    arkadaş2: (arkadaş1'in gözünün ortasına çaktığı bir yumruk eşliğinde) çok acır diyorum it, görmedin mi...bak üç saatte üçüncü yumruğu yedin hala uslanmadın.
    arkadaş1:(başının etrafında dönen kuşlarla) oy anam, garip anam...
  • arkadaşla sabah sabah okul asılır, sinemalara psycho gelmiştir, izlenmelidir. sabah seansına girilir, o da ne koca salonda sadece biz varızdır. istediğimiz koltuklara otururuz, konuşuruz, güleriz film başlayana kadar. sonra ışıklar gider, arkamızı döneriz o da ne! birisi bizi izlemektedir. biz kafamızı çevirince kaybolur. film başlar, film boyunca korkudan bağırılır, çağırılır. arada arkaya bakılır. sonra farkedilir ki filmi saran kişi bizi izlemektedir! filmin atmosferine uygun bir seans geçirdikten sonra sinemadan çıkılır.
  • (bkz: #5236704)
  • capitol sinemalarında jurassic park 2 gösterimi sırasında bir çocuk, elindeki dinozor oyuncağının kuyruğu ile perdeyi dedlmiş ve kuyruğundan asılı kalan oyuncağı perde üzerinde bırakıp yerine oturmuştu. olaya anlam verilememişti.
  • ...filmi izliyorsundur ve bir yanında sevgilin öteki yanında da sevgilinin çok yakın bi arkadası olmakla birlikte sana asık olan cocuk oturmaktadır...
hesabın var mı? giriş yap