• ölürken duymak isteyeceğim tek şarkı. kadının sesiyle sevişme isteği uyandıran.

    i dont wanna die no i dont wanna die
  • bu kadın kimselere şarkı falan vermesin, her şeyi kendisi söylesin. düşünemiyorum böyle mükemmel bir şarkıyı rihanna'nın ya da adele'in söylediğini. elbette onlar da güzel söylerdi, derdim ikisini de kötülemek değil asla. ama söz konusu sia olunca, hiçbirini yakıştıramadım bu şarkıya işte. çok güzel olmuş yahu. alive da mükemmeldi, bu da öyle. çıksın artık şu albüm* de 1000 forms of fear gibi dinlemekten heba edelim kendimizi.
  • sia'nın this is acting albümünden yayınlanan ikinci parça. albümün ilk single'ı alive gibi bu şarkı da adele için yazılmış ancak daha sonra albüme koyulmaktan vazgeçilmiş.

    edit: şarkı ilk önce rihanna'ya götürülmüş, o reddettikten sonra adele'e götürülmüş, o da reddettikten sonra sia albüme almış. şarkı reddedildiği ve kendisine kaldığı için mutluymuş sia.
  • sia'nın yeni allahsızlığı. bir an evvel 29 ocak olmalı.

    sen ne güzel kadınsın be yavrum.

    i was a broken thing
  • sia'ya kalkan eller kırılsın dedirten şarkı.

    kanatlarım kesikti, yıkılmış bir şeydim
    sesim vardı, bir sesim vardı ama şarkı söyleyemezdim
    sen beni yere çekerdin
    yerde mücadele ederdim
    öylesine kayıptım, sınırlar aşılmıştı
    sesim vardı, bir sesim vardı ama konuşamazdım
    beni zaptedip boyun eğdirirdin
    şimdi uçmaya çabalıyorum

    devamı için: https://merveyadaevrem.wordpress.com/…set-free-sia/
  • dönem dönem bağıra bağıra söylediğimiz şarkılar çıkar karşımıza hepimizin.

    işte tam olarak bu da onlardan biri.
  • ikinci dinleyişte kendimi ayna karşısında maddie ziegler gibi hareketler yaparken bulduğum şarkı. bu kadının sesinde ne var bilmiyorum ama gerçekten de kendini melodilerde bulduğunu düşünüyorum
  • yine yapmış yapacağını sia allahın yok mu senin bu kadar dokunma bana, düşünceme. bir firen yok be.
  • sapık gibi dinlediğim. bıkamıyorum çocuklar! mr çekilirken bile o gürültünün içinde kafamda çalıyordu. korktum inceden.

    sia kalp.
  • omuzumda breathe me yazıyor.

    sabahları işe giderken ya da eve dönerken akşam radyoda çalıyor bu şarkı. bizim buralarda trafik çok olmaz o yüzden yol şarkılarını layıkıyla dinlersin gaza basa basa. sia o kadar hissederek söylüyor ki dinlerken hep, "kayıt sırasında nasıl o ruha girdi, ne içti bu kadın?" diye soruyorum dikiz aynasından kendime. insan böyle şarkıları dinlerken içinden edebiyatçı çıkıyor.

    ayrıca sabahları cen kerdem pazarlama ile beraber dinlediğim bu şarkının çevirisini özgür kuş takımı olarak yapmışlardı. gülmüştüm.

    son zamanların en güzel şarkılarından bir tanesidir. iyi ki kimseye vermemiş ve kendisi söylemiştir. ağlıyoruz hep sayesinde.
hesabın var mı? giriş yap