• yeni dönem şarkıcıların 99%unu etkileyen bir problem olan acemi bestecilikten muzdarip kişi. en iyi şarkısı bi'fazla (spotify 6 milyon dinleme) dinledikten 5 dk sonra herhangi bir detayını hatırlayamadığım bej bir şarkı.

    türkiye'de ciddi bir şarkı yazarlığı problemi var. yani derdimi sikin tabi de..
    gözlemim şu : çıkan şarkıların beste ve sözleri ortaokul gitar kursu seviyesinde ama gelişmiş produksiyon teknikleri ile "dinlenebilir ürün" seviyesine çıkartılabiliyor. halbuki şarkıyı piyano-vokal ya da gitar-vokal çalsan ayakta duramayacak.

    birkan nasuhoglu en azından akustik gitar - vokal agırlıklı şarkılarıyla produksiyon hilelerinin arkasına minimal saklanabilecek şarkılar yapıyor. gel gelelim beste ve sözler atıyorum 20 küsür sene önce yaşar kurt'un sokak şarkıları albümündeki gibi etkileyici, dikkat çekici ve akılda kalıcı değil.
    3. yeniler adı verilen grup-şarkıcılardan playlist yapsak şarkılardaki iyi sözleri dizeleri toplasak belki 2 tane "oha" dedirtecek şarkı yazabiliriz.

    şarkılar artık "ilginç" değil. dinleyiciyi şaşırtan akılda kalıcı bileşenleri az. melodiler klişe, sözler klişe, 28 milyon defa kullanılmış kalıplar, temalar ve bunların vasat taklitleri. sözler derinlikli veya bir hareket içermiyor. buradan kastım hareketli şarkı değil.

    şarkıda ivme,movement olması. mesela :

    yüzyüzeyken konusuruz - ateş edecek misin. büyük hit oldu - ama sözlere bakalım - acemilik bagırıyor. zaten elemanlar da epey acemiydi bu şarkıyı yazdıklarında , şans faktörü diyelim. sözler:

    sıkılmıştım ben de biraz
    hep aynı yerde durmaktan
    yanında olmak varken
    hep arkanda koşmaktan

    eleman kızın peşinde koşuyor - çok insan için ortak tema, mutlaka peşinden koştuğumuz birisi var - onu hatırlattı tamam girizgah güzel.

    sonraki kıta - kız istanbul'dan ayrılıyor, eleman kalıyor.

    şarkı bitti bak burda. ilerlemiyor bu noktadan sonra. yeni bir yorum, olay, bilgi yok. kız gidiyor, eleman kalıyor, eleman acı çekiyor. bu kadar. anlattığı şey bu kadar. terk edildim ağlıyorum. ee? verelim q-matic'ten 28.023.512nci sıra numarasını buyrun.

    kıyasla bunu bir leonard cohen şarkısıyla - happens to the heart mesela.
    mini bir roman gibi. anlatıyor bir şeyler. beste sözlere yer açmak için basit tutulmuş. ama sözler etkileyici. derin.

    bunun üst klasmanı beatles - hem sözler ilginç, okuyunca da dikkat çekiyor, hem de besteler : hem beste hem düzenleme açısından sürprizlerle dolu. bugün bile çıta olarak kabul edilen şarkılar yazmışlar.

    "wearing the face that she keeps in a jar by the door" -
    kapının yanında bir kavanozda sakladığı yüzünü 'giyiyor'.
    yani evden çıkarken takındığı bir maske var. bunu yüzyüzeyken konusurum yazsa en fazla "maskemi taktım sokağa çıktım" diye yazar.
    "ortaokul 3 neden yaşıyoz ki biz" seviyesi.

    bir diğer önemli nokta da şu - sosyal medya'da yoksan, dünya üzerinde de yoksun. e şarkıcı grup var olmak için ne yapıyor, daha sık şarkı yayınlıyor. cover yayınlıyor. eskiden oldugu gibi 3 sene oturup 100 şarkı yazıp, en iyi 10 tanesini alıp onu ekibiyle geliştirip sonra 3 tane hit, 4 tane gizli hit 3 tane de ya iyi işte denebilecek şarkıdan oluşan albüm yayınlayamıyorlar. öyle bir kaynak ve vakit yok.

    ha 3. yeniler tırt da pop müzik çok mu matah? değil. hatta daha da kötü işler sık sık çıkıyor. kötü şarkıların üzerine para atarak (klip, sahne gösterisi, ışık gösterisi, produksiyon, magazin, p.r., tv'de görünme, sosyal medya kampanyası, reklam) bunları paketleyip satan bir grup şarkıcı da var. 3. yeniler bu olanaklara sahip olmadığından zaten mecburen şarkıyı iyi yapmak zorunda, ona koşuyor. pop ise "aman veririm ozan colakoğlu'na parayı her yerde çalar..." kafasında.

    türkiye'de şarkı yazarlığı konusunda kafa patlatmış bir nesil vardı - sanki o nesil emekli olunca/ölünce (şehrazat, aşkın tuna, aysel gürel, atilla özdemiroğlu, onno tunç, çiğdem talu, uzay heparı) sonradan gelen nesil beste ve sözün güçsüzlüğünü produksiyon ve soundun yarattığı heyecan ve etkileme gücüyle desteklemeye fazla alıştı.

    bu problem türkiye'ye özgü de değil bu arada, dünya çapında da var böyle bir problem. yine de iyi şarkı yazarlığı her zaman produksiyon değerinin önüne geçecek bir şey.

    bu arada birkan nasuhoglu başlığına yazdık da elemana girişmiyorum yani - bu konu genel bir tema. adamlar'da da var - yüzyüze'de de var, şımarık kadıkoy covercı youtubecu tayfasında da var. bu arkadaşlara "gitarı bırak, yürü git yere yat öl" maksadıyla yazdığım bişey değil. ne olur nasıl olur da bu arkadaşlar bilet keser, turne yapar, reklam anlaşmaları yapar da sonraki neslin sezen aksu'su olur maksadıyla yaptığım kafa patlatmaların bir kısmı. müzik sektörünün daralmasının bence en büyük sorumluluğu bizzat vasat işlerle gemi yürütmeye çalışan sanatçılar. haftaya ibo cover'ı yayınlayacak bir şarkıcımız var mesela. ne alaka abi? ne işin var senin ibo'yla? 13-14 sene önce ilk albümündeki besteler sözler nerde yalnızım dostlarım nerde. sürekli yokuş aşağı.

    bak abi mabel matiz'e . o sarı plastik tavuk sesiyle bile adam biraz ilginç şarkılar klipler yaptı diye millet kapıları tekmeliyor konser verince. millet o kadar aç ki iyi müziğe. d&r iyi müziğe aç kitleye eski albümlerin plaklarını satıyor ve dikkat ediyorum sürekli olarak o plak standları genişliyor, çeşit artıyor. türk plakları da artıyor, yabancı plaklar da - ama katalog hep "oldies goldies". yeni albümlerin plakları sınırlı basılıyor, bittiği zaman da tekrar yayınlanmıyor.

    neyse..

    hele bi cem özel modeli bir tayfa var ki evlere şenlik. bunlar sanki özellikle dinleyiciyi ayağıyla ittiriyor gibi. bir nevi poe's law. adam beceremediği için mi kötü yoksa dinlenmesi zor müziği özellikle mi yapıyor da kendini üst bir sanatsal noktaya konumlandırmaya çalışıyor tam anlaşılamıyor. modern sanat gibi de değil ki "bana hissettirdiği şey mühim" diyeyim. kötü abi işte.

    belki alakalı (bkz: auto tune/@moresk) - (bkz: plak şirketi/@moresk)
  • bir arkadaşımın düğününe katılmasıyla tanıdığım, sonrasında spotify’da birkaç parçasını dinlemek suretiyle sevdiğim, varsa yoksa isimli şarkısıyla da mest olduğum müzisyen şahsiyet. ayrıca elçin hanımla sesleri çok uyumlu olmuştur.

    biz ne zaman şöyle güzel parçalar yapıp gönüllere intisap ederiz acep?

    edit: sabahtan beri ellinci kez falan dinliyorum aynı şarkıyı. müptelası olduk iyi mi.
  • ankara'ya gelse de konserine gitsem dediğim çok hoş, duygu yüklü şarkılara ve duru bir sese sahip sanatçı. ankara'da olmazsa eylül'de izmir de olur o da olumlu*.
  • çok iyi beşiktaşlıdır..
  • sesi güzel, şarkıları güzel, sözleri güzel...

    sevdiği kadın da çok güzel (bkz: nova norda)

    buralar çok değerlenecek!
  • son dönem muazzam bir çıkış gerçekleştirdi. gökhan türkmen ile olan işbirliği ise hem kendisine hem de gökhan türkmen‘e olumlu yönde yansımaktadır.
    umarım iş ortağı gibi bir kariyere ve karaktere sahip olur ve uzun yıllar ikisini beraber izleme ve dinleme fırsatına sahip oluruz.

    sesi ciddi anlamda güzel olan müzisyen.
  • kendisinin şarkılarını çok severim. bugün yeni bir şarkısını keşfettim ki çok hoş. o zaman dinleyelim diken
  • burada yaşamak çok zor adlı şarkısı ne çok şey birikti içimde adındaki solo albümünün en güzel şarkısı. hatta kendisinin en iyi şarkısı. hatta dinlerken bu kadar huzur veren tek sistem eleştirisi içeren şarkı.

    özellikle solo şarkılarındaki tarzını bülent ortaçgil’e çok benzetiyorum.

    günde kaç kez dinliyorum burada yaşamak çok zor adlı şarkısını bilmiyorum.
    çok güzel, çok.
  • varsa yoksa isimli çok hoş şarkıya sahip sanatçı. grubunu da en yakın zamanda dinleyeceğim.

    edit: yedinci ev grubuyla da gönlümü fethetmişken dağıldıklarını öğrendim*.
hesabın var mı? giriş yap