• en büyük hayallerimden biri. çalışmayan sadece sevdiği şeylerle uğraşan ya da çalışsa bile sadece istediği için mutlu olduğu bir işte çalışan bir erkekle evlenmek istiyorum. hele çalışma saatleri benimkinden az olur da ben eve geldiğimde, anahtar kullanmak yerine zili çalabilirsem, mutluluktan ölürüm.

    ben çalışır ikimize yetecek parayı kazanırım, hem zaten ikimiz beraber mutlu olunca, çok paraya gerek de yok. haftasonu aktivitemiz açık büfe kahvaltı olacağına, sandviç yapıp pikniğe gitmek olur nolacak?

    gerçekten de eşim çalışmasın istiyorum, evimizde buluştuğumuzda, stresli olmasın, gün boyu canını sıkan olaylar minimuma insin, ben stresliysem de o gün, onu görünce rahatlayayım. maaş beklentisiyle çalışmadığından, gün içinde ne yaptığını daha bir keyifle anlatsın. mesela dans ediyor olsa, başarılı olsa hele, arada gösteri yapsa izlemeye gitsem, bana da öğretse biraz. ne bileyim çok güzel yemek pişiriyor olsa -of, bu nasıl da işime gelir :)- bir tane küçük lokantası olsa, iş çıkışı gitsem, yemeği gurur duyduğu lokantasında yesem, beğendiğimde mutlu olsa, beraber sarılıp evimize dönsek.

    hayalimdeki evlilik hayatı böyle işte. ha, neden o çalışmıyor, o değil de ben üstlenmek istiyorum geçim olayını? çünkü ben yapım gereği, at yarışı gibi insanlarla rekabet etmezsem boşluğa düşerim. stres beni sık sık mutsuz etse de aynı zamanda motive eden de bir şey. çok hırslıyım üstelik, hayatta herhangi bir şeyi, zevk için yapabilmiş değilim. insanları sevmiyorum, hele hele sevdiğim insan bir şeye/birine kızgın gelse, ben olayı dinleyince ondan çok sinirlenirim, gergin bir durum varsa daha çok strese girerim. mutsuz insanı mutlu edecek bir yapım yok. ben rahatlatacak değil, rahatlatılacak insan rolünü alabilirim ancak. tabi gönül ister ki piyango falan çıksın da, birkaç tane ev alıp kirasıyla geçinelim (hehe, bu hayal de ne tatlı di mi?) ama birinin çalışması gerekecek işte. ee hali hazırda bunun için gönüllü bir manyak varken, diğerini üzmeye gerek yok.

    hem istediğim öyle kendine hizmetçi arayıp onu söyleyemeyeden "ev hanımı olsun, iş hayatında yorulmasın, evi derleyip toplasın, yemek pişirsin yeter" adamlarının hayalindeki gibi de çalışmayan eş değil. öyle yitik, sadece stres topu, sırf para kazanıyorum diye bana hizmetçilik yapmayı kendine yakıştıracak adamı ne yapayım? ne paylaşıp da mutlu olayım onunla? ben geleyim, mutluysak beraberken, zaten evi de beraber keyifle siler süpürürüz. haftasonumuzun bir sabahını da ona ayırırız ya ne olacak? ikimiz de çalışsak, kimsenin diğeriyle paylaşacak enerjisi olmasa, evimizi temizlemek için başka birini çağırsak daha mı iyi sanki?

    evet, çalışmayan ya da sadece istediği için onu strese, üzüntüye sokmadan mutlu eden bir işte çalışan bir eşim olsun istiyorum. ona bakıp mutlu olayım, hayat enerjisi bana enerji versin, "bugün sinirimden ölecektim, ne oldu biliyo musun" diyeyim, "boşver, bak ben ne güzel şeyler yaptım bugün" desin, yorgun, bitkin olmasın hiçbir şey için, mutlu bir insan olsun ve benimle de paylaşsın o mutluluğunu. gerçi beni hangi mutlu insan ne diye çeksin, o da ayrı konu ama hayal kuruyorum işte, onda sınırlarımız yok nasıl olsa.
  • salakliktir, iki gonul bir olunca samanlik seyran olur ama iki ciplak da anca bir hamama yakisir.
  • (bkz: ev erkeği)
  • (bkz: fargo)
  • kadın erkek fark etmez. kimse çalışmasın mümkünse. insanlar hep kodlar ile yaşıyorlar. erkek çalışacak eve bakacak. ya bu erkeğin çektiği çile nedir be arkadaş. erkek güçlü olacak,erkek dediğin taşı sıkacak suyunu çıkaracak. arkadaş bizimde hayallerimiz var. biz de plazalarda boktan insanlar ile muhatap olmak yerine hayallerimizi gerçekleştirmek istiyoruz. 1 haftalık tatillerde boktan tatil köylerine gitmek,eve yorgun gelip birbirinin yüzüne bile bakmayan çiftler olacağımıza hiç evlenmeyelim.
  • (bkz: calisan kadin isteyen erkek)

    dunku yaziya doktugum dusuncelerim ustune ne kadar da manali olmus. calismayan bir erkekle evlenmek sacmaliktir! dupeduz sacmalik...

    niye tum yuku sen aliyorsun ki omuzlarina? enayilikten baska bir sey degil. hem insanlari sevmiyorum diyorsun, hem de evlendigin erkek icin yaptigin fedakarliga bak. sirf aman stres olmasin, aman eve geldigimde asik surat cekmeyeyim vs... hirsliyim, soyleyim boyleyim diyerek isin icinden siyrilamazsin; sen tam bir bencilsin. madem herkesin dayatilan hayati surmemesi gerektigini dusunuyorsun, evlenme o halde? niye evleniyorsun?

    hem evleneyim; ama her sey benim istedigim dogrultuda gitsin, ben calisir bakarim eve, o istedigini yapsin, ozgur, yeter ki ben allahin cezasi isyerinden evime geldigimde onun gulen yuzunu goreyim, stres cekemem, essek gibi calisirim muhim degil.

    nasil bir bencillik, anlamak mumkun degil!
  • çalışmayan bir kadınla evlenmek durumu ile aynıdır. sadece olaydaki sorumluluk ve stres küpü kişisinin yerini değiştirmektir. bahsi geçen durumda ise, kadın eve sinirli ve asabi olarak gelecektir. yaşanan sorunlar baki olacaktır. insanoğlu evlilik sürecinde, kişiliğinden kaynaklanan sorunları gözardı ettiği müddetçe sıkıntıyı hep karşı tarafta arayacaktır, bunun önüne geçilmesi mümkün değildir. aile bireylerinden sadece biri çaılışıyorsa, fertler şunu hep içlerinden geçireceklerdir: "ahh keşke karım çalışsaydı", "ahh keşke kocam çalışsaydı". burada sorun bir diğerinin çalışmaması veya çalışması değildir. sorun tamamı ile iletişim kopukluğundan kaynaklanmaktadır. iletişim bir defa kopmuşsa zaten, devamında gelen süreçte seks ilişkiniz de yıpranır ve zamanla azalır, yok olur. mamafih, diyeceğim şudur ki: evlilikte bir sorun var ise, biraz da kendinizde sorunun kaynağını arayınız, aynaya bakınız. çaresiz iseniz, boşanınız. boş sebepler ve bahaneler ile hayalinizdeki mutluluğu ötelemeyiniz. yiyorsa tabii.
  • çalışmadığı halde hobilerini yapabilen erkek = zengin erkek = zengin koca

    fuck yeah !
hesabın var mı? giriş yap