• cennet gibi bir arazi bulunur. arazi bir spor kulübüne üç kuruş paraya tahsis edilir. aynı gün kulüp bunu bir turizm şirketine kanunsuz bir şekilde çok daha yüksek bir fiyata devreder. turizm şirketi burayı telle çevirir ve tesis kurmaya niyetlenir. yine bu sırada ne tesadüftür ki civardaki diğer tesislere yıkım kararları tebliğ edilmeye başlanır (ki korunan kollanan şirket bölgenin rantını kimseyle paylaşmasın. yandaş olmayanın cebine 1 kuruş bile girmesin). bütün bunları yapmak serbest, bu işte parmağı olanlara hak ettikleri sıfatları söylemek, yazmak yasaktır canım ülkemde.
  • burası öyle bi yerdir ki, kışın ortasında, 8500 km uzakta her şey üstünüze gelmekteyken aklınıza düşer, gözünüzü kapatırsınız; gece serin kumların üzerinde yürüyüp, bir şezlonga kurulup battaniyenin altında (çünkü yazın bile geceleri serindir) yıldız kaymasını beklediğinizi hayal edersiniz, sabah daha güneş yeni doğmuşken dalgaların belli belirsiz çırpınma sesleri arasında huzur bulduğunuzu düşlersiniz, sahil boyu amaçsızca bütün sıkıntılardan uzakta bi yere yetişmek için değil sadece keyifli olduğu için yürümeyi özlersiniz, gözünüzü açmak istemezsiniz, çünkü o zaman her şey olduğu yere, kilometrelerce uzağa geri dönüverir, birden bire...
  • plajının kuzey ucuna yakın olan bazı ara yollarının şu aralar yenilenmekte olduğu güzelim tatil yöremiz. haritada var diye langur lungur girmeyin.

    bazı eblehlerin, mis gibi sahilinin içine etme hayallerinin bir süreliğine ertelendiği yerdir ayrıca. bu sefer "bi yolunu" bulmasalar keşke.
  • 3.2 kilometrelik kumsalının 2.4 kilometrelik bölümü turizm firmasına kiralanmış eşsiz cennet.

    bol miktarda gg'lik söz saydım.

    tanrıların yapmadığı/yapamadığını insan yapmış!

    hay sizi kaplumbağalar kovalasın!

    haberi: http://www.radikal.com.tr/…id=1078704&categoryid=85
  • 2007 senesinde başbakanımız demiş ki: "çocukluğum, çocukluğumdan sonra gelişme dönemim, bomboş arazilerin nasıl yapılandığını görerek geçti."

    fazla söze hacet yok galiba anlayışı izah etmek için.

    bilenler bilir elbet. de bilmeyenler için şöyle bir betimleme yapalım: uzun bir kıyı düşünün. kıyının bir yanında (olympos tarafı) denize pek yakın restoranlar, kafeler sıra sıra dizilmiş. denizine girer çıkar, yer içer, dolunay filan izlersin... diğer yanı ise (yanartaş tarafı) sakindir, geniş bir kumsaldan geçerek, denize inersin. işte bu yan karanlıktır, yapay ışıklardan uzaktır. caretta carettalar tam da burada kendilerine yaşam bulur, ışıktan, hengameden uzakta. bahsi geçen yer, birinci derece sit alanıdır. bakalım ne demekmiş:

    "bilimsel muhafaza açısından evrensel değeri olan, ilginç özellik ve güzelliklere sahip olması ve ender bulunması nedeniyle kamu yararı açısından mutlaka korunması gerekli olan, korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak alanlardır".

    neymiş? korunmaya yönelik bilimsel çalışmalr dışında aynen korunacak alanmış. peki ne olmuş. efendim üçüncü amatör kümede mücadele veren "ormanspor"a antrenman yapsınlar diye tahsis edilmiş. ne antrenmanı. kaplumbağa mı kovalayacaklar? kumdan kale mi yapacaklar. ne halt edecek teee antalyadan 100 km uzağa gelip adam. var işte olyposta orman içine saha yapmış adam. var adrasanda. hazır kaleli filan. çıralıda carettaların üreyebildiği ender yerlerden birinde -ki diğerlerinin içine de ediliyor hızla- ne halt edecek bu adamlar. edecek halt bulamamışlar ki, kendilerine tahsis edilen yeri vermişler bir ensesi kalına, yıllık 55 milyara. adam "beton yapı olmayacak, sade zemine beton yapıcaz, günübirlik tesis dikicez" diyor. sade zemin beton olacakmış. şaka yapmıyor, ciddi ciddi bunun normal bir şey olduğunu sanıyor. bakan çıkmış, çevreyi koruyacak ya, öyle biliyoruz hani "o kadar da uzak değil" diyor, antalyadaki takımla oranın ne alakası var dendiğinde.

    neresinden tutulur da izah edilir bilemiyorum bu zihniyete bu kıyım, bu talan. arazi değil ora dersin anlamaz, sit dersin anlamaz.

    köye gidip dinlediğinizde ise tutan herifin ilk ağızdan "bana sahilde bir büfelik yer vermediler, şezlong atacaktım, müşterileri salacaktım, su filan satacaktım, böyle aldık" dediğini duyuyorsun. orman spormuş. külahım olacaktı şuralarda bir yerlerde, gerçi doldu epeydir, anlat anlat bitiremediler.

    bu arada bir bakalım peşkeş ya da pişkeş: başkasının malını birine vermek, verilmemesi lazım gelen şeyi birine vermek.

    "bir şeyde mehâsin ve şeref hâsıl oldukça, havassa peşkeş ederler; seyyiât olsa, avâma taksim ederler" yani güzel şeyleri elit tabakaya peşkeş çekerler, kötülükleri günahları halka taksim ederler.

    bilmem manidar geliyor mu?
  • şu ağustos cehenneminde gidip enteresan bir şekilde sıcaktan çok da rahatsız olmadan döndüğüm "gözde" tatil mekanı. istanbul'da uyumanın imkansız olduğu şu günlerde çıralı'da akşamları şaşırarak gayet de güzel uyuyabildim -klimaya filan ihtiyaç duymadan-, gölgede de kararmadan/daralmadan serin serin durulabiliyordu ki sıcağa zor tahammül eden biriyim ayrıca şu bronzlaşma tutkusu da beni hasta ediyor. bu bakımdan olumlu yönde şaşırttı beni.

    madem izlenimlere başladım, devam edeyim. bu yıl (2006, akp iktidarının bilmem kaçıncı senesi) plaj modasını çıralı'dan çok güzel takip edebilirdiniz. şöyle ki, çıralı ve olympos aynı sahili paylaşıyorlar bildiğiniz gibi. yani gelen tatilcilerde geniş bir yelpaze söz konusu. çıralı tarafında bazı "aile pansiyonları" kurulmuş. aile evet, senin benim gibi ipini koparan gelmiyor pansiyonlara, ikişer üçer çocuklu aileler bunlar -ki aile toplumun direğidir, onlardır bizi gelecek nesillere aktaracak-. neyse bu ailelerde en göze çarpan özellik haşemalı ve tesettür mayolulardan oluşmuş olmaları. hep birlikte denize giriyorlar, misal 4 aile birlikte geziyor, ortalama 3.5 çocuktan 14 çocuk, 4 tesettür mayolu kadın, 4 de haşemalı erkek olmak üzere. hemen yan tarafta da üstsüz güneşlenen bir turist çift mesela. olay olympos tarafına da ulaşmış. ancak. kimse kimseye dokunmuyor.
    ya şimdi elbette girsinler denize, ama artık ne doğru ne yanlış pek kestiremiyorum. doğru ve hoş gelmiyor işte, bu tartışmada taraf olmak istemiyorum ama cidden paylaşmaktan haz almıyorum.

    onun dışında bu yılki çıralı ile ilgili en önemli anım (evet çok sakin bir tatildi!) caretta carettalarla ilgili olanlar. son sabah güneşin doğuşunu izlemek üzere saat 5.30'da kalkmayı başarmışken bulutların ve nemin canı bizim dileğimizi yerine getirmemeyi istedi. buna karşılık sabah 7 sularında yumurtalarını kırmış bebiş caretta carettaların kumsalın derinliklerinden çıkıp denize uzun yolculuklarını izlemek oldu bu erken kalkışın sürprizi. 20 küsur insan -yurdum insanları kılıklı tipkler de dahil olmak üzere- heyecan içinde bu olayı izlemek üzere görevlinin peşine takılmışlardı. uzun uğraşlar sonunda sayıları yaklaşık 20 olan o sevimli yaratıkları denize ulaştırdıktan sonra huzur içinde dağıldık. denize ulaşan o minik ve sevimli yavruların uçar gibi yüzüşlerini ne yazık ki anlatmaya uygun ifadelerim yok.

    bir tatilimizin daha sonuna geldik sayın seyirciler.
  • galli ve maltali bilim adamlari tarafindan akdenizin en iyi kumsali secilmis bolge
  • tam bir yaşlı dinlendirme merkezi. denizi falan hoş tamam ama arkadaş ne sıkıcı bi yer yahu. valla gücenmeyin sevgili bohem kardeşlerim, pastoral betimlemeler de yapmayın... burası resmen nuri bilge ceylan'ın film seti gibi. 5 günden fazla dayanan varsa gelsin beratını ben vericem. siyatik mağduru hanım ninemle kızılcahamam'a kaplıcalara gitmek bile çok çılgın bir fikirmiş gibi duruyor.
  • çıralı'da sit alanına iki futbol sahası!
    orman arazisine, orman spor'a futbol sahaları iddiası çıralı'yı karıştırdı...

    antalya'nın dünyaca ünlü çıralı kumsalı bitişiğindeki ormana ait 20 dünümlük araziye, amatör kümede top koşturan antalya orman spor'un kullanması için iki adet futbol sahası yapılacağı iddiası ortalığı karıştırdı. özel bir girişimci tarafından finanse edileceği öne sürülen futbol sahalarının yapılacağı alanın daha önce kendileri tarafından da benzer amaçla talep edildiğini söyleyen köylüler, yetkililerin alanın sit olduğunu gerekçe göstererek kendilerine olumsuz yanıt verdiklerini dile getirdiler.

    --- spoiler ---

    ormanspor'a tahsis edilecek
    antalya'nın kemer ilçesindeki dünyaca ünlü çıralı kumsalı bitişiğinde iki adet futbol sahası yapılacağı iddiası ortalığı karıştırdı. çıralı kumsalında, orman ve su işleri bakanlığı'nın tasarrufunda bulunan 90 dönümlük 1. derece doğal sit alanı statüsündeki araziye, biri büyük biri küçük olmak üzere iki adet futbol sahası inşa etmek için başvuruda bulunulduğu öne sürüldü. amatör kümede top koşturan antalya ormanspor futbol kulübü'nün kullanması amacıyla yapılacağı öne sürülen fotbol sahalarının, çıralı'daki özel bir girişimcinin sponsorluğunda finanse edileceği iddia edildi.
    çirali'da plan toplantisi yapildi
    2004 yılında 'dünyanın en iyi kumsalı' seçilen antalya'nın doğa ve turizm cenneti çıralı'da uzun yıllardır bitirilemeyen koruma imar planı için önceki gün çıralı'da yapılan toplantıda gündeme gelen iki futbol sahası tartışması turizm beldesini karıştırdı. daha önce uluslararası destekle hazırlanan çıralı koruma planı, yapılan itirazlar üzerine "doğal alanları ve tarım yapılarını korumayacağı ve ormanlık alanlara dikkat edilmediği" gerekçesiyle danıştay tarafından iptal edilmişti. iptalin ardından, kültür ve turizm bakanlığı tarafından yeniden yaptırılan planla ilgili önceki gün çıralıda yapılan kurumlararası bilgilendirme toplantısına, antalya il özel idaresi, orman ve su işleri bakanlığı, antalya koruma bölge kurulu ve diğer ilgili kurumların yerel yetkililerinin katıldığı öğrenildi.
    köylüler, yetkilileri ziyaret edecek
    toplantıya 'şehven' katılan köylüler, yetkililere futbol sahalarıyla ilgili iddiaları sordu. yetkililerin kısa süre sonra ayrıntıların açıklanacağı yönündeki beyanları üzerine konuyla ilgili detayları öğrenmek üzere ilgili kurumları ziyaret etmeye hazırlanan köylüler, gelişmeler hakkında endişeli olduklarını dile getirdiler.
    çirali muhtari ilgaz: 'sahayi biz yapalim'
    toplantı sonrası sorularımızı yanıtlayan çıralı muhtarı sami ilgaz, çıralı'daki imarla ilgili toplantının kurumlararasında görüş alışverişinde bulunmayı hedeflediğini ancak köylülerin de toplantıya katıldığını kaydetti. çıralı karaburun mevkiindeki 90 dönümlük alanın yaklaşık 20 dönümünün özel bir girişimcinin başvurusu üzerine 'orman spor kulübü'nün kullanması için iki adet futbol sahası yapmak üzere değerlendirmeye alındığını doğrulayan muhtar ilgaz, söz konusu alanın daha önce kendileri tarafından da talep edildiğini ancak 'sit alanı' olduğu gerekçesiyle kabul edilmediğine dikkat çekerek," yetkililer futbol sahasıyla ilgili başvuru olduğunu ancak henüz kesin kararın çıkmadığını kaydettiler. biz köylüler olarak 'eğer buraya futbol sahası yapılmak isteniyorsa bunu biz yapalım, biz finanse edelim' istiyoruz" diye konuştu.
    'amaç futbolsa, kemer'de saha var'
    çıralı spor kulübü başkanı ibrahim kırımlı ise, yaklaşık on yıl önce kendilerinin de bu alanda spor tesisi yapmak amacıyla ilgililere başvurduklarını hatırlatarak, "biz olumlu bir sonuç alamamıştık ancak birileri bunu becerdi. burası sit alanı olduğu halde nasıl beceriyorlar, doğrusu çok şaşkınım. eğer amaç futbol oynamaksa, kemer'de halihazırda futbol sahaları da var. amatör kümedeki orman spor kulübüne çıralı'dan başka saha yapacak yer kalmamış mı merak ediyorum" diye konuştu.

    --- spoiler ---

    yusuf yavuz
    açık gazete
    köşe yazarı
  • kemer'e 20 dk uzaklıkta kumlucaya beldesine bağlı halen korunmya çalışılan cennet/köy. olimpos antik kentine 5, olimpostaki bungalowlara 20 dk uzaklıkla. gitmek için birçok alternatif vardır. bunlardan belki de en zorunu seçmiş olduğum için gurur duymamakla birlikte yine de varış anında tüm yolu unutup beyne reset attırmayı başarmıştır. öncelikle çıralı sapağından köye giden yoldaki kekik kokularıyla başladı tatil. ardından orange motel'e yerleşme ve ufak bir köy gezisi...

    tam bu noktada çıralı'da konaklama ile ilgili birkaç kelam etmek gerekebilir. çıralıda kalmak için birçok alternatif mevcut aslında. bu alternatifler 3 gruba ayrılabilir:

    1. sahile yakın pansiyonlar,
    2. sahil kesiminde bungalowlu restaurant ve cafeler,
    3. daha iç kısımlarda sahilden biraz daha uzak olan pansiyonlar.

    bizim de kaldığımız orange motel sahile yakın pansiyonlardan biri portakal ve nar ağaçlarının içinde oda klimalı ve banyosu da var. genelde hepsi oda-kahvaltı olarak çalışmakta. kahvaltı abartıdan uzak ama yörede yapılan organik tarım sayesinde bizler gibi istanbulda yaşayıp domatesin tadını unutanlar için bulunmaz fırsat.

    sahil kesiminde bulunan bungalowlu restaurant/cafelere yeme içme kısmında ayrıntılı değineceğiz ancak konaklama için tercih etmemekte fayda var. en azından biraz daha rahat bir konaklama tüm günün yorgunluğunu atmak açısından daha uygun olabilir.

    sahil kesiminden daha içerde olan yerler için çok fazla birşey söylemeyeceğim. kalan ve memnun olan varsa yazsın çünkü sahilden uzak olmalarından fazla birşey söyleyemeyeceğim. ben tercih etmezdim.

    köydeki tüm pansiyonlar akşam ve öğle yemeği vermekte ancak tavsiyem yemek için sahilde bulunan 8 adet restauranttan birini seçmenizdir. balıklar güzel, mükemmel gece manzaraında sahilin dibinde dolunaya karşı içmek daha güzel. bu noktada orange home retaurant hem yemekleri hemde personeliyle 1 numaramız olmuştur hepsine teşekkürler. dione cafe kokteyl menüsüyle yemek sonrası güzel bir alternatif. strawberry margaritası ve mojitosu kesinlikle denenmeli. ayrıca iran azerisi bir arkadaş gitarıyla canlı müzik yapmakta geceleri. bildiğimiz şarkıları kendi tarzıyla yorumlaması biraz garip gelse de içkinin etkisiyle olsa gerek sonradan alışıyorsunuz. repertuar biraz karışık ama yine de iyi denebilir.

    çıralı kumsalı demek biraz garip kaçabilir, sahil oldukça taşlık. ama denize girdiğiniz anda herşeyi unutabilirsiniz. gerçekten çok güzel, akvaryum gibi dibindeki taşları sayabilirsiniz. şezlonglar restaurantlar tarafından paylaşılmış. 1 tane su bile alsanız gün boyu kullanabilirsiniz herhangi bir zorlama yok. dione cafe bölgedeki en soğuk birayı getirerek şezlongların 1 numarası olmuştur, teşekkür ederiz.

    bölgede gün içinde yapılacak birçok aktivite mevcut. yanartaş, ulupınar, yat gezileri, antik kent ziyareti... ama bütün gün yemekten sonra şezlonglara uzanıp yıldızları sayma aktivitesini beklediğimizi de belirtmeliyim. özellikle dolunay zamanı bir başka oluyor geceleri sahil.

    sonuç olarak çıralı herşeye reset atıp hayata yeniden başlatabilecek bir yer. her şeyden soyutlanmış, geceleri caretta carettaların ziyaret ettiği, herşeyin taze olduğu ve en sonunda akp hükümeti yüzünden 2b kapsamına alınmak istenen bir cennet. sahile açılacak bir 5 yıldızlı otelle birlikte, gecenin en güzel yerinde disko topları eşliğine köpük banyosu yapan insanların fotografları geliyor aklıma ve gerçekten korkutuyor hayali bile.

    belki yazmak istediklerimin yarısını bile yazmadım ama şöyle bitirebiliriz belki, tanrılar gerçekten işini biliyormuş...
hesabın var mı? giriş yap