• çirkin nedir güzel nedir kafamı kurcalıyor bu aralar. dün bir arkadaşımla konuşuyoruz, eskiden bir ara kendisine "yazan" bir vatandaş için çirkin tabirini kullandı. şaşırdım bir an, elemanı ben de görmüştüm öyle "ahanda çirkin" denecek bir hali yoktu. ben elbette adama "o gözle" bakamıyorum ama hani şunu düşündüm, arkadaşımın o adama "çirkin" demesinin sebebi adamın aslında güzel olmamasıyla alakalıydı. o yüzden düşünüyorum, çirkin güzel olmayan mıdır? güzel çirkin olmayan mıdır diye. mesela bir an kendimi düşündüm, ne çirkin ne güzel buluyorum kendimi. çirkin birini aklıma getirmeyi denedim, pek kimse gelmedi. garip yani, bu kadar keskin sınırlarla etiketleyebilmek. kabul ediyorum, benim güzellik anlayışım daha girift. hani güzel bir yüz anlık bir estetik heyecan dışında bir şey ifade etmiyor bana, yanına bir karakter katmadıkça içi boş geliyor. ama çirkinlik anlayışımı düşünüyorum, bir sonuca varamıyorum. estetik açıdan en çirkin insan bile o anlık tiksinme haricinde bana çirkin hissi vermiyor. hani "beraber olur musun" sorusunda olumlu yanıt vermem belki ama "x çirkindir" demem, demedim de şimdiye kadar. fazla naif mi, bilmem ama dünya üzerinde bir tane bile beğenenin varsa çirkin değilsin. kaldı ki işte çirkin olmak bile şu hayatta bir anlam ifade etmiyor ki, güzel olmanın o kadar da değerinin olmaması gibi aynı şekilde.
    ne bileyim, sonunda vardığım nokta hepimiz güzeliz, çirkin diye bir şey yoktur eheh.
  • ''oyunda ensest ilişkinin olması ve bunun oyunda tepkisiz bir şekilde devam etmesi türk kültürüyle taban tabana zıt bir durum'' şeklinde yorumlanmış oyun.

    ensest ilişki bir türk kültüründe ters zaten, diğer ülkelerde o kadar normal ki bu(!). birşeyleri yok farzetmekle yok olacağını sanan insanlarla aynı havayı soluyoruz. kafalarını kuma gömüp hiçbirşey yokmuş gibi davranıyorlar... bu ülkede yıllarca aileleri tarafından cinsel istismara uğrayan , ensest ilişkilere zorlanan ve hatta bunu normal gören çocuklar yokmuş gibi.

    bazı oyunlar insanı 'rahatsız' etmek için yapılır.. rahatsız ol ki, dön de bir bak çevrene, daha dikkatli bak, bütün o yitip giden çocuklara , bunları yapan insanlara.. rahatsız ol ki, karşı koy ! bu oyunlar sadece seni o derin uykundan uyandırmak için yapılıyor. uyan da farkına var. bu bir 'oyun' belki ama dünya üzerinde yaşanan milyonlarcası 'oyun' değil. parçadan bütüne git.. ve kızman gerekenin oyun değil de bu oyunu gerçek yapan insanlar olduğunu, karşı çıkman gerekenin de bu düzen olduğunun farkına var.

    ''rahatsız oldum'' deme.. zaten rahatsız olman gerekiyordu.
  • gönül gözünün karşısında kör olduğu, göremediği. aşkla, sevgiyle bakılan hiçbir şey çirkin değildir. o yüzden dışarıdan bakan ota, boka kondu dese bile aşık olan kendini cennette bilir.
  • teyzelerin ufak cocuklari severken nazarlarinin degmesini* engellemek icin kullandiklari hitap sekli.
  • bu "çirkin" habere mağruz kalmış alman yazar marius von mayenburg'un kaleme aldığı tiyatro oyunu.

    http://www.sabah.com.tr/…trosunda-cirkin-propaganda

    oyunun yazarı alman. oyunun nasıl “türk kültürünü yansıtmıyor” diye eleştirildiğini anlamıyorum. her oyun türk kültürünü yansıtmak zorunda mı? amcasının kızı, dayısının oğlu vs ile çocukların zorla evlendirildiği bir “türk kültürü” müz var. hangi ilişki daha ensest, hangi ilişki daha normal? her sabah, öğlen günlük kadın programlarında, reality şovarda şahit olmuyor muyuz, güya türk kültürü ile yetişmiş bir çok insanın kendi aralarındaki sapık ilişkilerine. grup sex birilerine uzak bir tanım gibi gelebilir ama 3. sayfa haberlerini şöyle bir takip edin ne gruplar, ne sexler dönüyor bu toplumda bir görün. “devlet tiyatrosu’nda çirkin propaganda” başlığı ve altındaki seçmece, yanlı yorumlarla iliştirilmiş sabah.com.tr'nin bu haberi sanata devlet müdahalesinin gerektiğinin altını çizen ayrıca “çirkin” bir propagandadır. yapılan iş ne olursa olsun böyle müdahalelerin meşru kabul edilmesi “grup sex” in ta kendisi değil midir?
  • çirkin bir söz.
  • çirkinlik güzellik gibi sabit bir kategori değildir. sürekli güzel olmadığımız gibi sürekli çirkin de olamayız. bu durum diğer sıfatlar için de geçerlidir.

    insan bazen çok çirkin olur. aslan çocuk vincent olarak kalkabilirsiniz sabah yataktan.
  • alışık olmadığımız görüntüye sahip olan.
  • sadece tolga evren'in değil bütün oyuncuların oldukça başarılı olduğu oyundur. sahne geçişleri ve karakter geçişleri son derece güzel.
  • istanbul devlet tiyatrosu'nun taze oyunu. tek perde 70 dakikalık, dinamik ve başarılı bir kara komedi örneği. güzel bir sistem eleştirisi. ama siyasi değil, başta iş dünyası olmak üzere kendi kendimize dayattığımız sistemin. güzellik ve başarı eksenine hapsolarak nasıl gitgide tek tipleştiğimizin resmi.

    öncelikle yazarı, erkek egemen iş dünyasında güzellik eleştirisini kadın değil de yine erkek üzerinden yaptığı için takdir etmek gerek. kolay yolu seçmemiş. karakterleriyle bakış açılarını, çarpıklığı güldürürken düşündüren şekilde aktarmış. belki bir drama derinliğinde değil ama kara komedi olarak oldukça iyi iş çıkartmış. bu noktada çıkan abuk subuk haberlere de yuh demek isterim. adam çarpıklığın altını çizmiş. bence güya tepki gösteren izleyicilerin meyili varmış. yoksa aklı başında birinin izleyip de çok şevkle anlattılar acayip özendim arkadaşlarla birleşip gruba giresim geldi diyebileceğini sanmıyorum.

    oyunculuklar yine bir devlet tiyatrosu oyunu olan iki çarpı iki'nin dört çarpı dört hale gelmişi gibi. her oyuncu çift rolde. hemen hemen dekorsuz sahnede, tek kostümle sadece vücut dili ve oyunculuk gücüyle karakter değiştiriyorlar. karakterleri tanıyana kadar ilk başta biraz karışık gelse ve ufak aksesuarlar bari kullanılsaydı dedirtse de oyunun temposunun duraklamaya izni yok. tıpkı iş dünyası gibi nefes nefese, oyalanamazsın, geride kalamazsın.

    çirkin lette ve güzel lette rolünde tolga evren, şüphesiz oyunun en müthiş performansını sergiliyor. adım adım fiziksel olarak güzelleşirken ruhu çirkinleşen, gitgide herkesleşirken ya da herkes "lette"leşirken kimiz hatta neyiz biz sorusunu sorduruyor insana.

    fanny ve patroniçe karakterleriyle simay tuna birbiriyle alakasız iki kadını özellikle harika bir ses ayrımıyla canlandırıyor.

    scheffler ve doktor nişan şirinyan, dengeli ve uyumlu oyunculuğuyla bağlaç gibi.

    karlmann ve patroniçenin oğlu şamil kafkas, yine zıt iki karakteri başarıyla kotarıyor.
hesabın var mı? giriş yap