• yeğen* ve diğer yeğen* arasında geçmektedir, o sıra ikisi de 4 yaş civarıdır:

    a: serkan hadi top oynıyalım
    s: olmaz ben babama yardım ediyorum (babasının okuduğu gazetenin altına elini koymuştur, taşımasına yardım ediyordur)
    a: hiç bile de!
    s: ediyorum işte!
    a: halaaa! serkanın babası bi gazeteyi bile taşıyamıyooooooo!
    s: al sana *çat* (serkan babasına laf söyletmez)
    a: (normalde kafasını tutup ağlaması beklenirken, şöyle bi afallar. bi kaç saniye durur öylece) bak baban sen elini çekince de okuyo hadi gel top oynayalım
    s: tamam.
  • şehirler arası bir otobüste biri kız* biri erkek* iki velet birbiriyle son derece ciddi bir muhabbet içerisindedir:

    e: kaç yaşındasın sen?
    k: 6. sen?
    e: 5.
    k: inanamıyorum!!! bu ne tesadüf! o benim eski yaşım!
  • bazen yardığı kadar dumur eden de diyaloglardır.

    kahramanlarımız kreş öğrencileri olan erkan*, sinem* ve gökhan dır. erkan sinem i sevmekte yalnız sinem hanım hem erkan a hem de gökhan a pas atmaktadır. bir gün erkan ın kafası atar ve sinem i bir köşeye çekip konuşmaya başlar:

    e: sinem! ben seni seviyorum. o yüzden bi karar ver artık beni mi seviyorsun yoksa gökhan ı mı?
    s: ben seni seviyorum ama gökhan da beni çok güldürüyor. sen de beni gökhan kadar güldürsen seni daha çok severim.
    e: sineeem! ben sana aşığım diyorum, soytarıyım demiyorum!?..

    (bkz: mavi ekran)
  • apartmanın bahçesinde;

    - ercaaaan (yırtınarak)
    - ne var
    - benim annem var ya, ishal oldu

    apartmanın üst katlarından bir çığlık duyulur.
  • cem: ya$ 6
    ilayda: ya$ 5
    *-montunu bana versene ben giyiyim biraz..
    *-hayır be aptal! kız montu bu sen giyemezsin!
    *-ee noluyo kız montu olunca?
    *-bunu giyersen memelerin çıkar bak sonra!!
    *-salak! çıksa seninki çıkardı!
  • nisan ve guney (3,5) özgüven patlamasından yıkılıyorlar.
    her şeyi bildiklerini iddia edip, insanı münazara ortamından tiksindirtiyorlar.

    daha bu sabah nisan bana broş' un yakada değil de kalça üzerinde çok daha hoş duracağına ilişkin bir brifing verdi.(broş nisan'ın bu arada)

    güney ise beline ip olan pantalonun iğrenç ve bebeksi bir şey olduğu konusunda aşırı ısrarcıydı. kemer takmak zorunda olmadığımız, ipsiz ve lastiksiz pantalonlar neden hep hep hep hep satılmıyordu?
    bunun birşey yemediği için cılız kalması ile ilgili olduğu konusunu ben açamadım bile...

    sabah, baba rrr yarım saatlik ayakkabı seçimi sırasında sinire kesti.
    ve dedi ki;

    "sen daha 3,5 yaşında bir çocuksun nisan, bizim anne-baba olduğumuzu unutma. biz sana faydalı olacak şeyleri biliyoruz, moda ne demek, hangi mevsim ne giyilir biliyoruz. çünkü biz gazete okuyoruz, dergi okuyoruz, internette gezip öğreniyoruz."

    nisan" hayıy, ben biliyoyum. siz hic de güsel giydirmiyosunuz" şeklinde söylene söylene evden çıktı, ikna olmuşa benziyordu. arabada güney ile konuşuyor;

    n-güney, sen öneme yurdu' nu biliyor musun?
    g-hayıy nisan bilmiyorum. sen biliyo musun?
    n-evet çüknü gazetede!!! okudum, ben hep okuyoyum gazete, dergiii
    (aldık biz mesajı)
    g-peki öneme yurdu mu ödeme yurdu mu nisan? öneme yurdu olduğuna emin misin? ödeme yurdu olmasın? (yani ödeme yurdu da çok anlamlı değil ama kredi yurtlar ödemesi olabilir belki?)
    rrr- hah şöyle babacım, sorgula sorgula, atıyor çünkü bazen
    n-hayıy atmıyoyum. haber-turk' te izledim bi kere!
    (ohannes, evde hiç haberturk açılmadı, nisan ve güney yatmadan jojo-jetix-nickledon dışı birşey de açılmadı hatta)
    g-nerde izledin sen habey turk'u?
    (genel yayın yönetmeni ya, rating merak ediyor)
    n-feribotta izledik ya? (allaaam neler oluyor?)

    öneme yurdu' nu merak edenler için aradan geçen 10 dakika sonra nisan' dan bestesini duyunca anladım;
    önemeeee yurduuuu
    (sönmedeeen yurduuuumun...)
  • yasemin*: ya büşra offf...
    büşra*: noldu yasemin?
    yasemin: rahat rahat güneşlenemiyoruz artık ya, baksana oğlanlar geldi*.
    büşra: gelsinler boşver*...
    yasemin: nasıl boşver büşra, memelerimize bakıyolar ama!!!
    büşra: sanane yasemin, sen de meme yok ki. benim memelerime bakıyolar...
  • nisan ve güney (2,5 ) türkçeyi söküp yeniden örme boyutuna geldiler. gerçi aralarında acaip bir dil var. biz ebeveynler olarak bazen çok yetersiz kalıyoruz algılamakta.
    güney- nişancım, ayakların ıslak ya, yavaş yavaş gel, düşersin, kayarsın, bam diye düşersin, popon acır, kafan kanar. yavaş yavaş gel, miniş miniş gel, pitiş pitiş, domiş domiş, pölü pölü, dele dele gel.
    nisan- balerin gibi geliyorum. topuklu terliklerim var şurda, onları giyersem kaymam. balerin gibi gelirim. bale bale geliyorum, pati pati, çipi çipi, minnoş minnoş, şıfıl şıfıl, hoppi hoppi, böle böle

    -bam-donk-üühhehheee

    güney - anneeeee, nişan düştüüü, bam diye düştü, küt diye, don diye, rargh, dıkş, dumba....
  • temcik kişisinin "sen hiç gördün mü üç kulaklı bir adam" şarkısından daha çok korktuğu birşey varsa o da istanbul trafiğidir.iş bu sebeple nisan ve güney' i ( 2 yaş) alıp araba ile çıkacağı zaman çocukları arabada panik yapmamaları için beş saat önceden işlemekte ama bunu baba rrr' ye hiç çaktırmayıp "valla çok iyi geldik, çocuklar da çok usluydu hede hödö" diyerek kendine onur yapmaktadır. ama işler hep planlandığı gibi gitmez henen henen henen herenenenninen ( komedi filmi sıçış anlarında kullanılan naif neşeli müzik efekti)

    rrr - nasıl rahat geldiniz mi? buradan sonra ben mi kullanayım sen devam eder misin?
    temcik - ay çok rahat geldik valla. çocuklar da çok mutluydu. sen sür sen. ben gerilirim ileride trafik filan varsa
    nisan - bebeeemin şakpası düştüüüü üühühüh
    güney -(eğitmen edasıyla) nişancım; arabada ağlanmaz, sen ağlarsan anne üzülür, şaşırır, kaza eder, kazada arabamız acır, ganlar akar, bizi nanbulamsla hastaneye götürüler, doktor amca dikiş diker, acır, annemize polis ceza verir. biz ağlarız annemizzzz annemiizzz diye
    nisan - ama bebeemin şakpası düştü
    güney - arabada bişey düşürürsek anne baba alamaz, araba sürerken anneye babaya "anne bak, baba bak" denmez, yerden bişey alınmaz, alarlarsa kaza ederler. o zaman arabamız acır, ganlar akar...
    nisan - annemiz sürerken ağlayamayız ve yerden bişey isteyemeyiz. şimdi babamız sürüyo. babamız sürerken annemiz bize yerden bişey verebilir. bebeeemin şakpassıı düştüüüüü

    rrr- oha be, nasıl işlemişin çocukları, psikopat olacaklar. bu ne biçim senaryo? tüylerim dikeldi.
    temcik - ama ben, yani ehe öhü, neyse, eee nisancım şimdi ben emniyet kemerimi çözüp arkaya uzanıp oyuncağını verirken babam birden durursa ben de kemerim bağlı olmadığı için camdan fırlarsam ve
    rrr- bak hala yaaaa
  • fırlama arkadaşım utku (yaş 18) kapadokyadaki oyma şehirlerin birinde bir parmaklığın arkasından , parmaklığın önündeki çocukla (yaş 6-7) diyalog kurmaktadır :

    utku : niye burnunu karıştırıyorsun sen bakayım ?
    çocuk : sanane
    utku : bak terminatör diye bir film var hani adam parmaklığın arasından kayarak geç...
    çocuk : siktir git!
    utku : ulan!
hesabın var mı? giriş yap