• komik kadınlardan oluşan komedyen topluluğu, eril dünyamıza harika bir mizah perspektifinden bakıyorlar. ayrıca çok da güzel lastik pabuçlar giymekteler.
    https://i.hizliresim.com/loray0.jpg
  • gösteride seslerini ayarlayamıyor çok bağırıyorlar kulağım yandı.
  • cuma gecesi berlin'de sahne alan, maxim gorki theater'in kahkahalarla yıkılmasına sebep olan stand-up'ın şahı grup. gösteri sırasında üstyazı yetersiz kalır, almanlar anlayamaz diye düşünmüştüm ama hem altyazı çok başarılıydı hem de komedinin milliyeti olmadığını herkese ispatladılar diye düşünüyorum. enerjileri çok yüksek ve eğer türkiye'yi komedi alanında yurtdışında da temsil edebilecek birileri varsa bu kişiler ancak çok da fifi hatunlar olabilir. umarım yurtdışına açılmaları için güzel bir vesile olur berlin şovları. berlin'de neredeyse ayda bir ya ingilizce ya da türkçe stand-up şovlarına gidiyorum. açık ara en beğendiğim şov bu kadınlara ait.

    bir kenara not etmiştim isimlerini, türkiye'ye her gidişimde biletlerine bakıyordum fakat bir türlü denk gelemediğim komedi grubuydu. son zamanlarda içimden geçiriyordum belki berlin'e gelirler diye, isabet oldu.

    bonus track: (bkz: şakayı dişi kuş yapar)

    buse sinem iren
  • hande yögen: bir stand-up gösterisinin açılışı ve finali, gösterinin genel başarısı açısından kritik bir konu. deyim yerindeyse seyirciyi ısıtmak önemli. hande (en azından benim izlediğim şovda) açılışı yaparak moderatör gibi seyirciyle ilk kontağı kuran kişi ki bunu da hakkını vererek yaptığı aşikar. beklenti içindeki izleyeni bu tip gösterilerin olmazsa olmazı "burada biz bizeyiz" havasına çok iyi sokuyor. şakalarını ağırlıklı olarak türkiye'de kadın ve erkek arasındaki çifte standartlar üzerine kurgulamış ya da ana fikirler eninde sonunda dönüp dolaşıp bu temaya odaklanıyor.

    şirincan çakıroğlu: "sevimli bir genç kızın sorunları" teması üzerinden birey ve kadın olarak hayatın içindeki küçük detaylara yoğunlaşıp adeta taşın suyunu çıkartıyor. beden dilinin de yoğun olarak kullanıldığı harika şakalar yazmış.

    deniz özturhan: deniz, cool duruşunu malzeme haline getirmeyi çok iyi biliyor. şakaları genellikle "evlilik" hayatına ve erkeklerin duygusal yetersizliklerine odaklanıyor ki bu noktada sanırım bu en çok yüzüne adeta bir ayna tutulan erkek izleyicileri güldürüyor.

    buse sinem iren: sahneye sınırsız bir malzemeyle çıkarak neredeyse tek başına bir şovu alıp götürebilecekmişcesine yürüyor.
    çok kısa süre içinde kontrolü altına aldığı seyirciyi "karadenizlilik" üzerine hazırladığı şiveli şakalarla doyurmasını çok iyi biliyor.

    aslı akbay: yüksek dinamizmle şakalarını hızlı ve neredeyse nefes nefese sıralıyor. genellikle ingiltere ile "türk" kültürünü karşılaştırdığı şakaları çok iyi bir silah olarak kullanıyor ve elbette bir de izlemeye doyulmayan michael jackson :)

    meltem parlak: meltem şakalarına ufaktan andy kaufman'ı anımsatan obsesif teatral bir duruş da ekliyor. bu en azından türkiye'de izlediğim gösteriler için bir "ilk". şakalar, yarattığı karaktere paralel olarak yürüyor ki seyirciyle kısa süre içinde üst düzeyde bir ilişki kurduğunu söylemek yanlış olmaz.
  • 3 mayıs 2019 gösterilerini izlemiş biri olarak şunu söyleyebilirim: amatör stand up gecesi gibiydi, hem iyi anlamda hem de kötü.

    çıkış sıralarına göre:

    meltem parlak: kötü bir başlangıçtı, neredeyse hiç güldüremedi. pek ışığı yok gibi, hep böyleyse bence bu işi bırakmalı.

    buse sinem iren: gecenin en komigiydi. laz şakaları ve aksanıyla çok güldürdü.

    deniz özturhan:yer yer güldürdü, fena değildi en azından sıkmadı. ama salonda izmirli biri olsa alınabilirdi :)

    hande yögen: aslında çok daha komik birisi. zaten tek başına yaptığı bir showda güldüğümüz için gitmiştik. ama tembellikten mi garanticilikten mi bilmem iki sene önceki esprilere devam ediyor.

    şirincan cakiroglu: meltem parlak ile birlikte zayıf halka. ilk 5 dakika ne anlattı kimse anlamadı. gülmeye gelmiştik dert dinledik sanki. ayrıca montla sıç mı kaldı arkadaşım, mağara soğuk muydu demek istiyorum kendisine.

    bir de genel olarak kendilerine tavsiyem şu 'bekarım, yaşım geçti, ailem evlen diyor' temasından kurtulsunlar. beş kişinin dördünden aynı muhabbeti duymak bir süre sonra samimiyetsiz ve sıkıcı oluyor.
  • bu tip kalabalık şovlardaki bireysel performansları değerlendirmek zordur. çünkü sizden bir önce çıkan şovmen o gece parlarken sizin şovunuz herhangi bir sebeple sönük geçebiliyor. o nedenle ben sadece izlediğim akşama göre yorum yapacağım. genel olarak ise, iki kişinin şovu gerçekten kötü olmasına rağmen ortalamaya 10 üzerinden / 7 veririm. en az bir defa izlenir bu şov.

    hande yögen: en başarılı ve türk işi stand-up tarzına uygun olan hande yögen idi. hiç düşünmeden ağzımı yaya yaya güldüğüm tek şov onunki oldu. enerjisi ve yıldızı çok iyi idi.

    şirincan çakıroğlu: izlediğim akşam maalesef pek başarılı değildi. türk işi stand up yaparken biraz şeytanın avukatlığı ve kurnazlık gerekiyor. şirin çakıroğlu, anladığım kadarı ile iyi bir oyuncu ve (sanırım) seslendirmeci. ama o gece hiç geçmedi. kendisi de zaten bir iki defa seyircinin ısınamamasına gönderme yaptı.

    deniz özturhan: açıkası ince esprilerini ve göndermelerini en çok beğendiğim deniz özturhan oldu. tespitleri ve yerinde argo kullanımı çok iyiydi. belki hande hanım kadar çok geri tepki almadı ama en akılda kalan cümleler onunki oldu. eminim başka zamanlar patlıyordur. "ünlü" eşine saygılarımla..

    buse sinem iren: öncelikle çok güzel. allah sahibine bağışlasın. sahnede espri falan yapmasa da olur. karadeniz şivesi ile yaptığı espriler zaman zaman ağzınızdan salya akıtacak cinsten. bunun dışında diğerlerine göre yaptığı daha cesur espriler de üzerinde hiç eğreti durmadı. enerjisi ile genel bir kredi aldığı muhakkak. daha sahneye çıkarken bile belli oluyor. ayrıca çok güzel. allah sahibine bağışlasın.

    aslı akbay: bizim gittiğimiz oyunun maalesef en kötüsü idi. hatta çıkışta milletle laflarken herkes hem fikirdi. bir iki turkish mind vs british mind şakası fena değildi ama o kadar. dediğim gibi, o akşama özgü olabilir. sahne sanatlarında maalesef bazen böyle şeyler olabiliyor. ama fifi grubunda ise muhakkak o akşamkinden çok daha iyidir.

    meltem parlak: "evde kalmışlığı" en güzel ve en cool anlatan kişi idi. ingiliz soğuk mizahına örnek olabilecek bir duruşu vardı. bence o akşam performansının altında olmasına rağmen yine en eğlendiğim bölümlerden biri onunki oldu. tıpkı deniz hanım gibi, en akılda kalan bir kaç espriyi o yaptı.

    yukarıda da yazdığım gibi. genel olarak beğendim. bir daha gider miyim? muhtemeln giderim. hatta denk gelirse bazı üyelerin bireysel gösterilerine de giderim. öyleyken böyle işte.
  • bbc, deutche welle, france 24 ve voice of america medya gruplarının bir araya gelerek ortaklaşa oluşturduğu +90 youtube haber kanalı “ilk kadın stand-up grubu tabuları yıkıyor” başlığıyla haklarında bir içerik yapmış.
  • kadınların aslında en komik olabileceğine dair iddialarımın ispatı olmuş hatunlar.

    kadının mizahının en iyi örneği bile hep “kara” oluyor. kadının güldürdüğü çoğu anlatım, cinsine has sıkıntılardan yaşadığı zorluk ve acılardan çıkıyor. kızarak ve üzülerek gülüyoruz. kızgınlığımız acımız veya bu hislere duyduğumuz empati ne kadar derinse kahkahamız o kadar kuvvetli oluyor. tabi ki bu empatiyi kurmaktan aciz, eril ve geri kafalı zihniyetin pek de komik bulmamasının normal olduğu gösteriler yapan kadınlar bunlar.
    böyle kadınlar çoğalırsa herşey çok daha güzel olur.
  • şirincan bitişik için 30 ağustos gösteri yorumu:

    grup önceden amatördür belki ama bu gece epey eğlendik, ara ara tabii ki durgunluk oldu ama süreleri epey az açıkçası. üstte yorum yapan yazarlar kişisel bakmış(kadın kısmı içerik) ve rahatsız olmuş olabilir veya cidden sezona iyi hazırlanılmış olabilir. ben yazılanların aksine kesinlikle öneririm.

    gidin gidin, bekâr kadınlarımıza hem para hem moral lazım :) bize de gülmek düşüyor.

    edit: gereğinden fazla bilet satan biletix'e küfürlerimizi iletiyoruz.
  • valla çok umutluydum, şöyle güleriz böyle eğleniriz diyordum ama maalesef. inanılmaz vasat. 50 yaş üstü izleyici için komik olabilir belki. o da biraz. her çıkan bir evde kaldım, annem evlendirmek istiyor modunda. halleri hareketleri farklı ama hep aynı hikaye gibi oluyor. bir de gidenlerin tezine göre biz erkekler kadın dünyasını anlayacaktık, komik bir dille anlatılacak falan diyordu da "montla sıçmak" hikayesi anlatıldı. 20 senelik şaka... yapmayın ablacım böyle. yeni nesil çok cevval yemez bunları
hesabın var mı? giriş yap