• darwinizm; cehaletin, gericiliğin, bilimsizliğin ve kültürsüzlüğün pençesinde kıvrananların farkedilmesine sebep olmuştur. bu zavallıların çektikleri acılardan sorumludur.
  • bu belaların en büyüğü bizzat harun yahya'dır. darwinizim diye bir şey olmasaydı sözlükte bile kendileriyle karşılaşmaz, ne güzel mutlu mesut bu işlere kafa yormadan yaşardık. galat-ı meşhur olarak insanın atası olduğu söylenegelen maymunlar da rahat ederdi.
    (bkz: evrime inanmiyorum ama bir maymun var)
    (bkz: primat)
  • üsküdardaki eminönü iskelesi bitişiğinden kolayca temin edilebilecek eserlerden yalnızca biri
    (edit: eser bir ironi olmalı)
  • "-ne yani şimdi biz maymundan mı geldik?" adamcıkları..

    (bkz: götünden anlamak)
  • evrim'in varlığına karşı çıkmak, ileri derece miyopken direksiyona geçip sürat yapmaya benziyor: çünkü haliyle yoldan çıkıp bir direğe tosluyorsun ve ardından da direği orada olmakla suçluyorsun!

    oysa evren, 13,8 milyar yıldır orada duruyor, sen ise gözünü açalı maksimum 15 bin yıl olmuş! belgelendirebildiğin kadarı en fazla 5000 yıllık, görüntü almak desen 100 yılı bulmaz!

    kıçı boklu bebeler gibi korkularımızdan öykü, öykülerimizden efsane yaratmışız, sonra dönüp başta salladığımıza kendimiz inanmışız, gerçekler, beton direk gibi yolumuza çıkıp kurgusal dünyamızın başına bela açınca da ver yansın ediyoruz!

    oysa kır kıçını da önce, oturup evrenin döngüsünü kavramaya çalış değil mi, nerdee?!

    darwin bu kafaya birkaç numara büyük gelir. hatası maymuna maymunluğunu anlatmaya kalkmak olmuş.

    https://youtu.be/827aknllqei

    edit: aksam olunca eve en son giren cocuk'a evrenin yaşı ile ilgili düzeltme için teşekkürler!
  • aslinda darwinizm'in ve sosyal darwinizm'in insanliga getirdigi en buyuk belalardan birisi istatistikte kullanilan "faktor analizi" ve "regresyon analizi" yontemleri olmustur. efendim simdi bu faktor analiz yonteminin kurucusu sir francis galton'dur. bu kisi de darwin'in bizzat kuzeni olup, darwinizm'i matematiksel yontemlerle ispatlama girisimindedir... faktor analiz yontemini ve regresyon analizini icat ederken, galton'un aklindaki fikir, insanlarin neden daha zengin olanlarinin daha zeki oldugunu ispatlamaktir... ve galton'un buldugu bu iki yontem (ki faktor analiz cok degiskenli bir ortamda simultane korelasyonlar kosarak, bir biri icerisinde en az sapma gosteren degiskenleri gruplandirir; ve regresyon analizi ise bir basimsiz degiskenlerle bagimli degiskenler arasinda lineer ve nedensellik icerisinde yer alan iliskiler kurar) dunyanin basina cok ciddi belalar acmistir.

    oncelikle faktor analiz yonteminin yanlis anlasilmasi "zeka" diye bir gercekligin oldugunun sanilmasina neden olmustur... ne demek simdi bu? zeka diye bir sey yok mu? hayir efendim tabii ki var; ancak zeka, beynin icerisinde yer alan sabit ve degismeyen birsey degil... aksine sosyal ortamlarda sekillenen, farkli sosyal ortamlarda farkli calisan bir esnekliktir zeka... bir ciftcinin zekasi tarihsel analizde bir ise yaramayabilir, ancak murat bardakci da tarla ekip bicerken kullanilan tekniklerden anlamaz... ya da sozel zeka ile sayisal zeka bir olmadigi gibi, sayisal zekanin da turleri vardir, kimisi gorsel alanlarda daha hizli iliski bulur bu da iyi bir geometri zekasi demektir, kimisi mantiksal iliskilerde iyidir... ancak istatistiksel olarak butun bunlar bir birleri ile az ya da cok korelasyon gosteririerl... aslinda faktor analiz yontemi aralarinda korelasyon olan seyleri birarada toplar; buna ismi biz veririz. bu ordaki 6-7 kumeli gruba "zeka" dedigimiz icin "zeka" diye bir kavramdan bahsederiz bu gun... iste bu pearson'un r degiskenini bulmasiyla, iq calismalarina yon vermistir...

    peki bu neden mi zararlidir? cunku buna bakaraktan insanlar galton'dan sonra, caliskan ve zengin insanlarin zeki oldugunu; daha dogrusu zeki olanlarin zengin oldugunu istatistiksel olarak kanitladiklarini sanmislardir... bu oyle cok da eski bir dusunce degildir. aksine, hala gunumuzde bunun tartismalari surmektedir... bakin herrnstein ve murray'in can egrisi yani bell curve'une bakarsak, 1994 yilinda yazilan bu kitap son derece populer olmus, ve tamamen istatistiksel temellere dayanarak sunu savunmaktadir:

    amerikan toplumunda esitsizlik tamamen zekalar arasi esitsizligin bir urunudur. zeka genetik ve dogaldir... biz ne kadar refah devleti yaratmaya calisip programlar uygularsak bu dengeyi o kadar bozariz... bu yuzden en iyisi bu isi doganin adil dagitimina birakmaktir derler... peki bunun darwinizm'le mi ne alakasi var... cunku bu insanlar ayni zamanda beyazlarin, siyahlardan neden daha guclu ve zengin oldugunu buna baglarlar... zekaya... su anda bu calismalarin araplar ve muslumanlar uzerine yapilanlari da mevcuttur... dogada zekasi yuksek olanlarin kazanacagi, ve ayakta kalacagi fikri tamamen darwinizm'den tureyen ve galton'dan beri istatistiksel olarak gosterilmeye calisilan bir yontemdir...

    peki bu insanlar uc bes kisi midirler? hayir... aksine, bu gorus sahipleri, su anda cogunluktadirlar... gunumuz neoliberal dusunurlerin cogu politikalarini acik ya da gizliden gizliye bu esasa baglarlar... ve bunu matematiksel olarak yaptiklarini sandiklari icin de, gercek oldugunu dusunurler... mametamatiksel fetisizmin doruk noktasinda, kendi yarattiklari esitsizlikleri ile tatmin olurken; insanlarin bu istatistiksel bulgularin arka-planini okuyamamasindan ve elestirememesinden dolayi guvendedirler... bunun adina bilim demektedirler... neo-conservative ideoloji tamamen bununla beslenir... bu da darwinizm'in basimiza istemeden saldigi bir beladir...
  • "madem biz maymumdan geldik simdiki maymunlar neden insan olmuyor?" sorusu -.-
hesabın var mı? giriş yap