• antik hellence halefler demektir. özel bir kullanimi vardir ve büyük iskender sonrasi imparatorlugu payla$an komutanlar kastedilir: antigonus, antipater, cassander, lysimachus, ptolemaios, seleucus. bu dönem i.ö. 323 ile en azindan i.ö. 301'e (ipsus savasi) kadar sürmüstür. antigonus 1'in imparatorlugu kendi hükümranligi altinda toplama cabasi ile (belki de i.ö. 281'deki corupedium savasi'na dek sürmüs kabul edebiliriz bu dönemi) sona erer.
  • modern yunancada fiil olarak kelime yerini alma, yerine geçme anlamındadır. ismin çoğul hali düşünüldüğünde ise halefler anlamını taşır.
  • bir zamanlar omuz omuza savaşmış yiğit savaşçıların iskender'in otoritesinin yok oluşundan sonra birbirlerine düşmüş olmaları trajedisinin tarihteki adıdır. sonuç dev imparatorluğun içine sürüklendiği kaos ve sadece huzur içinde mısır'da ölen ptolemy dışındaki tüm büyük generallerin biribirleri veya aralarında savaşırken arkalarını döndükleri hasımları tarafından katledilmeleri olmuştur.
  • (bkz: diadoklar)
  • halef
    iskenderin ölümünden sonra kalan krallıkları, iskender'in generalleri ve onların soyundan gelenlerin adı. krallıkların en zengini, ptolemaios adlı bir makedonun mısırda kurduğu krallıktı.
  • (bkz: lysimakhos)
  • büyük iskender, büyük bir fatih olarak hasta yatağında ölümü beklerken kendisine " bu ihtişamlı imparatorluğu kime bırakacaksınız?" diye sorulduğunda belki de güçlükle "en güçlünüze" diye cevap vermişti. belki de bu söz - büyük olasılıkla - iskender'in ağızdan çıkan son cümleler olmuştu. üç kıtaya hükmetmiş, kendisini tanrı ilan etmiş, güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar fetihler yapmış olan bu genç hükümdar ölümü yatağında karşıladığında henüz 33 yaşındaydı. emekler ve uğraşılar sonucunda inşa ettiği imparatorluk bir günde sahipsiz kalmıştı. iskender'in cenazesi saygı değer komutanı tarafından iskenderiye'ye getirildi. kendi kurmuş olduğu ve kendi adını verdiği, zamanının saygıdeğer bilginleri'ni barındıran ve bilimin ışığı olan iskenderiyesine.

    büyük iskender'in cenaze işlemleri sona erdikten sonra onun komutanları, bu genç hükümdarın kurmuş olduğu imparatorluğu düşünmediler. hemen kendi çıkarlarını düşünmeye başladılar. birbirleri ile çekişmeye, savaşmaya ve öldürmeye başladılar.

    işte bu çekişmeler arasında büyük iskender'in başarılı komutanlarından olan birinci soter ya da birinci ptolemy ya da birinci ptolemy soter mısır'a egemen oldu. makedon komutan mısır'ın eski geleneklerine bağlı kaldı. kendisini mısır firavunu ilan etti. evlilik ise eski mısırlı hanedanların yapmış olduğu gibi hanedan içinde olacaktı. ünlü mısır kraliçesi kleopatra'da bu soydan gelecekti.
    belki de generaller arasında durumu her açıdan iyi olan bir komutan/hükümdar oldu. en azından amacına ulaşmıştı. kadim mısır medeniyeti üzerine kendi krallığını kurdu. ptolemy, iskender'in mezarını iskenderiye'ye getirdi ve görkemli bir mezar inşa ettirdi. ptolemi sadece mısır ile yetinmedi kıbrıs ve yahudi topraklarını da kontrolü altına aldı. iskender'in diğer komutanları arasında ki savaşlara fazla müdahil olmayan ptolemy iskenderiye şehrini bir kültür şehri haline getirdi. iskenderiye bilim, kültür ve kütüphane başkenti oldu.

    şimdi mısırdan çok uzak olmayan bir yere gidelim, suriye'ye. bu bölgede de iskender'in bir diğer silah arkadaşı olan i. seleucus nicator vardı. suriye'de seleucus hanedanlığını kurdu. seleucus, ptolemy gibi güçlü ve itibarlı idi. belki de bu gücünün yarısını ptolemy'e borçluydu. çünkü ilerleyen satırlarda değineceğimiz antigonus'u ptolemy'nin desteği ile mağlup etti. etki alanını hindistan'a kadar genişletti. buradaki filleri ordusuna takviye etti. böylece bölgenin en büyük gücü durumuna geçti.
    antigonus'un oğlu demetrios babasının intikamını almak için harekete geçti. seleucus ordusuna takviye ettiği fillerden bu mücadeleden en iyi şekilde yararlandı. mö 301'de ipsus savaşında lysimachus'tan aldığı destekle zafer kazandı.
    antakya şehrini kurdu. ancak zamanla partlar ve romalı pompey'in gücü karşısında krallığı zayıf duruma düştü.

    antigonus tek gözlü idi. bu yüzden "tek gözlü antigonus" olarak anıldı. anadolu'da faaliyetlerini sürdürdü. bu güç mücedelesinde en büyük ittifakı oğlu demetrios oldu. zavallı antigonus, diadocki'ler arasında kendisine ittifak bulamadı ve bir zaman sonra karşısında dört rakip buldu: ptolemy, seleucus, cassander ve lysimachus.
    mısır'ı işgal etmek istediyse de başarısız oldu. ciritle vurularak öldürülen antigonus'un krallığı pydna savaşında romalılarca dağıtılacaktı.

    yukarda bahsettiklerimiz kendi krallıklarını kurmayı başarmış kişilerdi. lysimachus ve cassander bunu başaramamışlardı. en azından diğerleri gibi büyük bir krallık kuramadılar. kral antiper'in oğlu olan cassander makedonya ve yunanistan'ı kontrol etti. kendisi ve iki erkek kardeşi kısa sürede ölünce hanedanlarının da sonu gelmiş oluyordu.
    lysimachus, ipsus savaşından sonra kendisine trakya'da küçük bir krallık kurdu ancak ölümü ile krallığı da çöktü. ptolemi ve seleucus'lar gibi güçlü bir halefi olmadı.
hesabın var mı? giriş yap