• green eyed: çok acır mı?
    dişçi: bahçeden gül koparmıyoruz!!
    green eyed: ?!?
  • gelişen teknolojisini yediğimin operasyonudur.
    lan sene 2009 olmuş lan, 2009! uzaya çıkmayı geçtim marsa adım atılmış, uçan arabların ilk örnekleri üretilmiş, akıl almaz deneyler yapılmış ama dişi hala kerpetenle çekiyorlar. yahu arkadaşım şaka mısınız siz lan?!?! 2009 diyorum olm! ne kerpeteni lan bu devirde. ver füzyon toplarını erisin, diş ne bilim ver lazeri moleküllerine indirge. neymiş kerpeten! bravo lan size, bravo!

    edit: ayrıca hala kerpetenle diş çekilen bir dünyada kimse bana uzay çağından bahsetmesin. hala neanderthaliz !

    edit 2: sene 2012 halen kerpeten. ver lazeri erisin

    edit 3: quitely dedi ki 2017'de de halen kerpeten.

    edit 4: bir arkadaş der ki "sene 2019 halen kerpeten"

    edit 5: ellyninkoru dedi, sene 2020. evet ne yazık ki :(

    edit 6: belirtildigi uzere dedi, 2021. batı cephesinden iyi bir haber yok :(

    edit 7: elcikpower der ki "sene 2022. ne kerpeteni, yıldız tornavidayla daldı kitapsızlar"

    edit 8: hoşgeldin 2023!! yılın açılışı baygus'tan geldi. 2023 yılında da halen yontma taş devrindeyiz ne yazık ki :(

    edit 9: 2023 yılının sonların doğru gelirken sansürlü pipili dostlarımızdan güzel haberler duymaya başladık.
    (bkz: #157170039)
  • altı yedi yaşına kadar karşılığında diş perisinden para alırken belli bir yaştan sonra karşılığında diş hekimine para vermek zorunda olduğunuz eylem.
  • hayatımda ilk kez 6 saat önce gerçekleştirdiğim operasyon.

    diş çektirmeye gitmeden önce istisnasız karşılaştığım herkese acıyıp acımadığını sormuş, sözlükte bu ve benzeri konuları a dan z ye okumuş biri olarak size şunu söyleyebilirim, inanmazsınız ama hiç acımıyor, valla bak.

    belki doktor farkı vardır arada bilemiyorum, fakat benim gibi canı tatlı bir insana bile '' hepsi bu muydu aq '' dedirtecek kadar kolay oluyor inanın bana.

    son olarak sözlükte bu konuda korkunç entryler giren arkadaşlara sesleniyorum; korkutmayın lan milleti, bir sürü sabi burayı okuyup dişçiye gidemiyor.
  • takribi 3 morfin ignesiyle hicbir aci duymayacaginiz, hatta savasta yaralanip, bir gram morfin icin yalvararak can cekisen askerleri dusundugunuzde, kendinizi cok iyi hissedeceginiz hadise.

    isin en kotu tarafi, eve gelip, kanin durmasi icin agziniza konan tamponu cikarma ani şokudur. oluk oluk kan kusarsiniz. lanet okursunuz. sonrasinda dil yordamiyla olusan boslugu yoklarsiniz. agzinizin o tarafiyla yemek yerken eksikligini cok bariz hissedersiniz.

    cekilen dis azi disi ise, -kucuk azi - buyuk azi farketmez- eksikligi evlat acisi gibi insanin icine oturur. hemen oraya dis yaptirma fikri ile yanip tutusursunuz.

    edit:
    bir ay sonra eksikliğini hissetmiyorsunuz. diş falan yaptırmayın (bana noluyorsa, anti-dentite mıyım neyim)
  • lan cidden büyük ilkellik amk.

    yıl olmuş ebesinin bilmem nesi, uçan arabalar ha bugün ha yarın piyasaya çıkacak ama hala metal bir çubuğu cenenize sokup dişi sökuyorlar.

    zaten bilim 2 şey için geri kaldı biri batarya teknolojisi diğeri aha bu diş çekimi.

    yok mu bir vatan evladı şu işi kolaylaştırsin?
    aciyor amk yaa.
  • eğer dişinize yanlış kanal tedavisi yapılmışsa,diş cektirme işleminin son model bir çin işkencesine dönüşmemesi işten değildir.3.5 saat boyunca dişiniz çekilmeye çalışılır,yediğiniz morfinler işe yaramaz ve acıdan dişci koltuğunda bayılırsınız.ve hatta diş öylesine yanlış tedavi edilmiştir ki,cene kemiğinize kaynadığı için dis ameliyatıile kurtulamazsınız bu işten...
    allah düşmanımın başına vermesin türünden bir acıdır kendileri
  • lise 1'e giderken 1-2 gün ağrımış, ondan sonra günden güne kırılarak, çürüyerek, daha çok kırılıp, daha çok çürüyerek yarısını kaybetmiş bir azı dişine sahiptim ben. 2006 yılında ağzıma 100 bin bakımını yaptırmaya karar verdiğimde ege üniversitesindeki diş hekimi adayı arkadaşım "o dişi ihmal etme, çekmek zorunda kalmadan kanalla kurtarılabilir" demişti. ben 2 kanal tedavisinin ardından ruhen ve bedenen travma yaşadığımı, örselendiğimi düşünerek nasıl olsa ağrımıyor düşüncesiyle bir kaç ay sonra onu da hallettiririm diye düşündüm.

    aradan 7 sene geçti...

    geçen yaz yine başka bir dişim için kliniğin yolunu tuttuğumda bu dişimin de çekilmesi gerektiğini söylediler. diş hekimleriyle samimi olabildiğimi, onların gönüllerini neşeli, tırsak ve bir o kadar da seymen ağa halimle (mesai saatinde gidiyorum hep) fethedebildiğimi farkettim. bu samimiyete güvenerek "eheh ben o dişimle duygusal bağ kurdum, psikolojik olarak hazırlanmam lazım ayrılmaya" diyerek öteledim. eyvallah dediler.

    aradan 7 ay geçti...

    ha gittim ha gidecem derken geçen hafta telefonum çaldı.

    + spanish bey?
    - benim?
    + sizin diş tedaviniz yarım kalmıştı, gelmeyi düşünmüyor musunuz?
    - aeeaoo... gelecektim de 3-4 aydır şehir dışındaydım, işlerim yoğundu, sahaya sis inmişti ve ıssız acun kalmıştı...
    +şu an burada mısınız?
    - evet... (ses tonu düştü)
    + pazartesi saat 4'te bekliyorum o halde...
    - tamam, görüşürüz. (imdi ürek yırtıldu)

    telefon kapandıktan sonra "huuaaasssiktiiiğrrr lağğn :(((((" moduna geçtim direkt. bende dişçi korkusu vardı. bu kadıncağız sayesinde yendim sanıyordum da değilmiş işte. çünkü bu kez iş başka. kan olacak, kemik sesleri duyulacak... dün gittim kliniğe. ilk tepkisi "ooo dizi karakterlerine dönmüşsün" oldu bıyığımı kastederek. "ittihatçı mısın?" diye ekledi. ben "nasıl, yakışmış mı?" diye konuyu değiştirdim. elinde iş varmış, o gerginlikle 2 saat bekledim bir de.

    sıram gelince o beyaz önlüğü giydirdiler, film falan çektiler. ağzımdaki 12 senelik cesede bir de bilgisayar ekranından baktım. ağzıma 3-4 iğne yaptılar. sonra tornavidayla giriştiler. önce dişin görünen kısmını kırdı nedense. ama öyle olmasaydı yine kırılırdı herhalde. kökleri çok zor çıkardı çünkü. açıkçası pek ağrı hissetmedim işlem sırasında. arada bir çenemin altından ufak bir sızı giriyordu o kadar. işi bitirdi, üzerine bir kaç dikiş attı. tamponu ısırttı. bu kadar dedi. uyuşmasını beklememiş olsak aslında 10-15 dakikalık bir işti sadece.

    "yaranını üzerini ağ gibi diktim, görünce korkma. tamponu yarım saat tut orada. tükürüğünü yut, tükürme. ağzını hafifçe çalkala çalkalayacaksan. akşam yatmadan orayı hafifçe fırçala, dikişlerin üzerinde artık kalmasın, iltihaplanır sonra. gargara kullan. uyuşukluk geçmeye başladığında, ağrı hisseder gibi olduğunda ağrı kesici at hemen. ağrı hissettikçe, yuvarla bir tane. haftaya dikişleri alacaz, geçmiş olsun" direktiflerini aldım. ağzımda çukurla eve gittim. evet 1-2 saat sonra hafif bir ağrı başladı, dediği gibi ağrı kesici attım. antibiyotik attım. dün akşamdan beri hafif bir ağrı var ama öyle yerimde durdurmayacak cinsten bir ağrı değil. ağzıma ara ara bakıyorum, hakikaten büyük bir boşluk var. konser alanı gibi. zaten adını "cansu performance hall" koydum. cansu, dişçimin asistanı bu arada. geçen sene mezun oldu. güzel ve kafa bir hanımefendi gerçekten.

    ancak şunu söyleyeyim. diş kaybetmek moral bozuyor. öyle ya da böyle. vücudunuzun orijinal bir parçasını kaybediyorsunuz sonuçta. benimki ağrımadan 12-13 sene idare etmişti ama yanındakini çürütmeye başlamıştı, o yüzden yollarımızı ayırdık. şu anda, hafif ağrıyı saymazsak ciddi bir keder içindeyim o yüzden. keşke böyle olmasaydı lan...
  • an itibari ile ağızımın içinin kan dolu olmasına sebebiyet veren hadise. çekilen güçlü bir azı dişi ise , operasyonun üzerinden yaklaşık bir saat geçmesine rağmen yaradaki kanamanın durmadığı , iki de bir kan dolu tükürmeye sebebiyet verdiği şahsımca gözlemlenmiştir. ilk diş çektirme deneyimim olmasına rağmen operasyonun tamamen acısız ve ağrısız geçmesi bu nacishane bünyeyi fazlasıyla şaşırtmaya yetmiştir. ancak o koca koca aletlerin ağıza gitmesi , dişe temas etmesi , katur kutur ses çıkartması gerçekten de katlanması zor kısımlardandır. dişçinin de çekme işlemine ' ya allah, bismillah ' sözleriyle başlaması hastayı oha noluyo lan düşüncesiyle başlayıp ' hassiktir falan oldum ' repliğiyle biten kişisel bir diyoloğa sürüklemektedir. ama aynı dişçinin işini mükemmel yaptığını gördükten sonra 'helal olsun' demek boynumuzun borcudur. unutmayalım , dişleri fırçalayalım , fırçalamayanları uyaralım. süt içip süt içirelim.hatta sabah , öğlen, akşam her yemekten sonra aşağı yukarı , yukarı aşağı yapalım. diş fırçalamayan insan modeline dönüşmeyelim.
  • çıkan diş kökünü gördüğümde kendimi köpek balığı zannetmeme sebep olan hadise
hesabın var mı? giriş yap