• bugüne kadar, sözlükteki en akilli reklam stratejilerinden birini kullanmaktadirlar. nitekim, o minicik kutuda yazilanlari herkese okutmayi ve bizi "dobez" diye bir seyden haberdar etmeyi basarmislardir. "simdi dobez'e tiklamanin tam zamani" tarzinda bir üslup yerine, daha ironik, daha sözlüge hakim olan dile uygun bir üslup seçmislerdir.

    bir de su var...
    sözlük yazarlari ve okuyucularin büyük bir kismi "her zamanki" ne demek biliyor. sözlügü okunmaz hale getiren kargacik burgacikli reklamlari gördü mü, pat diye "her zamanki"ye tikliyor ve ohh, mis gibi theme ile firil firil okuyor.

    lakin...

    mesela benim çalistigim yerde, sözlük yazari olmayan ama okuyan, hatta sözlükten "bilgi kaynagi" olaraktan yararlanan bir sürü adam var ve bazi sabahlar "ulan! bu sözlügün hali ne? hiçbir sey okunmuyor" feveranlariyla bunalima girmektelerdi. hepsine ayri ayri "her zamanki" butonunu ögretmem gerekti. sonra bana ne biçim minnettar kaldiklarini, beni nasil da bir sey sandiklarini, sanki ampülü icat etmisim gibi nasil hayranlik dolu tepkiler aldigimi hiç anlatmayayim.

    ama her yerde, sözlük hakkinda seminer veren birileri olmayabilir. herkes, sözlügün tüm inceliklerini bilmeyebilir.

    iste özellikle onlar için, basarili bir stratejidir bu.
    her seyi elestirmeye bayilan bizlere de bütün metinlerini okuttugu, mesajini öyle ya da böyle verdigi için, yine basarili bir stratejidir.

    haa, özgün bir strateji midir? degildir.

    yillar önce heineken uzun süre yapti bunu... hem de televizyon reklami olarak yapti. ödül üstüne ödül aldi bi de.

    önce korkunç bir film yayinladilar. kitch tabir edilen bu filmde, çiçekli salincakta sallanan sisko kadinlar, beyaz piyanonun basinda, son derece detone bir sekilde, korkunç sarkilar söyleyen bir amca vardi.

    "heineken almazsaniz, bu filmi yayinlamaya devam ederiz." dediler.

    aylar sonra, daha beter bir film çikti. bulutlarin üstünde arp çalan sisko meleklerin, yine o detone sarkinin oldugu bir film.

    "gördügümüz kadariyla, uyarimiz dikkate alinmamis. aha biz de bu filmi yaptik. hala heineken almazsaniz, görürsünüz siz!" dediler.

    aylar sonra da son film çikti. bütün o korkunç kahramanlar, korkunç kiliklari ve saç modelleriyle piyano basinda sarki söylüyordu.

    "nihayet, heineken satislari biraz artti. aferin. biz de size ödül veriyoruz." dediler.

    ve... ve arkadan bir sürü aslan çikti ve bu manyaklari hapir hupur yedi. film de bitti.

    yani demem o ki... bu dobez kardesler, iyi bir is yapmis bence.
    mecraya uygun reklam yapmislar.

    kullandiklari stratejinin özgün ve daha süperli halini izlemek isteyenler varsa, buyrun, beraberce bakalim:

    heineken 1:
    http://www.youtube.com/watch?v=b4yu1_qcftu

    heineken 2:
    http://www.youtube.com/watch?v=tvmce9jywpe

    heineken 3:
    http://www.youtube.com/watch?v=j_o2jrbsf54
  • heineken reklamında geçen "ürünümüzün satışları artmazsa bu reklamı yayınlamaya devam edeceğiz" sözünden fazlaca etkilenmiş site.

    (bkz: pokemon izleyip damdan atlamak)
  • taa tünele gidip şu basgitar kaça ? diye sorma zahmetinden kurtaran site. siteden bakıyorsunuz, gördüğünüz fiyattan 25 ila 100 dolar arasında random bir fiyat düşüyorsunuz. tünel fiyatını buluyorsunuz.
  • sözlük yazarlarını ve okurlarını tehdit ederek hit almaya çalışan site. de get!
  • aradigim urun kismina saz yazdim yan flut cikti.zurna yazdim klavye cikti.ud yazdim efekt prosessor cikti.darbuka yazdim bir sey cikmadi.
  • login olma hızımı müthiş arttıran bir reklam yapmış olan site.
  • öyle kötü yazılmış ki, reklamın dikkat çekici olması aleyhlerine olmuş.
  • fiyatlari hakkaten pahali olan site. reklami ise farkli tepkiler almistir.
    bu firmanin yaptigi reklamlara olumlu/olumsuz tepki verenleri soyle ayirabiliriz:

    1) "cok yapmacik olmus, taklit olmus" diyip reklam yuzunden dobez'i itici bulanlar. bu yazarlar cogunlugu olusturuyor.

    2) "sen kim oluyosun da bizi tehdit ediyorsun, haddini bil" diyen, olayi haddinden ciddiye alan insanlar. bu arkadaslara gidip yuzlerini yikamalarini, ya da direk yataga gidip uyumalarini tavsiye ediyorum. zira kafalari cidden yorulmus olmali, baska turlu aciklayamiyorum bu garip tepkilerini.

    3) “ya, ne guzel, adamlar en azindan geyige vurmuslar, urunlerini yalanla ovmemisler” diye dusunup, bu reklam stratejisinin basarili oldugunu dusunenler. bu grup aslinda kisisel begenilerine uydugu icin reklami basarili buluyor ama hata yapiyorlar. sozlugun genelinin sevmedigi ve de tiksindigi bir reklam stratejisi aslinda cuvallamistir. hedef kitle hakkaten markadan tiksinmistir bu reklamlar sonunda.

    not: ben ucuncu gruba dahil olanlardanim. hala reklam hosuma gidiyor, ama bu reklamin basarisiz oldugu gercegini degistirmiyor.

    not2: reklamin iyisi kotusu olmaz diyen dillerinizi yerim ben.
  • gordugum en itici reklamin sahibi, iletisim yoksunu site.

    "reklamin iyisi kotusu olmaz" lafini tersyuz etmislerdir gozumun onunde.
    ha, bir gunde haklarinda bunca entry girilmesini basari sayiyorlarsa orasini bilemem de, biz bir gece de ajdar anik basliginda sabahlamistik topluca. ama sabah olunca kimse kosa kosa gidip ajdar'in albumlerini kapismadi bak soyleyeyim.

    o degil de, bi kere de eurovision gecesinde sabahlamistik, gunseli mi, ayseli mi kizin adini unuttum.
    aman neyse, konu da dagildi.
    halbuse nasil ciddi baslamistim.

    (tkz: her zamanki)
hesabın var mı? giriş yap