don't bother me
-
-
since she's been gone
i want no one
to talk to me
it's not the same
but i'm to blame
it's plain to see
so go away and leave me alone
don't bother me
i can't believe
that she would leave
me on my own
it's just not right
where every night
i'm all alone
i've got no time for you right now
don't bother me
i know i'll never be the same
if i don't get her back again
because i know she'll always be
the only girl for me
but till she's here
please don't come near
just stay away
i'll let you know
when she's come home
till that the day
don't come around leave me alone
don't bother me
i've got no time for you right now
don't bother me
i know i'll never be the same
if i don't get her back again
because i know she'll always be
the only girl for me
but till she's here
please don't come near
just stay away
i'll let you know
when she's come home
till that the day
don't come around leave me alone
don't bother me
don't bother me
don't bother me...
© 1963 northern songs. all rights reserved. international copyright secured. -
(bkz: bana bulasma)
-
george harrison'ın the beatles'dayken az ve öz şarkılar yazmasının en güzel örneğidir.
-
def'in beatles alaturka albümünde süper yorumladığı beatles şarkısı. bağlama ve zurna uyumunun güzel örneklerinden biri olarak da dinlenilebilir.
hoş, albümün tümü öyle ya... -
sozleriyle birlike incelediginde turkce meali "sktrn gidi basimdan" olan harrison klasigi. the beatles'in baslangic asamasinda bile neler yaptiginin kaniti. the beatles bu gibi sebeplerden oturu the beatles. evet.
-
the beatles'ın 2. uk albümü with the beatles'ın 4., 2. us albümü meet the beatles'ın b yüzünün ilk parçası. aynı zamanda a hard day's night filminin de soundtrackleri arasındadır. şarkının en önemli özelliği, george harrison'ın bir the beatles albümündeki ilk bestesi olmasıdır; kendin pişir kendin ye hesabı da vokalleri de kimseye kaptırmaz haliyle george. bu konuda -biraz da ezmiş yalnız adam- şöyle bir yorum yapıyor paul: “a lot of the girls were mad on him, so we always wanted to give him at least one track. then george started to catch on, (saying) ‘why should you write my songs?’ and he started writing his own.” (vay babanın kemiğine arkadaş, biz yıllar yılı takım ruhu-kardeşlik-grup dengeleri falan bildik, alakası yokmuş; doğrudan karı-kız grup popülaritesi gibi dertlerden muzdaripmiş herifler. george haklı çıkıyor elbette, gerçekten de ilk dönemlerde yok sayılmış hissetmesi anlaşılabilir.) şarkı albümüne cuk oturur niteliktedir, ne öncesi-ne sonrası; tamamiyle with the beatles için biçilmiş kaftan gibi gelir bana nedense.) ayrıca ne kadar bilinmezse bilinmesin, bir amatör besteci için * oldukça fazla bir şarkıdır. (türkçe'deki tam anlamlı karşılığı ise bi siktirin gidin amk olabilir mi? olabilir tabii. * )
şarkıyla ilgili george harrison'ın şöyle bir beyanı var: “i wrote the song as an exercise to see if i could write a song, i was sick in bed. maybe that’s why it turned out to be ‘don’t bother me’ '' (hasta hasta böyle şeyler yumurtlayan adamlar -dahiler- falan da var işte, biz olsak auuvv.) hasta dediğimiz de, bournemouth'daki palace court hotel'da kalırken, ağustos 1963 tarih. (çorba pişireni de yok tabii; efkarlanmış adam. ahahaaa. yok lan efkarlansa neden don't bother me desin herif, kafası esmiş bestelemiş işte; abartmak yok.) bu konuda cesareti mersey beat adlı liverpool illerinde yayın yapan müzik dergisinin kurucusu, the beatles'ın tüm üyeleriyle oldukça samimi olan bill harry -resmi için buyrun(evet size göre en sağdaki.)-'nin ''bir kere başla, gerisi gelir merak etme, bisiklete binmek gibi bişey bu bestecilik.'' manalı tavsiyelerinden almış. (gazlamış adam resmen.)(tabii lennon/mccartney ikilisinden de çok şey kapmış; zamanla kendine has soundunu da yakalamış zaten.) belli bir doygunluk ve müzikal açlık da eklenince beste ortaya çıkıveriyor tabii, ama bu şarkının önemi bence bu noktada, george harrison'ın solo kariyerinin önünü açan bir noktada, aynı zamanda da grup içindeki konumunu da değiştiren bir yapıda; 2 yıl içinde de meyvesini veriyor bu çalışmalar haliyle. (rubber soul ve sonrası.)
şarkının kayıtları, evvela george tarafından gerçekleştiriliyor; aynı ağustos ayı içinde, evde pek çok kayıt yapıyor george; şarkıyı da bu minvalde formuna sokma çabası da eklenince bu kayıtlar aslında kendisi için çok önemli bir yandan. (bu cümleyi elleyemedim utancımdan, yüzüme iki su çarptım geldim, bağırdım çağırdım falan; oh olsun, sikkoluğumun kanıtı olarak dursun buralarda.)
gelelim stüdyo kayıtlarına, 11 eylül 1963 tarihinde ilk the beatles kaydı yapılır güzide parçamızın. akşam sularında gerçekleşen bu kayıtlar, şarkının albümdeki haline ulaşmasını sağlayacak kayıtlar olacaktır; overdubbed 4 kayıt alındıktan sonra ''çocukların da uykusu geldi, biz kalkalım artık.'' minvalinde düşünen brian epstein günü ve oturumu sonlandırır, kayıt çalışmaları ertesi güne sarkar haliyle. tekrar ertesi günkü akşama kalan şarkıya, yine üst üste kayıt tekniği uygulanır; fakat şarkı çok uğraştırır; 15 kayıt daha alınır bugün, etti mi on dohuz? (bir klişeyle daha beraberiz. pek çok komik şeyin bokunu çıkarıp tiksinmeye yol açacak sözlük tayfasına selam ederim şanlı beatles aracılığıyla.) fakat pek çok hata falan tabii, hatta bu kayıtlardan birinde george ''oh yeah, rock and roll now'' gibisinden çığlıklar falan da atmış, tabii yalan olmuş sonradan. (iyi ki de.) haa bu arada, diyorsanız ki rare severim, o zaman şarkının 11 ve 13 numaralı takeleri için şurdan buyrun:
http://www.youtube.com/watch?v=gtts5_rxcys
fakat en verimli kayıt 15. kayıt olarak düşünülmüş; temiz overdub uygulanmış bir kayıt (herkes mis gibi ikişer ikişer enstrüman çalmış, zenginlik çok mis.) üst üste söyleme tekniği ile süslü bir george harrison vokali. bunun üstüne afrikavari soslu bir ritim, buna uygun olarak ek olarak enfes şekilde icra edilmiş enstrümanlar; john tarafından tamburin, paul tarafından klave ve ringo tarafından bongo. (early beatles döneminin geniş yelpazeli ender parçalarından, bu yönüyle ilklerden tabii.) (bkz: overdub sen nelere kadirsin) ilginç ve orijinal bir harman, çok şık riffler, amatör bir besteci için de bulunmaz nimet; yeme de yanında yat denilecek cinsten. çevir çevirip dinleyiniz efendim bu şarkıyı.
şarkıyla ilgili bir diğer ilginçlik de şu noktada, şarkının 3. saniyesinde arkada az belirgin bir ''come'' duyuluyor. ayrıca yine bu şarkının 1976 kanada çıkışlı meet the beatles albümündeki versiyonu orijinalinden farklıdır. mixaj aşaması farklı olan bu rare sayılabilecek kayıt, kimi albümlerde mevcuttur ve bir hata barındırır, o da nedir nedir? şudur: şarkının 2:08. saniyesinde -kel alaka bir noktada- “…when she’s come home, until that day…don’t…don’t come around…” . evet, mix aşamasındaki hatadan arada bir don't fırlayıverir sadece. (ne gereksiz bilgi, varsın doldursun buraları yine de.) bu kayıt da şöyle bir şey:
http://www.youtube.com/watch?v=uzhejxf1tfk
şarkının herhangi bir canlı kaydı mevcut değildir ayrıca. (george harrison'ın solo kariyeri de dahil buna.)
kamila thompson da coverlamış parçayı ayrıca. (ayrıca diyen dilimi eşek arısı da soksun ayrıca.) -
bir the beatles şarkısı başlığının altında trolmüş algısı yaratmak en son isteyeceğim şeydir aziz dostlarım. yalnız bu muazzam erken dönem beatles kaydı için hislerimi nasıl ifade edeceğimi bilemediğimden bocalıyorum.
o kadar tatlı, rahvan bir yürüyüş vardır ki ritimde, kelimenin tam anlamıyla telaşsız. hal böyleyken nasıl bir algılama fazına geçiyorsunuz da elinizde kaşıklarla kostak havası oynamaya başlıyorsunuz parça esnasında, meçhul.
yeterince yankılı - ama asla çınlamayan gitarlar, umursamaz bir riff, -hatta sanki parçanın geri kalanına hiiç gerek yokmuş gibi takılacak kadar cool, -klasikleşmiş üst üste kaydedilmiş beatles vokali (dostum george), ''ay nere feza nere, ben nerdeyim'', ''sene '63 ama bu psychedelic gitar solosu nasıl can buldu'' laflarıyla yere göre sığdıramadığım antika, (ama ne antikalık) tadımlık bir solo.
parçanın internetlerde dişe dokunur bir cover halini bulmak gibi bir lüksümüz yok. yapanlarsa ''gayet boktan'' şeklinde yaftalamakta beis görmediğim işlere imza atmışlar. zaten en iyi yorumlanışı sokak aralarında, dost meclislerinde olabilecek bir şarkı iken, şansı fazla zorlamamak gerekiyor. yer yer gayet şark havasının alındığı bir iş zaten, orta doğulu bir müzisyen kalkıp ''bakın böyle de bir yorum getirdim parçaya'' dese, merak ve memnuniyetle dinlerim. (nasıl da konuşuyor, mümtaz bir prodüktör adeta, haspam.) -
george harrison‘ın kendi bestelediği ilk şarkı olmasına rağmen bana göre the beatles’ın ilk dönem şarkıları arasında önemli bir yere sahiptir. george’un yaklaşan yükselişinin habercisidir adeta.
-
set the world on fire albümündeki güzel annihilator eserlerinden. albüm komple canavar gerçi.
https://www.youtube.com/watch?v=pura2oaeta0
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap