82394 entry daha
  • özledim ama haberin yok ve hiç olmayacak...
  • annem dışında doğum günümü kutlayan olmadı. hatta gün boyu telefonum bir kere bile çalmadı. en kötü doğum günümdü.

    geç gelen edit: güzel mesajlarınızla beni mutlu ettiniz. hepinize sonsuz teşekkürler.
  • hep ben düşünce yapısı
  • bu ara arkadaşlarımın hepsinden nefret ediyorum
  • son bir aydır hayatımdaki en büyük aksiyon, allığı far olarak kullanmak.
  • neşet ertaş'a yalandan da olsa yüzüne gülen dünya, bu aralar bana yalandan bile olsa yüzüme gülmüyor.
  • yine içtim bu gece. hiç kimse sikimde değil, gerçekten.

    dünya şanslıysanız 70 sene yaşayıp ölüp gideceğiniz bir yer ve çoğunuz çok küçük detaylar için üzülecek kadar salaksınız.

    eğlenin, gülün lan biraz. takmayın hiçbir şeyi.
  • yolda kötü birisine denk gelince üzülüyorum.
    yolda iyi birisine denk gelince seviniyorum.
    olasılık 50/50.
  • kadınların bana çok iyi çok düşünceli birisin demesinden bıktım usandım.her şeyde her zaman kaybeden taraf hep ben oluyorum.

    bugün uzun zamandır ilk kez birine açıldım yine aynı cevap yine aynı şeyler, kendimden tiksiniyorum artık hay iyiliğime de düşünceli oluşuma ,sevmeyin lan beni siktiğimin dünyasında mutlu olmak istemiyorum.bir daha bu tür işlere girmiyecegim.karşımdaki sevdiğini söylemedikçe alanen belli etmedikçe açılmak yok zaten öyle bir sey de olmaz da.

    her bokun acısını biz çekelim hayır artık sevmeye de korkar oldum mutlu olacağım diye değil bunda da kesin üzülecem diyip yine o anın mutluluğunu kaçırıyorum

    şu duygularımı tamamen aldırıp yalnız başına huzur içinde ölsem en guzeli olacak.
  • kill your darlings'de bi tane replik var ya "to be reborn you have to die first" ulan ne kadar doğruymuş diyorum kendi kendime ara sıra. tam bu sefer en dipteyim, heralde kendime gelirsem ohooo ben artık tamamım deyip, o diplerin daha da aşağılarında buldum kendimi bir an da. bakıldığında da her seferinde yeniden doğdum sayılabilir. ama sorun şu ki, bu süreç bitmiyor. sanırım tam anlamıyla yaşamayı bilmiyorum ya da kendi kafamda kurduğum dünyayla dışarıdaki dünya arasında bir uyuşmazlık problemi yaşıyorum. her neyse, vize haftası bitti. bitmez diyordum o da bitti. son sınava gözlerimde bir damla uyku olmadan gitmiştim. sınav haftası bizim ünide iki haftadır diğerleri nasıldır bilmiyorum. yurtta çalışmak sıkıntı olduğu için okulun kütüphanesi bana cazip geliyor çalışmak için. hem herkes çalışıyor ya bana da motive veriyor o kütüphane havası. sınavların ilk haftası her şey gayet normaldi. sınava girdim oldu bitti gitti zaman hızlıca geçti. sonra ikinci haftaya geçtik. ben yine haftanın ilk sınavını olmak için kütüphaneye gidiyordum, okulda da sürekli kesiştiğim biri var bu arada. nasıl söylesem bilmiyorum ama ben yanığım ona galiba biraz (biraz mı ulan ne birazı). neyse bu ibnelik yapıp oturduğum her masanın karşısına geçip sürekli bana baktı bu süreç boyunca. anlamış olmalı her gün hesaplarına pp'sini değiştirip değiştirmediğini öğrenmek için girdiğimi. ben de tabi ister istemez ona bakasım geliyor zaten bakmama gibi bir lüksüm yok. şimdiye kadar da başımdan böyle bi olay geçmedi aslında çok çalışkan olduğum için de değil. sadece kendim istemedim. neyse bu bakışmalardan sonra hafta böyle geçti. sonuç olarak ikinci hafta olduğum bütün vizelerden kaldım. evet, hem de durduk yere. hem de her gün kütüphaneye çalışmaya gittiğim halde. bahsettiğim zaat ne yapıyor bilmiyorum ama mutlaka görürüm, açılmayı da düşünmüyorum. ama çok seviyorum ya da hoşlanıyorum ya da bilmiyorum gelip geçici bir şey belki de. şu an tarifi edilemez bir acı var içimde.
    her neyse, diyeceğim şuydu ki; bu durum bana tekrar yeniden doğmam için ölmem gerektiğini hatırlattı ve şu sıralar ölüyorum.. belki yeniden doğmak için, belki de hiç doğmayıp ölü kalmak için ...

    sabırla okuyanlar sizi de çok seviyorum.
192677 entry daha
hesabın var mı? giriş yap