• birkaç gün geç kaldım yazmak için ama yine de yazmak istiyorum.

    entry'lerime daha önce rastlayan varsa bilir; acil serviste çalışıyorum ekimden beri. mezun olur olmaz acile atanıp mesleğe başladım. şehir değişikliği, arkadaşlardan ayrılık vs derken 6 senedir yaşadığım yerden kopup buraya geldim. bu sırada eylül ayındaki uzmanlık sınavından kötü olmayan ama daha iyisini yapabileceğime inandığım için tercih yapmadığım bir puan aldım.

    atandığım yerde sınava çalışmaya devam edecektim. hem acile, hem de sınava çalışabilirim diye düşündüm ki bu pek çok kişiye göre çok zor bir şey. üstelik gittiğim yer de çok yoğundu, bu kadar yoğun olmasını hiç beklemiyordum. zaten türkiye'de hiçbir acilin koşulları pek iyi değilken bizim acilin yoğunluğu ortalama bir yerden çok daha fazlaydı.

    bu süreçte beraber sınava hazırlanabilecek arkadaşlar edindim; beraber kütüphanede çalışmaya başladık. beni motive ettiler; normalde nöbet çıkışı doğrudan eve gider tüm gün uyurdum; onlar sayesinde kütüphaneye gidip ders çalıştım. arada kafamı masaya koyup uyudum tabii, o kadar olsun.

    arada depresyona girdim, inanılmaz bir yoğunluk vardı çünkü; kaldırmak kolay değildi. ama sağolsun ailem ve yeni edindiğim çevrem de çok destek oldu. yapabileceğime tekrar inandım. şubat'taki sınavı kazanabilirdim.

    ocak ayı geldi, hayatımın fiziksel anlamda en yıpratıcı ayıydı. sistemden kontrol ettim, nöbet başına 250 hasta bakmışım. bu yoğunlukta hiç uyumadan kütüphaneye gitmeye devam ettim. kazansam da, kazanamasam da elimden gelenin en iyisini yapmak istiyordum.

    şubat'ta ise harika arkadaşlarım sayesinde az nöbet tuttum; ben sınava çalışayım diye onlar fazla nöbet aldı. böyle iyi arkadaşlar sayesinde de son düzlükte iyi çalıştım.

    en sonunda, 2 gün önce sınavı kazandığımı, istediğim yere yerleştiğimi öğrendim. başardım!!! pes etmeden çalışmanın karşılığını aldım. :)

    merak edenler için, ürolojiyi tercih ettim. birkaç hafta öncesine kadar başka bölümler istiyordum lakin içimdeki cerrahi bölüm isteği en sonunda kendini gösterdi. sonuç olarak çok mutluyum.

    bu coronavirüs salgını bitene kadar acilde kalmaya devam edeceğim ancak içim çok rahat artık; geleceğim belli. çalışmam gereken bir sınav yok artık.

    koşullar ne olursa olsun emek verdikçe karşılığını alırsınız. umarım sizler de hedeflerinize ulaşırken benim karşılaştığım iyi insanlar gibi insanlarla karşılaşırsınız. kendilerine sonsuz teşekkür ederim.

    "durmamak üzere; yürümeye karar verenler asla ve asla yorulmazlar." mustafa kemal atatürk.
  • bu gece çok fazla ağlıyorum, 20 yaşındayım babama bi tek sözüm geçmiyor. tek bir ilişkim olmadı şu yaşıma kadar ne garip evet bu gerçek itiraf. vasıfsız biri olarak hayatıma devam etmeye çalışıyorum ama ölsem kurtulurum gibi geliyo
  • artık üstüme kireç mi dökersiniz, pudra mı, puding mi siz karar verirsiniz.
  • bütün geceyi uykusuz geçirmene sebep olan şeyleri tek nefeste anlatmak kolay değildir.
  • bugün 6 yıl gibi kısa süre içinde yazar oldum ve bu beklediğimden kısa sürmedi değil. bunca zaman sözlüğü hep takip ettim artık birşey katma zamanı o vakit.
    aşk üzerinde yazılmış onca eser, şiir,müzik artık aklınıza ne geliyorsa hiçbiri sizi yaşadığınızı hissettiğinizi anlatmaya yetmez. zamandan mekandan kopmaktır aşk. zamanın mekanın olmadığı yerde bilimin bize öğrettiği kadarıyla hiçlikten başka birşey yok. sizin her zerrenizde hissetiğiniz kendiniz olmaktan çıktığınız artık başka bedende yaşadığınız duyguyu kimseye gösterememektir aşk. aşkın gözleri kör ve o da yanlız bir kişide.
    tanım; bir itiraf.
  • küçüklüğümde amcamlar üst katımızda otururdu. amcam o zamanlar genç tabii müziği de seviyor. ama sevdiği sanatçılar sinan özen, cengiz kurtoğlu ve coşkun sabah. üçünün de tüm kasetleri vardı kendisinde gun boyu bu üçlünün şarkılarını dinliyorduk daha doğrusu amcam dinletiyordu. amcam bizi gezmeye çıkarıyordu o zaman ki şahin arabamızla. teypte gene bu üçlüden biri var. neyse gel zaman gec zaman 30 yaşlarıma geldim artık ben de.

    ne yazık ki çocuklukta kanıma işlenen bu sanatçıları ara ara açıp dinliyorum sözlük.
  • herhangi bir alkol çeşidinin güzellemesinin neden yapıldığını anlayamıyorum. seviyorsan veya içmekten keyif alıyorsan iç gitsin, methiyeler düzmeye gerek yok bence.
  • galiba çaylak yapılmışım, ilk kez başıma geliyor ve neden çaylak yapıldığımı anlayamadim. nasıl öğreneceğimi bileniniz var mıdır?
  • bir şeyi çok istersen olurmuş ya ben de olmuyor bunu fark ettim. o yüzden hayırlısı neyse o olsun.
  • şu an çocukluk hayalimi yaşıyorum; vampirlik. gündüzleri uyuyup, geceleri dolanıyorum. içimden; “keşke sokaklar bu kadar ıssız olmasaydı da biraz kan da emebilseydim” diyorum. yazık.
hesabın var mı? giriş yap