• akıl sahibi insanın kapağını bile açmaması gereken kitap.
    (bkz: overdose)
  • şarkılarının çoğunu ezbere bilen (eskiden olsa tamamını derdim) bir bünyenin sevgisindeki safiyeti bulandıran kitap. kesin yaşar gaga'nın aklına gelmiştir bu proje. şarkıları dinlerken albüm kartonetinden okumanın hazzını vereceğini sanmam. yine de arşiv olması bakımından önemli bir çalışma ama arşiv olma amacını taşısa sezen ne kadar şarkıya imza atmışsa hepsinin bu kitapta yer alması gerekirdi tabi.

    edit: hakkında bi tona tıp tutup da sonra bir de uzunca bir süre sonra ilk kez görüştüğüm bir arkadaşıma özel bir yemekte de anlatılıp üzerine bu kitap bir doğum günü hediyesi olarak bana sunulunca böyle de enteresan bir anısı olmuştur benim için. kitap şu an ellerimde, sezen'in sözleri olması yanı sıra ayrıcalıklı bir dosttan doğumgünü hediyesi olarak verilmesi açısından apayrı bir anlam kazandı birden bire. elimdeki kitabı:kahkaha benden yana bitireyim, ilk bunu okuyacağım sanırım.

    edit2: kitabı okudum, eksikliği müziğinin olmayışındanmış, öyle diyor ön sözünde... ama okurken beynimde tüm şarkıların sözleri ve müzikleri senfoni şeklinde peşpeşe eksiksiz sıralandı. albüm kartonetlerinden okuyamadığım şarkılar (88 öncesi) özellikle başka bir anlam kazandı. başkalarına verdiği şarkılar yine sezen sesiyle yankılandı yüreğimde, ister istemez tutuldum kaldım. içimdeki sezen ateşi hala kormuş demek ki, yandım.
  • bu satırlar, şarkı sözü olduklarını bildikleri ve
    müziksiz eksik kalacaklarını düşündükleri için,
    yazanı tarafından eksik şiir diye adlandırılmışlar.

    bu kadın söz yazarının kesinlikle türkiye'deki ve türkçe'deki en güçlü
    kadın şairlerden ,evet şairlerden olduğunu düşünmekte bir sakınca görmemekteyim.

    şiirin kendi ritmi ve müziği vardır,
    ancak anlamı o kadar güçlenir ki bazen tınısı anlamın ardında kalır.

    bu şiirler belki müziğin üstüne oturtulmak için yazılmıştır,
    doğru ama bu halleriyle de kendi müzikleri var gibi
    ve de anlamları o kadar güçlü ki
    türkçe'yi okşaya okşaya yazıldıkları,
    türkçe'yi seven bir kadın şair tarafından yazıldıkları kesinlikle belli.

    radikal'in cuma günkü kitap ekinin kapağındaydı bu kitap ve yazarı
    ancak içinde şairliği oturulup tartışılmamıştı ne yazık ki;
    kendini şair bilen birileri tarafından.

    bu kadın şairdir.
    bunlar da şiir.
  • şiir kitabıdır bu kitap.
    en güzel melodilerin, okurken içimizde çaldığı...
  • sezen aksu'nun şarkı sözlerinin yer aldığı bu kitapla ilgili, metin celal'in 1 şubat 2007 perşembe günü cumhuriyet kitap'ta çıkan yorumu ilgi çekici ama kesinlikle şaşırtıcı değil. bu ülkede başlar ayak, ayaklar baş olalı epey bir zaman geçti. yalnız şiirin değil, gerçek sanatın kaç kişi ayırdında acaba? o küçük beyinlerde nitelikli olan herhangi bir şeye yer var mı acaba? metin celal söz söylemiş bakalım nite söylemiş:

    *

    sezen aksu'nun 25 yıldır yazdığı şarkı sözlerinden 197'sini bir araya getirdiği eksik şiir'i (metis) yayımlanır yayımlanmaz okurdan büyük ilgi görüp çok satanlar listelerinin en üst sıralarında yer aldı. kitap, şiir ve edebiyat çevrelerinde de ilgiyle karşılandı. 15 aralık 2006 tarihli radikal kitap'ın kapağında şarkı söyleyen güzel bir sezen aksu fotoğrafı ve "bir şair olarak sezen aksu" manşeti yer alıyordu. manşetin altındaki spotta ise kitabın şarkı sözlerinden oluştuğu belirtiliyordu. kapağa göre sezen aksu "şair"di ama "şarkı sözleri"nden oluşan bir kitap yayımlamıştı. radikal kitap'ta iki ünlü ve popüler yazar, ayşe kulin ve tuna kiremitçi'nin, sezen aksu'nun eksik şiir'i üzerine yazıları vardı. ayşe kulin, kitaba verilen eksik şiir adının bir haksızlık olduğunu vurguluyor ve sezen aksu'nun birçok şarkı sözünün şiir olarak da değerlendirilebileceğini yazıyordu. ayşe kulin'e göre, sezen aksu şairdi ve şiir yazıyordu.
    şiir kitaplarıyla tanıdığımız, romanlarıyla popüler olan tuna kiremitçi'ye göre de sezen aksu şairdi. hem de turgut uyar'la karşılaştırılabilecek ustalıkta bir şair. "turgut uyar'ın yenilik amacıyla kendi şiirini her fırsatta riske etmesi gibi, sen de ustalığını riske etmekten çekinmedin" diyordu sezen aksu'ya hitaben. tuna kiremitçi yazısını şöyle bitiriyordu; "türkçenin köklü şiir geleneğinden beslenen bir büyük ozanın hangi yollardan geçtiğini görmek, özellikle kendini ifade etme konusunda zaman zaman sıkıntı çeken bir toplumun işine yarayacak bence."
    sezen aksu, türkiye'nin en önemli şarkıcılarından biridir, birbirinden eşsiz besteler yapmış, bu bestelere unutulmaz güfteler yazmıştır. ama onun bu özellikleri "şair" olmasını gerektirmez. zaten sezen aksu kitabına "eksik şiir" adını koyarak bu durumu belirtmiştir; şarkı sözleri, güfteler eksik şiirlerdir. çünkü şarkı sözü bestenin bir öğesidir, müzikal uyum için söz feda edilebilir. güfte yazılırken müzikal unsurlar önemsenir, edebi değil.
    metis yayınları'nın kitabı sunumunda da eksik şiir'in "şiir kitabı" olduğuna dair bir bildirim yok. ama nedense, özellikle şairler, sezen aksu'nun büyük bir şair ve yazdıklarının şiir olduğu inancında.
    bu örnek de dergimizden. 18 ocak 2007 tarihli cumhuriyet kitap'ın kapağında ressam yüksel aydın'ın sezen aksu portresi vardı. kapağa konu olan yazının başlığı "aşk şarkılarının iflah olmaz şairi"ydi ve yazan da şair engin turgut. "yıllardır bu anı beklemiştim. sezen aksu şarkı sözlerinin ve şiirlerinin bir kitapta toplanması beni çok mutlu edecekti" diyor, o da tuna kiremitçi gibi hızını alamıyor, sezen aksu'nun şiirin zirve katında oturduğunu belirttikten sonra, heyecanından olsa gerek kötü bir cümle kurmak pahasına "bence ilk kez çıkan, ilk şiir kitabının adı 'eksik şiir' değil, bence 'fazla şiir' olmalıydı" diye devam ediyordu.
    tuna kiremitçi'nin ve engin turgut'un sezen aksu'nun kitabı karşısındaki bu heyecanlarının ve onu şiir kitabı olarak kutsamalarının temelinde şairane bir aculluk ve hislerine kapılma olduğunu düşünüyorum. acele etmeseler ve hislerine kapılmasalar neyin güfte neyin şiir olduğunu ayırt edebilecek durumda olduklarını umuyorum. ama, aksi söz konusuysa ve şairlerimiz bile şiirle şarkı sözünü ayırt edemiyorsa büyük bir tehlike vardır. hele bu şairler bütün bir yıl boyunca yayımlanan iki yüzü aşkın şiir kitabının hiçbirinden söz etmek gereği duymuyor ve sadece sezen aksu'nun kitabı ile heyecanlanıyorlarsa bir "gaflet ve dalalet"ten de söz etmek mümkün. türk şiirinin büyük ustalarına, birbirinden kıymetli şiir kitaplarına gösterilmeyen övme arzusunun bir şarkı sözleri kitabını "türkçenin köklü şiir geleneğinden beslenen bir büyük ozanın" eseri diye nitelenerek yazıya dökülmesi başka türlü izah edilemez.
  • (bkz: adamların adamı)
    (bkz: adem olan anlar)
    (bkz: affet bizi hocam)
    (bkz: ağlama anne)
    (bkz: ağlamak güzeldir)
    (bkz: ahdım olsun)
    (bkz: alaturka)
    (bkz: aldatma)
    (bkz: aldırma deli gönlüm)
    (bkz: anadilim aşk)
    (bkz: aramıza yollar)
    (bkz: arka sokaklar)
    (bkz: aslan sütü)
    (bkz: aşk acıtır)
    (bkz: aşk kazası)
    (bkz: aşka yalan dedirtmem)
    (bkz: aşktan ne haber)
    (bkz: ateşle oynama)
    (bkz: aylardan mayıs)
    (bkz: ayrılıklar bitmez)
    (bkz: ayrılmam)
    (bkz: başka bahar)
    (bkz: başka hayat)
    (bkz: be vefasız)
    (bkz: ben annemi isterim)
    (bkz: ben senin bildiğin erkeklerden değilim)
    (bkz: beni unutma)
    (bkz: beyza)
    (bkz: bile bile)
    (bkz: biliyorsun)
    (bkz: bilsem)
    (bkz: bir çocuk sevdim)
    (bkz: bir dilek tut)
    (bkz: biz daha ölmedik)
    (bkz: bu gece son)
    (bkz: büklüm büklüm)
    (bkz: cumartesi türküsü)
    (bkz: çakkıdı)
    (bkz: çalkala)
    (bkz: çekirdek hatun)
    (bkz: çile)
    (bkz: çocuk)
    (bkz: çocukluğum nerede)
    (bkz: dansöz dünya)
    (bkz: dargın değilim)
    (bkz: değiştim)
    (bkz: doğum günün kutlu olsun oğlum)
    (bkz: dört günlük bir şey)
    (bkz: dua)
    (bkz: düğün)
    (bkz: dünya misafiriyiz)
    (bkz: düş bahçeleri)
    (bkz: eksik hayatlar)
    (bkz: el ele)
    (bkz: el gibi)
    (bkz: erguvan)
    (bkz: erkeğim)
    (bkz: erkek güzeli)
    (bkz: evlenilecek kızlar)
    (bkz: farkındayım)
    (bkz: geçer)
    (bkz: geçiyor bizden de)
    (bkz: gel barışalım artık)
    (bkz: gel kıyma)
    (bkz: gelsin hayat bildiği gibi)
    (bkz: geri dön)
    (bkz: gidemem)
    (bkz: gidiyorum)
    (bkz: gidiyorum bu şehirden)
    (bkz: git)
    (bkz: gözlerine göz değmiş)
    (bkz: güllerim soldu)
    (bkz: gün gelir)
    (bkz: güngörmemişler)
    (bkz: hakim bey)
    (bkz: hatırla)
    (bkz: hayat böyle)
    (bkz: hayat sana teşekkür ederim)
    (bkz: hayat zaten zor)
    (bkz: hazan)
    (bkz: hepsi senin mi)
    (bkz: her gece)
    (bkz: her şey eskir)
    (bkz: her şeyi yak)
    (bkz: herkes yaralı)
    (bkz: homini pufidi tumba)
    (bkz: hovarda)
    (bkz: ihanet kalbime kötülük koydu)
    (bkz: ikinci bahar)
    (bkz: imkansız)
    (bkz: imkansızım)
    (bkz: insanlık hali)
    (bkz: istanbul)
    (bkz: istanbul istanbul olalı)
    (bkz: ister gel ister gelme)
    (bkz: iyi mi)
    (bkz: izmir yanıyor)
    (bkz: kaçak)
    (bkz: kaçın kurası)
    (bkz: kaderim)
    (bkz: kadınım)
    (bkz: kahpe kader)
    (bkz: kalp unutmaz)
    (bkz: kan tutmuyor)
    (bkz: kapalıyız)
    (bkz: kara ağaç)
    (bkz: kara gözlerinden yas)
    (bkz: karanfil)
    (bkz: kardelen)
    (bkz: karşıyım)
    (bkz: kaybolan yıllar)
    (bkz: keskin bıçak)
    (bkz: kınalı kuzum)
    (bkz: kıran kırana)
    (bkz: kırık telli)
    (bkz: kiraz mevsimi)
    (bkz: kurşuni renkler)
    (bkz: küçüğüm)
    (bkz: küt küt)
    (bkz: lal)
    (bkz: lale devri)
    (bkz: mecbursun)
    (bkz: med cezir)
    (bkz: mendilimde gülüşün)
    (bkz: minik serçe)
    (bkz: mucize)
    (bkz: muhabbet kuşları)
    (bkz: neredesiniz)
    (bkz: neye yarar)
    (bkz: nihayet)
    (bkz: onu alma beni al)
    (bkz: onursuz olmasın aşk)
    (bkz: oyalanma)
    (bkz: oyun bitti)
    (bkz: pişman olduğun zaman)
    (bkz: rastgele)
    (bkz: rengarenk)
    (bkz: ruhuma asla)
    (bkz: rumeli havası)
    (bkz: rüya)
    (bkz: sakatlık bende)
    (bkz: sakin ol)
    (bkz: sancı)
    (bkz: sandık lekesi)
    (bkz: sarı odalar)
    (bkz: sarı sonbahar)
    (bkz: sen de mi)
    (bkz: senden sonra tufan)
    (bkz: seni kimler aldı)
    (bkz: seni yerler)
    (bkz: serserim benim)
    (bkz: seyrüsefer)
    (bkz: sızı)
    (bkz: sorma)
    (bkz: söz)
    (bkz: söz bitti)
    (bkz: suçluyum)
    (bkz: şanıma inanma)
    (bkz: şarkı söylemek lazım)
    (bkz: şen şarkı)
    (bkz: şeytan azapta)
    (bkz: şımarık)
    (bkz: şıngırdak yarim)
    (bkz: şuh nefes)
    (bkz: tahtalara vur)
    (bkz: tebdili mekan)
    (bkz: tempo)
    (bkz: tuana)
    (bkz: tutuklu)
    (bkz: tutunamadım)
    (bkz: tükeneceğiz)
    (bkz: uçurtma bayramları)
    (bkz: uslandım artık)
    (bkz: uslanmadım)
    (bkz: vazgeçtim)
    (bkz: vitrin)
    (bkz: vurula vurula)
    (bkz: vurulduk)
    (bkz: yakışıklı)
    (bkz: yalancı dünya)
    (bkz: yalnızlık senfonisi)
    (bkz: yanıyom ölüyom)
    (bkz: yanmam lazım)
    (bkz: yas)
    (bkz: yasa)
    (bkz: yaşasın kötülük)
    (bkz: yavru kuşum)
    (bkz: yaz geldi)
    (bkz: yeter)
    (bkz: yeter bu ayrılık yeter)
    (bkz: yetinmeyi bilir misin)
    (bkz: yok ki)
    (bkz: yola çıkmalı)
    (bkz: yorgun akşamlar)
    (bkz: yüz yüzeyim)
    (bkz: zalim)
    (bkz: zorlama)
  • "hiçbir şiirin başı ve sonu yoktur ve bütün şiirler eksiktir." - melih cevdet anday (11 kasım 1988, cumhuriyet)
  • 2. kitabını pdf olarak okudum ancak 1. yi bulamadım. kütüphane veritabanı aratıp kütüphaneye gittim 1. kitap için ancak orada da bulamadım. görevli de bayağı bir baktı o da bulamadı,karışmış olmalı falan dedi. elinde pdf olan varsa yeşillendirebilir mi? yoksa tatil dönüşü birkaç kütüphaneye daha uğrayacağım.
  • allah affetsin, varlığından dün gittiğim kitapçıda rastlayıp ''bu da neymiş?'' diye sayfalarını karıştırmamla haberdar olduğum, dün akşamdan bu yana beni oradan oraya savurmuş, sezen aksu'nun ne büyük bir söz yazarı olduğunu, müzik çekildiğinden eksik kalacağı düşünülerek yapılmışsa da okuyanın beyninde avaz avaz çalan müzikle eksikliği tamamlanmış, iyi ki karşıma çıkmış kitaplardır.

    böyle çok çiğnenmiş cümleleri kurarken, biraz mahçup olmuyor değilim de dediği,

    “zaten içini dökmenin muazzam bir yolunu bahşetti bana hayat: müziği ve sözleri... kelimelerin, kendini ifade ihtiyacının karşılanmasında çok az yer tuttuğu, insanın beden dili ve ses tonunun sözcüklerden çok daha önemli olduğu söylenir. doğrudur, katılıyorum. ama bu önem sırası içinde, dil kurmanın değerini teslim ederek... şiirden, şarkıdan, romandan geçirilen duygular, ne kadar can yakarsa yaksın, kıyıcı değil kollayıcı bir üslupla vücut bulur; iyileşmeden yanadır ve yüzü yenilenmeye dönüktür. şahsi olarak da, asıl niyeti çözüm olmayan kavgadan, çelişkiden ve bir de acı söz söylemekten hoşlanmıyorsanız, meşrebinize aykırıysa, sonrasında açtığınız dil yaresi size pişmanlık, vicdan azabı ve suçluluk duygusu olarak geri dönüyorsa, dil kurmanın hakkını daha da teslim ediyorum.

    buna erken yaşlarda uyandım. derler ya acısını veren allah sabrını da verir; gerçekten de bizim mesleğimizi yapan gelgit akıllı çocuk insanlar için en tesirli pembe hap, bu.

    üstelik canımın istediğini ve ağzıma geleni de söyledim yıllar içinde... kelimelerimin müzikten geçmesi, sözlerime kulak verilme ayrıcalığını tanıdı. hepimizin derdi bu değil mi? duyun beni, görün beni, sevin beni. bilinçli ya da bilinçsiz... müzik benim, “bu dünyada ben de varım” diye çırpınan fanilerden biri olarak en büyük şükrüm. müziği çektiğinizde de kalan eksik bir şiir. bana fazlasıyla yetti... umarım iyi günde, kötü günde size de el veriyordur.''

    ikinci eksik şiir kitabında yer alan önsöz, en az içindekiler kadar etkiledi beni. duyun beni, görün beni, bilinçli ya da bilinçsiz sevin beni'den başka ne derdimiz var ki hepimizin şu hayatta? ha herkes sezen kadar başarılı olamıyor o ayrı ama şurada bir şeyler yazmamızın da altında yatan şey olan, ''bu dünyada ben de varım'' ı, öyle güzel ifade etmiş ki bayıldım.

    dün akşamdan bu yana, okuduğum neredeyse her sayfada, içime yer etmiş melodiler de eşlik etti okuduğum cümlelere... sabahın ilk ışıklarına kadar spotify'da sezen aksu diskografisinde dinlemediğim hiçbir şey kalmamacasına gezindim. ayrılık acısını, terk eden sevgiliye meydan okumayı, toplumsal cinsiyet normlarına çomak sokmayı, acının her türlüsünü ve en çok da aşkı bu kadın kadar iyi anlatabileninin olmadığına net kanaat getirdim. misal daha dün yolladığım oğlumun ardından bakarken hissettiğim hüznü benden daha iyi anlatmış kadın, daha ne olsun?

    az mı sızladı benim de sol yanım, oğullarım evden gittikçe
    olmadı akşam yemeğe yetiş bari
    yolunu gözlüyor perihan hanım
    bu ayrı ev işine alışamadım
    sızlıyor ince ince sol yanım.

    sonra o söyleyince fark ettiğim sol yanımdaki tüm sızılarla okuduğum;

    daha çok kırılacak kalbin,
    daha çok üzüleceksin
    insan her şeye katlanır,
    göreceksin
    gün geçtikçe taşlaşır sandığın yürek
    öyle bir yanar ki yeniden
    şaşıracaksın

    ah! insanlık hali
    ah! bazen nasıl kolaydır,
    bazen her şeye mani

    içimde biri var ki yaptığımı yıkmak istiyor
    can bedenden ayrılıp da kaçmak istiyor
    bir yandan prangalara razı gönül
    bir yandan martı misali uçmak istiyor

    şu satırlar, hissettiklerimin ne kadar insana has, ne kadar insanlık hali olduğuna dair bir aydınlatma yaşatıyor. yani diyorum ya, oradan oraya savuruyor bu sözler insanı... çokça nostaljiye ve en çok da sezen aksu'nun hakkında son yıllarda yazılıp çizilenlere, yapılan eleştirilere rağmen hepimizde çokça izi olan ne büyük bir sanatçı olduğunu hatırlatan kitaplar olmuş, iyi ki de almışım.
hesabın var mı? giriş yap