22 entry daha
  • eyvan mimari tanım olarak, üç tarafı duvarla çevrili, üstü (genellikle) tonozla kapatılmış, açık olan tek kenarı avluya bakan mimari bir elemandır. geleneksel anadolu evinde kışlık olarak kullanılan sofanın yazlık karşılığıdır. günlük ev hayatının ortak mekanıdır. modern mimaride karşılığının salon olduğunu söyleyebiliriz. temelleri iran mimarisine dayanır. mevcut en eski eyvan örnekleri 5. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilen iran ateş tapınaklarında görülebilir. (bkz: mecusîlik) ilk çıkış noktası olarak mağaradan esinlenildiği söylenir. eyvan, tabii bir form olan mağaranın mimari karşılığı olarak görülebilir. kaldı ki, tapınma amaçlı kullanılan ilk kapalı mekânlar mağaralardır. bunun örneklerine iran ateş tapınaklarında rastlanabildiği gibi, aynı dönemde anadolu'da, bilhassa kapadokya bölgesinde, erken hristiyanlık dönemi kilise ve şapellerinde de görülebilir.

    eyvan, ortaçağ kozmolojisinde bir geçiş bölgesidir. geçiş bölgeleri döneminin mimari anlayışında en çok önem verilen ve çok zengin bir sembolizmle bezenen bölgelerdir. hristiyanlıktaki karşılığı genellikle apsis ve kapılardır. bu bölgeler her zaman isa'nın tasvirleriyle süslenir. özellikle kapılarda, hz. isa'nın "ben bir kapıyım, benden geçen kurtuluşa erer." sözüne gönderme yapılır. islam kozmolojisinde ise pandantiflerin peygamber isimleriyle süslenmesi geçiş kavramına bir örnektir. (bkz: karatay medresesi) çünkü pandantif gökyüzü (kubbe) ile yeryüzü, bir anlamda allah ile kul arasında bir geçiş bölgesidir. eyvanın sembolizmdeki karşılığı ise ana rahmi olarak ifade edilir. öteki dünyadan bu dünyaya geçiş (hatta tam tersi bir sembolizmle tabut veya mezar) olarak görülebilir. bu geçiş bölgesi ise (hemen hemen her dinde) kutsanmıştır.

    13. yüzyıla geldiğimizde, bir çok alanda olduğu gibi mimaride de açık bir şekilde iran etkisi altında olan selçuklular ile birlikte, eyvanın anadolu'da yaygınlaştığını görüyoruz. selçuklu döneminde inşa edilen anıtsal yapıların (medrese, cami, saray, vs) çoğunluğunda, dört veya iki eyvanlı avlu tipolojisinin, açık veya kapalı çeşitli kombinasyonlarını görüyoruz. (aynı plan şemasından türetilmesine rağmen, selçuklu döneminde inşa edilen yüzlerce yapıdan hepsi birbirinden farklıdır.) selçuklu döneminde eyvan yapının en önemli elemanı haline gelmiştir. tipik bir selçuklu medresesinde, ana eyvan büyük derslik olarak kullanılırken, mescit ana eyvanın sağında veya solundaki küçük odalardan birindedir. erken osmanlı döneminde aynı plan şeması korunmuş fakat ana eyvan artık mescit olarak kullanılmaya başlanmıştır. medrese derslikleri ve talebe hücreleri ise avlunun (genellikle bu, üstü kubbeyle örtülmüş bir iç avludur ve ortasında bir havuz bulunur) etrafındaki mekânlara dağıtılmıştır. mekân hiyerarşisindeki bu değişiklik, aslında osmanlı ile selçuklu arasındaki anlayış farkını göstermesi açısından dikkate değerdir. zaten klasik osmanlı döneminde mimari üslup tamamen değişmiş, tek kubbeli merkezi mekâna geçilerek eyvan ortadan kaldırılmıştır. bu durumda medrese fonksiyonlarını barındıran mekanlar da yapıdan ayrılarak bağımsız bir kitle olarak ortaya çıkmıştır.

    hepsinden önemlisi, eyvan sıcaktan bunaldığımız şu yaz günlerinde gayet serin olur, efil efil eser.
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap