aynı isimdeki diğer başlıklar:
83 entry daha
  • benim için sadece birkaç kitaptan oluşmuş bir seri değildir. benim nazarımda umudun, cesaretin, mutluluğun destanı olmuştur.

    ilk kez okuduğumda 13 yaşındaydım. ablamın iş yerinin hemen yanında bir kitapçı vardı ve ara sıra oradan kitap alıp bana hediye ederdi. yüzük kardeşliğini bana o almıştı. o kadar mutlu olmuştum ki! odama çekilip sakin bir müzik eşliğinde bir çırpıda okuyup bitirmiştim. galadriel'e benzemek, onun gibi güzel, onun gibi alımlı, onun gibi güçlü olmak istemiştim. annem bana bildiğin cam boncuktan bir taşı olan gümüş bir yüzük almıştı. ömrüm boyunca takıp takabildiğim tek mücevherattır o yüzük. hakikaten çok uğurlu gelmişti bana ama.

    kitap biter bitmez, elime geçen ilk para ile gidip diğer kitapları da almıştım. orta dünya ile ilgili ne varsa okumak istiyordum. o sırada tipik ergen bunalımları geçiriyordum ve herkesle kavgalıydım. sadece kitap okurken sakinleşiyordum. tipik ergen bunalımlarımın gerisinde, o seneyi ve sonrasındaki birkaç yılı hayatımın en güzel günleri yapan şey lotr serisiydi. ne yapmak istediğimi, ne olmak istediğimi, nasıl yaşamak istediğimi hep o sıralarda düşündüm. her sıkıntımda, her üzüntümde orta dünyaya kaçtım. kaybettiğim huzuru lorien'in altın çatısı altında buldum belki de.

    bu serinin hayatımdaki yeri, bazı bölümlerini ezbere biliyor olmam, önüme gelen herkese tavsiye edip tüm yakınlarıma serinin kitaplarını ödünç verip okutmuş olmam, bazı kısımlarından hareketle kendime bir hayat felsefesi kurmuş olmam hiç önemli değil. çünkü hepsi çok öznel. hep benimle ilgili. bana ait. yazarın ne düşündüğü, ne anlatmak istediği, o cümlelerin bir anlamı olup olmaması önemli olmuyor, benim ne düşündüğüm önemli oluyor bu durumda.

    hep nalıncı keseri gibi kendime yonttuğumu biliyorum kitap okurken. ama işte, arkasında alegoriler olmadan, başka bir anlam aramadan, neyse o cümlelerle bambaşka dünyaları anlatmak, şu içinde bulunduğumuz ve sıkışıp kalmışlık hissinden kurtulamadığımız dünyadan bizi çıkarmak hep hayal ettiğim bir şeydi. ben de böyle bir hikaye anlatmak isterdim. bu nedenle bu seriye hayranım. beğenmeyenlerin de olabileceğini, tasvip etmeyenlerin, anlamsız şeyleri tekrar tekrar okumanın mantıksız olduğunu düşünenlerin çıkabileceğini biliyorum. anlayışla da karşılıyorum. ancak anlayışla karşılamadığım şeyler de var tabii ki.

    ortamda "yüzüklerin efendisi çok rerörerö" diye gezen insanlar var, soruyorum okudunuz mu diye cevap olumsuz. "filmini izledim ama sadece ilk filmi" diyorlar bir de. benim şarteller atıyor. hani sözlükte hep böyle entel dantel yazarlar geyiğini yapıyor ya "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak" "turnusol kağıdı işlevi görmek" falan diye... işte ben de becerebilsem içinde tüm bu kalıpların geçtiği çok afilli cümleler kuracağım da beceremiyorum. sadece, terlikle ağzına ağzına vurmak istiyorum böyle bilip bilmeden ahkam kesen insancıkların. yani benim anlayışıma tamamen ters bu! ben bir yazarın benim tarzım olmadığını söyleyebilmek ve hakkında konuşabilmek için, o yazarın en az beş kitabını okuyorum. hani sırf bilip bilmeden konuşmuş olmayayım, yanlış anladığım bir konu kalmasın diye. ama benim gibi insanlar da ciddiye alınmaz da gider bilip bilmeden konuşup boş atıp dolu tutmaya çalışanlar ciddiye alınır.

    fantastik edebiyat, polisiye ve bilimkurgu bu kadar hafife alınacak edebi türler değiller. ama iki filozofun kitabını okuyan kendini entel sanıp tüm bu türler için "ben popüler kültür ürünü kitapları okumuyorum" diye aşağılayabiliyor. ben de uyuz oluyorum. hayır şimdi bu insancıkların cümlelerini türkçeye tercüme etsek "matriks de çok süper bi film hacı, felsefesi var biliyonmu" dediklerini görebiliriz. ancak iki kitap okumak götlerine zor geldiği için saçma saçma cümleler kurmaktan çekinmiyorlar.

    okumadığım çok kitap var. izlemediğim çok film var. gitmek görmek istediğim çok yer var. okuduğum çok kitap, gittiğim pek çok yer, izlediğim pek çok film de oldu. tüm bunların içersinde pişman olduklarım da var tabii. ancak "iyi ki okumuşum" dediğim bir seridir the lord of the rings serisi. mükemmel bir kurgunun, güzel bir hikayenin, başarılı bir çevirinin tadını çıkardım. hala da her okuyuşumda aynı tadı alıyorum. benim gibi pek çok kişinin olduğunu da biliyorum.

    sadece filmleri izleyip saçma saçma konuşanlar, sözüm size: adam olun layn! bu seri adam akıllı eleştirilmeyi hakediyor.
358 entry daha
hesabın var mı? giriş yap