15 entry daha
  • 1900'lerin başında, yoksulluğun, işsizliğin ve inanç çatışmasının ortamı gerdiği liverpool'da hayatı anlamaya ve ona tutunmaya çalışan bir çocuk. film işte onun öyküsünü anlatıyor. başroldeki minik oyuncu fazlasıyla başarılı, sevimli, ama bir o kadar da iyi yansıtmış o hüzün verici öyküyü. filmde birçok sahne çarpıcı. örneğin: çocuk annesini sakinleştirmek için saçlarını tarıyor, hüzünleniyorsunuz; çocuk ablasının saçlarını tarıyor, yine hüzünleniyorsunuz. çocuk okula geç kaldığı için dayak yiyor ve avuç içleri kapı kulpunu bile tutamayacak hâle geliyor, içiniz burkuluyor. bir de çocuk avucuna sıkıştırılan parayla ne çikolata ne bir şey almayıp film seyretmeye koşuyor ya, karmakarışık hisler yaşıyorsunuz o sahnede. çocuğun konuşmak için her çabalayışında, kendini paralayışında ise boğazınız düğüm düğüm oluyor. insanı işte böyle halden hâle sevkeden bir film. yokluk ve sefalete karşı hınçla dolmuş ve kime çatacağını şaşırmış bir ailenin ortasında çocuk olmak; işte böyle zor olsa gerek!

    film vakti zamanında cnbc-e'nin de yayınladığı ve takdirimizi kazandığı yapımlardan.
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap