80 entry daha
  • anastasis ile bir dönen pir dönen grup.

    16 yıl… dile kolay, 16 yıldır bugünü bekliyormuşuz. dağıldı gitti diyorduk, içimiz burkuluyordu, yüreğimiz sızlıyordu ama yadigâr kalan 7 stüdyo albümü, 1 konser albümü ve derlemelerle eski günleri yâd ederek teselli buluyorduk. perry ve gerrard’ın solo çalışmalarını, başka müzisyenlerle ortaklıklarını da alıp dinliyorduk ama dead can dance gibi olmuyordu.

    nihayet yeni bir albümle döndüler yeniden. küllerinden doğmak mı demeli buna, uyuyan devin uyanması diye mi tanımlamalı, bilmiyorum. elbette bu 16 yılda müzik kültürü de değişti, daha önce dinlememiş olanlar burun kıvırıyor “bu ne?!?” diyor, eskiden dinleyip de sonradan başka türlere yönelenler “eskisi gibi sarmadı yav…” diye hayıflanıyor ama dead can dance hayranları için bu albümleri baştacı edilecektir yine.

    en son brezilya-güney amerika ile hindistan arasında mekik dokumuşlardı müzikal anlamda. şimdi de dünya üzerinde hızlı bir gezi yapıyorlar, 8 parçada anadolu’ya göz kırpan ortadoğuya, hindistan’a, iskoçya’ya gidip geliyorlar. yine yalın ritmler, yalın kurgular kullanıyorlar, insanı sarıveren melodilerini seslendiriyorlar. ilk albümlerinden bu yana onları tanımlayan müzikal öğelerin hemen tamamı var bu albümde. orkestral düzenlemeler de yapmışlar bu defa!.. kendi adıma en güzel yanı da, özellikle into the labyrinth’den bu yana sesini daha kalın kullanan lisa gerrard’ın yeniden soprano günlerine dönmüş olması. resmen anabasis ve agape’de şakıyor kadın!..

    bu arada, “dead can dance ile göbek atmak” başlığına gururla yazıyorum: agape. düğün havası değil ama nefis bir oryantal çıkar bundan. utanmasam, bir yandan çevrimiçi dinleyip bir yandan da ofiste göbek atacağım, o derece!..

    80’lerdeki müzik başkaydı. bakmayın şimdi “aman allahım, neydi o kılıklar, vatkalar, rujlar?!?” deyip de popüler kültürün yalnızca pop müzik tarafından işi alaya alanlara. kitaro’nun en güzel albümleri bu dönemde çıktı, jean michel jarre dünyaya parmak ısırtan konserlerini verdi bu yıllarda, samime sanay, muazzez abacı gibi sesler o dönemde en güzel plaklarını okudular, orhan gencebay’ın, müslüm gürses’in, bergen’in şimdilerde el üstünde tutulan şarkıları o dönemde yazıldı. dead can dance de 80’lerin grubudur, kim ne derse desin. 17 yaşımda tanıdım ben onları ve görüyorum ki benden daha genç bir biçimde müzikal yollarına devam ediyorlar. 80’leri özellikli kılan, ayrıcalıklı kılan isimlerdendir dead can dance. sonradan tribute ayağına şarkıları yorum yorum yorumlansa da, sanıyorum pek çok dinleyenleri için yerini tutan olmamıştır.
59 entry daha
hesabın var mı? giriş yap