134 entry daha
  • böyle önemli bir konu ve özgün bir hikayeye göre kötü bir film ama kötülüğü için filmin ekibini eleştirmek imkansız. ward churchill'in a little matter of genocide kitabında dediği gibi yahudi soykırımı dışındaki tüm soykırımlara abd'nin bu kadar mesafeli yaklaşmasının tek sebebi bizzat yahudi lobisi. yahudi soykırımının yarattığı özgün mağduriyet lobiye öyle güçlü bir el veriyor ki soykırım enflasyonu tercih edilmiyor, oluşmaması için de çalışılıyor. abd'de ermeni soykırımının resmen tanınmamış olmasının sebebi de büyük ihtimalle bu.

    abd'nin ruanda soykırımına müdahaledeki mesafesinin de yahudi sermayesi kontrolündeki hollywood'a aynı oranda nüfuz etmesi dolayısıyla bu filmin de etkileyici denebilecek kadar iyi ama box office'i patlatacak devamlarını ve yan ekonomileri besleyecek kadar muhteşem olmaması da bundan dolayı garip değil.

    film senaryosu da bu tezi doğruluyor zira abd sanki nüfuzu ve gücü eşdeğermişçesine diğer tüm ülkelerle "batı" parantezine alınıyor ve adı bile zikredilmeden tüm bu olaylardan "ya evet ah biz batı" diyerek sıyrılıyor. ruanda soykırımıyla ilgili daha gerçekçi bir film yapılacak idiyse o birikimi boşaltıyor, yenisi için "abi o yapıldı zaten"i getiriyor. yenilenmesini ve düzeltilmesini de imkansız kılarak elindeki kiri hızlıca yıkıyıveriyor. abd ile ilgili filmden aklımızda geriye sadece "abd'li gazeteciler çok vicdanlı ve çok etik" kalıyor. hatta o kadar ahlaklı ki adam utancını konuyla alakalı kimse etrafında yokken dahi bağırarak söyleme gereği duyuyor. öyle bir erdem ahlak. hani olur ya bazen istiklal'de yürürken bağırırız "oh god i'm so ashamed!" diye öyle.

    neticede bütün olan biteni doğru yorumladıysam bu film ruanda soykırımını açan değil, kapayan eserdir. üstüne bir bardak su içebiliriz.

    not: tutsiyim.
78 entry daha
hesabın var mı? giriş yap