• sherwood king'in aynı adlı* kitabından orson welles tarafından sinemaya uyarlanmış filmdir.
    filme klişe bi giriş ve konuşmalarla parodik bi hava verilerek girilir. filmde bu klişe konuşmalar, konuşma konuları ve klişe sahneler sık kullanılmıştır.
    orson welles sadece bu filmde tele objektif, açı karşı açı öğelerini yoğunlukla kullanmıştır.
    filmdeki femme fatale karakteri kadın, yine her zamanki gibi kendisine bakıldığının farkındadır; fakat farkında değilmiş gibi davranır.
    yabancılaştırma anlatım çokca kullanılmıştır. mesela kadının şuh bakışlarla şarkı söylemesinden sonraki sahne, radyo jingleyla başlamaktadır.
    klasik kara filmlerde herkes suçludur. bu filmin son sahnesi de klasik femme fataleın cezalandırılmasıyla sonlanır.
    film, ayna sahnesine kadar, çizgisel ve temiz ışıklı sahnelerle akar. tiyatro ve ayna sahnesinde maniherist resimler, imgesel şematik resimlerle biter.
    ölüm getiren kadın, daha sonra suçun üzerine atılacağı erkeğin ve diğer bütün erkeklerin arzulu bakışlarının farkında olarak; ama bu farkındalığı açıkca göstermeyerek; bakmadan bakar. burada baştan çıkarmanın anlamı görece hale gelir. kimin kimi baştan çıkardığını söylemek bu durumda olanaksızlaşır.
    gözetim ile bakışın ilişkisi karmaşıktır. filmde görünürdeki erkekler sürekli bi şekilde hem kadına bakar hem de birbirlerini kadına bakarken yakalamaya çalışırlar. böylece bakışın hem alıcıları hem göndericileri olurlar. röntgencilik yaparak, başkalarının (kadının) denetim aracılığıyla arzu isteğini gözlemlerler.
    kahraman filmin doruk noktasını önceleyen anlatı anında kötü adamı görmez; ama işitir.
    filmde aşk ve evlilik tümüyle tiye alınır.
    dönemin kara film klişelerinden olan renk kullanımı, bu filmde de beyaz elbise olarak kendini gösterir.
    femme fatale, resmi olarak bi erkeğe ait olan; aslında hiç kimseye ait olmayan, narsist benliğiyle gerçek bi tehdittir. ama bu yenilginin çekiciliği, izleyiciye haz verir.*
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap