216 entry daha
  • aldous huxley 'in 1932 yılındaki dünyaya bakarak böyle bir ütopya yaratmasında darwin’in ateşli savunucularından oldugu söylenen ünlü biyolog thomas henry huxley’in torunu, yine ünlü biyolog sir julian huxley’in kardeşi olmasının büyük etkisi olduguna inandığım etkileyici romanı.
    cesur yeni dünyada insanlar yapay yollarla dölleniyor, şişelerden çıkarılarak doguyor ve bir kast sistemi oluşturuyorlar. her sınıf kendi özel genetik koduyla yaratılıyor ve hepsine farklı isimler veriliyor ( alpha, beta, epsilon gibi) ve herbir grubun toplumda üstlenecegi görevler en bastan belirleniyor. anne, baba, aile sevgili gibi güçlü duygularla baglanılacak; istikrarsızlık ,tutku ve ya isyan yaratacak olgular hayatlarından çıkarılıyor. hiç bir birey yaşadıgı hayata isyan etmiyor. hepsi dogukları andan itibaren onlardan beklenen görevleri yerine getirmeye hipnopedya (uykuda eğitim) yoluyla şartlandırılıyorlar.
    hastalık yok, açlık yok, savaş yok, işçiler isyan etmiyor her gün mutlulukla hizmet edip somalarını alıp (uyuşturucu etkli bir tür ilaç ) gülümseyerek evlerine dönüyorlar.
    --- spoiler ---

    kitabın özellikle son bölümündeki john 'un insanların kastlara ayrılmasına, yaslanmamasına , tanrı kavramının yok olmasına, herkesin herkese ait olmasıyla yok olan aile kavramına isyan ederken denetçi ile arasında geçen konusma bence verilmek istenen mesajı oldukça açık bir şekilde belirtiyor.

    john (kitapdaki bir diğer adıyla vahşi) :
    ben keyif aramıyorum tanrıyı istiyorum, şiir istiyorum, gerçek tehlike istiyorum, özgürlük istiyorum , iyilik istiyorum, günah istiyorum!
    denetçi mustafa mond:
    aslında siz mutsuz olma hakkını istiyorsunuz..

    --- spoiler ---
313 entry daha
hesabın var mı? giriş yap