4 entry daha
  • her erkeğin veya kadının karşı cinse olan beğenisi ilk başta objeseldir. bir biblo veya bir süs eşyasındaki objesellikle karıştırılmamalı bu objesellik! yüz hatlarımızda , mimiklerimizde hatta bakışlarımızda yüklü olan şekillerin objeselliği ve sonrasında bunların etrafa yaydığı enerji gibi sezisel bir objesellik var ve biz beğenimizi ilk bunlarla kararlaştırıyoruz. kararlaştırırken kendimize yakın olan seziselliklere öncelik vererek bir "biz" kümelemesi yaparak ilerliyoruz. "biz" kümelemesi sırasında bazı şeylerin üstünü örterek bazı şeyleri şizofrenik bir yalnızlıktan çıkma çabasıyla büyüterek oluşturuyoruz ve bu oluşum aslında üstüne basılan bir mayından farksız bir tehlike olarak kümenin içerisinde hatta tam kalbinde yer alıyor. ne zaman "biz" kaygısı tam anlamıyla kaygısızlık içerisine girer ( burda bahsettiğim kaygısızlık, elde edilmişliklerin bütününü oluşturur), tüketim teorisi başlar. bu sefer kurduğumuz bu kavramı veya kümeyi tüketmeye ve tüketerek basitleştirmeye başlarız çünkü artık biz dediğimiz şey olmuş ve tüketilmeye hazırdır. bu tüketim eğrisinin başlangıcını şizofrenik ruh halinden rasyonel ruh haline geçiş başlatır. hastalıklı bir düşünme sistemidir fakat bu düşünme sistemindeki hastalık kişiye ne anne ve babasından aktarılan genlerle geçmiştir nede gerçek bir bilinç söz konusudur. burda kişi veya kişiler tamamen sömürü sistemini içselleştirmiş ve salt sevgi kavramından uzaklaşarak bu terimi bir tüketim ürünü olarak görmektedir. önce yetiştir sonra sömür. seks bir ihtiyaçtır, evet. fakat seks cins bir birleşmeden ibaret değildir. seks ; tenlerin birbiri ile uyumu ve bu uyumun zihindeki adaptasyonudur. beğeninin objeselliğinin derecesi ve yönü ilişkinin yol haritasını gösteriyor ve kişi veya kişiler ne zaman şizofrenik ruh haline geçerse mayın üzerindeki tüketim dansı başlıyor. bu hastalığa kapılmayan kaç kişi var acaba???
43 entry daha
hesabın var mı? giriş yap