36 entry daha
  • 70' ler, yani amerikan sinemasının altın çağı. coppola, iki godfather arasına sıkıştırdığı bu müthiş filmiyle kariyerindeki en kişisel işlerden birine imza atmıştı. ayrıca polanski'vari bir dokunuş ve daha da ötesiyle, en bağımsız işlerinden biriydi bu film. sinema tekniğini kullanma konusunda da kusursuz işleyen bir filmdi. bazen gördüklerimiz ve duyduklarımız gerçeği yansıtmayabilir diyordu. bu olguyu, sinema sanatı içerisinde görmek de, ironik ve alkışlanacak cinstendi. coppola, layıkıyla seyircisini geriyor ve seyircinin tıpkı filmdeki gene hackman gibi düşünüp, görmesini ve duymasını sağlıyordu. soğuk savaş dönemindeki dinlenme paranoyası da filmin temel değerlerinden birisiydi. soundtrack' ler ise tek kelimeyle müthişlerdi.

    ödül konusuna gelince de; the conversation, cannes' da altın palmiye' yi almıştı. oscar yarışında ise coppola ödülü bu filmle değil başka bir filmle kucaklayacaktı. inanılması güç de olsa iki filmle "en iyi film ödülüne" adaydı. the godfather part ii, en iyi film ödülünü alan film oldu. ne denilebilirdi ki!

    francis ford coppola' nın en üretken ve dinamik dönemiydi 70' ler. 79' da apocalypse now ile sinemanın görüp görebileceği en zor filmlerden birini yaptı. sonuç muazzamdı! 80' ler de the conversation' a benzer nitelikte teknik ve kişisel bir sov olan rumble fish de çok iyi bir filmdi. daha sonra dracula, vs... gibi kalburüstü filmler yapsada, artık düşüşe geçmişti usta. geride bıraktığı godfather i-ii, the conversation, apocalypse now ve rumble fish ise onun en büyük yönetmenler arasında her daim yer alacağının garantisiydi.
41 entry daha
hesabın var mı? giriş yap