54 entry daha
  • devletin özellikle akademisyen ve araştırmacı olması için yetiştirdiği, maaş verdiği, 30 yaşında doktorasını bitirince de "haydi şimdi git özel sektörde kendine iş bul" diye kapı önüne koyduğu insanları kapsayan maddedir.

    üniversiteler sosyal bilimler bölümlerinden oluşmuyor. fen ve mühendislik bölümlerinde araştırma görevlisi olmazsa o bölüm durur. öğrencilere laboratuvar verilemez, sınav yapılamaz. o kadar önemli bir kadrodur.

    son zamanlarda "doktora yapan insana niye maaş veriliyor ki" diye bu kadronun sözde gereksizliği dile getirilir oldu.

    araştırma görevlisi herhangi bir doktora öğrencisi değildir. bu insanlar derse, uygulamaya giriyor; üniversitenin idari işlerinde görev alıyorlar.

    bu kadroda çalışan insanların bazıları zamanında 33-a kadrosuna geçirilirken, bazıları da keyfi olarak (kadro doldu gerekçesiyle) geçirilmedi. yani ortada çok ciddi boyutta ve vicdanları yaralayan bir adaletsizlik durumu da var.

    bu sorunu çözmek için karar alacağını iddia eden yök de uzun toplantılar sonucunda "karar üniversitelerin" demekten başka bir şey yapmadı. daha kötüsü, bu karar adaletsizliğin artmasına sebep oldu: bazı üniversiteler 50/d mağdurlarını 33/a'ya geçirirken, bazıları eski durumu uygulamaya devam etti.

    yeni 50-d alımlarında artık "33-a'ya geçiş yapılmayacaktır" diye bilgilendirme yapılıyor. bu makul. ancak bu kriz patlak verdikten önce çalışmaya başlamış 50-d'liler için böyle bir şey söz konusu değildi.

    iki asistan, aynı bölümdeler, yakın zamanlarda başlamışlar; biri 33-a'ya geçmiş, diğeriyse alınmamış. aynı iş, aynı unvan, farklı gelecek kaygıları. eski 50-d'lileri en çok isyan ettiren de bu.

    türkiye ne maddi olarak ne de insan kalitesi açısından zengin bir ülke değil. hiç kimsenin nitelikli iş gücünü bu kadar hoyratça israf etmeye hakkı olmamalı.

    gözlemlediğim kadarıyla 50/d mağdurları da bu işe bir çözüm bulunacağından umudu kesmiş durumdalar. aylardan beri kendilerini yırttılar, başvurmadık mecra kalmadı ama hiçbir gelişme yok. öte yandan sadece 2 günde "kamu çalışanları için cuma namazı" düzenlemesi hayata geçiyor. allah kabul etsin de, bu soruna da bir el atsaydınız ya keşke?

    uluslararası hakemli dergilerde 15 yayını olan ve iyi üniversitelerden birindeki araştırma görevlisi 50-d kadrosunda olduğu için akademiden ayrılmak zorunda kalırken; anadolu'daki üniversiteler 3-4 ulusal yayınla profesör olmuş adamlarla dolu. o zaman şartlar fazlasına elvermiyordu belki, ama 80 sonrası dünyayı takip eden ve bilimsel manada bir şeyler yapmak isteyen değerli bir nesil var ve onu da küstürmek üzereyiz.

    bu sorun kabak gibi ortada dururken beyin göçünü nasıl engelleyeceğimizi, ülkenin bilimsel çıktısını nasıl yükselteceğimizi tartışıyoruz toplumca. acı acı gülüyor insan...
59 entry daha
hesabın var mı? giriş yap