7118 entry daha
  • dün çalıştığım yere dünyalar güzeli hollandalı bir kız geldi. güzelliği karşısındaki şaşkınlığımı katlamak istercesine, "atatürk ile ilgili ingilizce kitap var mı" diye sordu. çok şaşırdım. neden atatürk ile ilgili okuma yapmak istediğini sordum. "her yerde resmini ya da büstünü görüyorum, merak ettim" dedi. gayet makul bir sebep. sonrasında biraz daha konuşunca, kız da açıldı iyice ve tayyip'i gömmeye başladı. "dikkat et, her yerde tayyip muhabbeti yapma, seni harcarlar matmazel" dedim. biliyorum dedi, gülerek. "sen konuyu açtığın için, ben de rahat konuştum" diye ekledi. biraz muhabbetten sonra, sadece 6 ay ülkede bulunmuş ve türkçe bilmeyen bir yabancının bile, atatürk'ün ülkeye verdiği hizmet ve türkiye'nin siyasi durumu hususlarında bizim türklerden çok çok daha bilgili olduğunu gördüm. ama o bilgisiyle yetinmek yerine, para kazandığı ülkeyi daha yakından tanımak amacındaydı. ki önümüzdeki ay ülkesine temelli dönecek olmasına rağmen bunu yapıyordu.

    peki bu hollandalı kızın atatürk ve tayyip çözümlemeleri yapmasından birkaç dakika sonra, bir başka türk müşterimiz ne yapıyordu? "atatürk ile ilgili kitapları arka raflara atmalısınız, insanlar artık bunu görmek istemiyor" tavsiyesinde bulunuyordu bana. ben de ona, fettullah gülen ile tayyip kitaplarını yan yana ve en ön rafa koyarak cevap verdim. *
22475 entry daha
hesabın var mı? giriş yap