1 entry daha
  • "türkiye cumuriyeti'nin 1931'de hazırlanan tarih müfredatı, dünyanın oluşum ve gelişimini anlatan bölümleri organizasyon ve içerik olarak h. g. wells'in the outline of history kitabının kaynak gösterilmeden yapılan derlemesi niteliğindeydi.

    tarih ı, hayatın oluşumu ve insanın gelişimini wells'in, popüler darwinizmin önde gelen isimlerinden ernest haeckel'den aldığı rekapitülasyon tezine dayandırıyordu.

    tarih ı, wells'in, haeckel'in talebelerinden birisi ve daha sonra da özel sekreteri olan heinrich schmidt'den ilham alarak yaptığı kronolojik tabloyu da türk tarih tezi ile harmanlıyordu. bu çerçevede inşa olunan 'tarih' ise 'kosmosun oluşumu'ndan başlayan ve 'medeniyet kurucusu proto türkler'in orta asya'da ortaya çıkışı ve bilgilerini değişik kıtalardaki toplumlara aktarması ile devam eden bir anlatımı benimsiyordu.

    on yıl süre ile okutulan bu 'tarih', resmî ideolojinin tarihe yaklaşımını da ortaya koyuyordu. buna göre tarih bir 'gerçeklik arkeolojisi' ve 'pozitif bilimler' benzeri 'tekil, tartışılmaz doğrular'ı ortaya koyan bir araştırma alanı olarak görülüyordu. bu çerçevede inşâ olunan tarih ise, 'lider'ler başta olmak üzere 'kişilikler' üzerinden açıklanıyordu. bunun neticesinde 'yeni nesil' sadece binlerce yıllık bir süreçle eklemleştirilmiyor, yakın geçmişi de resmî ideolojinin temel tezleri etrafında değerlendiriyordu.

    söz konusu yaklaşımın bir diğer özelliği 'kozmosun oluşumu', 'insanların evrimi' benzeri dönemler sonrasında 'tarih'in bütünüyle 'kendi merkezli' bir anlatım çerçevesinde değerlendirilmesiydi. bu dönemde dünyada neler olduğu, küresel gelişme ve değişimlerin ne gibi neticeler doğurduğu, benzeri alanlarda son derece sınırlı ve 'dolgu malzemesi' niteliğinde bilgi verilirken, 'tarihimiz' bunlardan 'soyut' olarak ve kişiler üzerinden inşa ediliyor, yakın geçmiş ise tümüyle kurucu lider kültü ile onun yakın arkadaşlarının katkıları çerçevesinde değerlendiriliyordu..."
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap