7 entry daha
  • sozlukte cok az ilgi gormesine sasirdigim, bart leyton imzali amerikan yapimi suc-gerilim filmi.

    film 2004 yilinda kentucky universitesinde yasanan "gercek olaylara" dayaniyor, hatta filmin basinda, "gercek olaylardan uyarlanmamistir" , "bizzat gercektir" gibi bir ibare de yer aliyor.

    filme yari belgesel tadinda diyebiliriz , hem gercek kisiler, hem de onlari oynayanlar , filmin icine serpistirilmis durumda, filmdeki oyuncularin basladigi bir cumleyi digeri bitiriyor mesela , sahne gecislerinde gercek hayattaki kisi ile baslayan sahne (kamera kesmeden) filme donuyor , ki bu benim cok sevdigim bir cekim tarzidir.

    oyunculariyla, konusuyla, islenisiyle begendigim bir film olmustur. izlenir .
    gelelim spoiler hadisesine;

    --- spoiler ---

    demolotion man'i (cezalandirici) izleyenler hatirlar. film yakin gelecekte gezer, stallone ve wesley snipes dondurulur, kotu adam cozulur ve kotu adami yakalamak icin , iyi adam devreye girer.
    cezalandirici, o donem bilimkurgu filmlerinden farkli bir gelecek cizmistir bize, kaotik karanlik ortamlar yerine, baris icinde yasayan insanlar, her sey yesillik vs (zeitgeist'i izleyenler hatirlar, bir nevi venus project)
    yani ilk defa bir bilim kurgu filmi, kaliplarin disina cikmis, "ulan belki de guzel gunler vardir" demisti.

    eee , ne alaka derseniz, soyle ki?

    turu heist olan ( yani bir hirsizligin planlanmasini , oncesini , uygulanisini ve sonrasini gosteren ) filmlerde, (ozellikle uyarlamalarda) genelde herkes boyle rahat, cool , yani bir cok filmde , o "gergin"ligi hep "aftermath" esnasinda goruruz. oyuncular genelde "hallederiz aga" rolundeyken bu filmde yukarida verdigim ornege benzer bir durum var,soyle ki

    cocuklarin bastan sonra gergin tavirlari, durup durup kusmalari, soygundan ilk vazgecislerindeki o panik hallerini cok basarili buldum.
    yuzlerinde surekli bir telas hakim, "lan ne olacak" - "vazgecsek mi" havasi cok hakim. yonetmenin bu hissi iyi verdigini dusunuyorum.

    olaylari okumadan , yani "neymis la bu gercek olaylar" demeden filmi izlerseniz, zaten mevzunun patlayacagini tahmin ediyorsunuz, ama, bir filmin sonunu tahmin etmek , o filmin kotu olacagi anlamina gelmiyor.

    neticede , dozaji yuksek olmasa da ara ara "fincher'in panic room" filmindeki gibi gerilim yasatti bana, yani "dozaj" olarak diyorum , filmleri karsilastirmiyorum aman diyim!.

    filmde de , kanimca, iki tane gonderme vardi.

    birincisi, soygun gunu eric"i aldiklari sahne direkt olarak "dark knight"ta joker"in filmin basindaki soygun sahnesine giris sekli ile ayni. sirti kameraya donuk, elinde siyah canta, guzel gondermeydi, sevdik.

    digeri ise , soyguna dorduncuyi aradiklari sahneden.
    chas akillarina geldiginde, kamera , uc kisinin bulundugu bodrumdan basliyor ve tavan arasindan gecip, chas'in kendi evine devam ediyor. bu gecis sahneside, evet aynen "fight club"in basinda, kameranin gokdelen tepesinden , otopark'a indigi sahnenin bir benzeri degildir de nedir?

    filmdeki (bence) tek mantiksiz sey, en sonda spencer, warren icin "belki de amsterdam'a hic gitmedi, onu havalimanina biraktim ve oradan aldim" demesi ve warren'in da "belki de hic gitmedim, anlattiklarimla yetinmek zorundalar" falan demesiydi, e kardesim hic mi kaydi kuydu yok bu islerin, pasaportuydu bilmem nesiydi? o kisma da "bu kadar kusur kadi kizinda da olur" diyor ve 7/10 ile ugurluyoruz audobon efendiyi ve kuslarini.

    --- spoiler ---

    iyi seyirler.
20 entry daha
hesabın var mı? giriş yap