5 entry daha
  • saçma sapan insanların elinde tanımlanarak heder olmuştur.

    anadolu irfanı, anadolu insanının doğadan ve kalbinden aldığı aydınlanmayı harmanlayarak bir konu hakkında edimde bulunmasıdır. yolu anadolu’dan geçen herkesin az çok bu irfanî tavrı rastlamışlışı vardır. bu irfana tanıklıkta burada din veya mezhep ayrımı yoktur. bu konunun örnekleri naiflik olarak algılanabilir fakat irdelendiğinde kendi kutsallarını barındıran bir ilkeler bütünü ortaya çıkacaktır. mesela dar anlamda komşusu açken tok yatmamak anadolu irfanının bir özelliğidir. yaratılana ve yaratıya saygıdan ileri gelir. böyle insanlar zarar veremez. verirse bin pişman olur, daha sonrasıda aynı hataya düşmemek için kendi kendini pişirir.

    ancak yolu anadolu’dan geçen derken oryantalist bakış açısıyla söğüt yaylasını, konya ovasını, erciyes’i, ani harabelerini veya iki nehir arasını (bkz: mezopotamya) değil, kırsalın ve kentin bizzat içinde kalan unsurların her birini kastediyorum.

    örnek vermek gerekirse, ilkokul öğrencisi bir çocuk teneffüste tuvalete gidiyor. hacetini giderip elini yıkayacak. bir de bakıyor ki sabun yerde. tam sabunu alacak, başka bir akranı koşarak geliyor: “lan mal, o sabun senin elinden daha pis!” diyor ve sabuna bir tekme atıp uzaklaşıyor. bizim çocuk ise umursamadan sabunu alıyor, güzelce temizliyor. sonra elini yıkıyor ve eviyede yerine koyup tuvaletten ayrılıyor. ne oldu şimdi? bir şey anladık mı? demem o ki anadolu irfanı biraz da bu sabuna hak ettiği değeri vermektir.
300 entry daha
hesabın var mı? giriş yap