• kayda deger ozelligi: insana -ozellikle haftaici aksam 6'dan sonra- levent bolgesinin beyaz yakalilariyla kanyon'un artist gokdelenine karsi, makinalarin ustunde yemekteyiz ve cnbc-e izleyerek kosma imkani veriyor. hipnotize edebilecek kuvvette bir trip bu, bir suru plaza insani, kulaklarinda beyaz ipod kulakliklari, yerlerinde sayarak kosuyorlar ter icinde (yerinde sayarak kosmak konusunda cok derinlesmemeye calisiyorum yoksa icim burkuluyor hafif) bu toplu mekanik manzara karsisinda inanilmaz ariniyorum, hicbir sey dusunemez hale geliyorum kitleniyorum resmen, neden bilmem. en son fransa'da hayvan gibi bi laundry'de butun turuncu camasir makinalarinin ayni anda donmesini izlerken bu hissi yasamistim, ritmle falan alakalidir belki.. (ehe bi de alakasiz ama sunu yaparken: #7462791) neyse dagitmiyim, bence boyle bir buyuksehir tribi her yerde bulunamaz.
    yardimci trip oscari: parmak iziyle giris.
    en iyi ozelligi: cok temiz ve sicak.
    en boktan ozelligi: havlular insani kurulamiyor ve egitmenler feci ilgisiz.
  • tenis kortunu akşam kullanacaksanız şayet, kişi başı 5 (yazıylan beş) tl elektrik ücreti ödenmesi gereken saçma spor şeysi.. elektrik fiyatı neden üyelik fiyatına dahil olmuyor? olamıyor? o halde sadece tenis kortunda değil, içeride spor yapandan da elektrik parası alınmalı. birisi makul ise diğeri de aynı derecede makul çünkü. bunun için argüman olarak, tenis kortunun özel aydınlatması olduğunu da kabul etmiyorum. ben üye olurken, neleri kullanıp kullanmayacağıma bakılmaksızın, her şey dahil sınırsız üyelik parası ödüyor isem (yani mesela hiç bir zaman katılmadığım pilates sınıfının ücretini de ödemiş oluyorsam) , tenis kortunun elektrik bedeli de, duşun su kullanım bedeli de buna dahil olmalıdır. hayır bi de nasıl bir elektrik ki bu saatte 10 tl yakıyor. benim araba yakmıyor bu kadar. trt payı, kayıp kaçak bedeli de dahil herhalde.

    edit: on lirasında değilim, yanlış anlaşılmasın:) davam başka..
  • şurda yazılanları okuyunca neden essporto'da bir sürü insandan iğrendiğimi anladım. burnu havada, hiçbir şeyi beğenmeyen, her şeye bir kulp takan tipler orda çok bol. ve belli ki bir kısmı da burada. havluların rengine laf eden, suyun bedava olmamasına içerleyen, soyunma kabinlerinin azlığını ağzına dolayan, duşları beğenmeyen, mimarisini, çalışanlarını, havuz boyunu, şampuanı eleştiren tipler gelip buraya yazmış. beğenenler ise az sayıda entry yazmışlar. o zaman essporto'yu seven bir üye olarak düşüncelerimi aktarayım.

    1- ulaşım harika, metro ile metrocity avm'ye ulaşıyorsunuz, açık hava görmeden essporto'ya çıkabilirsiniz. arabanız varsa essporto üyelerine 3 saat otopark ücretsiz, zaman aşımında anlayış gösteriyorlar.

    2- akşam iş çıkışı saatlerinde biraz yoğunluk var. ama o saatlerde bir alet için en çok beklediğim süre 5 dakika. patlamayın, azcık bekleyin. ya da o sırada vücut gevşeme hareketi yapın.

    3- koşu bantlarındaki monitörlerde akşam haberlerini izleyerek koşmak çok zevkli. ama kulaklık getirmeyi unutmayın.

    4- hocalar kızlara karşı biraz daha ilgili ama hoca ilgisine ihtiyacınız yok ki. ilk gün bütün aletlerin nasıl kullanıldığını öğretiyorlar, sonraki günlerde hata yaparsanız nazikçe doğru hareketi gösteriyorlar, yardım istediğinizde hemen yardım da ediyorlar. daha ne yapsınlar. bence gayet de güler yüzlüler.

    5- duşlarda şampuan ve duş jeli ve yumuşatıcı var. ben ordan kullanıyorum, gayet memnunum. ayrıca avon ile anlaşmışlar, saçlarınızı kurutunca yüzünüze avon krem sürmek gayet rahatlatıcı oluyor. bu arada 15 defa filan gittim sadece bir defa 3-4 dakika duş bekledim, yine beklerim, nedir yani? ayrıca dakka başı koridorları kurulayıp duşları temizliyorlar, ben terlik bile kullanmıyorum.

    6- su 50 kuruşa satılıyor. almak istemezseniz evden getirebilirsiniz.

    7- istediğiniz kadar temiz havlu ve peştemal kullanabilirsiniz.

    8- dolaplar için kilit almanız lazım. 5 tl'ye essporto'da satıyorlar.

    9- havuz çok güzel. çocuk havuzu da öyle. hele jakuzi harika. tertemiz, kalabalık değil, yeterince şezlong var, bonesiz sokmuyorlar. bilmiyorum bir havuzdan ne bekliyorsunuz ama bence gayet iyi.

    10- mail ve sms olarak uyarılar geliyor. geçen haftasonu bir çalışma iptal edilmişti, bir gün öncesinden uyarı geldi.

    sonuçta ukala tipler olmasa çok daha güzel bir yer olabilirdi. en iyisi takın kulaklığı, keyfinize bakın.
  • metrocity'i gezerken bir anlık -aa bir brosurunuz var mı acaba? sazanlıgım üzerine gezdirildigim spor salonu. ki hiç vaktim de yoktu ama satıs danısmanı sadece 2 dak. sürecegi konusunda o kadar dürüst görünüyordu ki. kandım. o koca kompleksin 2 dak'da nasıl gezilecegini varın siz düşünün. arada sadece tükürügünü yutmak için saniyelik bosluklar veren, onun dısında non-stop konusan bir temsilci yaklasık bir yarım saatimizi aldı. anlattıkları da ottan boktan bişeyler. yok efendim havuza kısın kar yagarken giren üyeler bundan cok memnunmus da.. burası hillside'a filan benzemiş de nivea sponsormus da krem dus jeli filan hersey beleşmiş de (ulan 2600 dolar verecek adam bunu napsın??) vs gereksiz muhabbetler.

    ve nihayet beyfendinin odasında, üyelik sartlarını konusmaya geldi sıra..
    * 2.600 dolar dedi kendileri + 500 dolar üyelik aidatı: ) yuh dedik içimizden tabi. sonra daha biz bir şey demeden indirime gecti ;
    -ama bir kampanya var veeee bugün son günü! (sansa bak!!) size söyle bir iyilik yapacagım: sizi bu kampanyadan yararlandıracagım! (baba büyüksün!)
    ...demesi üzerine kampanya fiyatını sorduk. 1900 dolar dedi. neyse dakka bir gol bir 700 dolar indi. ancaaaaak kampanyadan nasıl yararlanacagız? (burası cok komik..) 50 yada 100 ytl verirsem eger (makbuz karsılıgı ama) bunu teminat olarak sayacak ve ertesi gün benim bu 1900 dolarllık kampanyadan faydalanmamı saglayacakmıs.. (bu iyiligi kim kime yapar bu devirde!).

    böyle bir şeye gerek yok, kararımı verince dönerim size dememe ragmen;konu aile üyeligine geliverdi. evli misiniz? dedi. hayır henüz degil dedim. nişanlısınız sanırım dedi. (parmagımdaki yüzük beni eli verdi allah kahretmeye!) evlenme tarihiniz belli mi dedi?
    hayır dedim. eger gün almıs olsaymışız belediyeden alınan evraga istinaden bizi aile paketinden yararlandıracakmıssss................... tarih hiç mi hiç belli degil! dedim. kendisi süper bir imkan daha sundu bize (flas! flas!)
    -size söyle bir iyilik (güzellik demek istiyor) daha yapayım.
    -evet?
    -bana su tarihte evlenicem diye bir dilekce yazın. a4 kagıdına..
    -????????

    ve söyle devam etti..
    -ben yaka paça yapısan, ısrarcı (?) pazarlamacılardan sahsım adına nefret ederim!! (en iyi savunma saldırıdır) onun için sizi cok zorlamak istemiyorum amacok büyük bir fırsat kacırdınız!

    yakamızı zor kurtardık desem yeridir. en son elimi sıkarken hala -cok büyük bir fırsat kacırdınız deyip duruyordu (ki bu bunu 6. söyleyişi filandı)

    bu kadar kalitesiz bir pazarlama hiçbir yerde görmedim (hem de bu fiyata! :)
  • daha tesis açılmadan üyesi olduğum ve üyeliğim bittiği dakika üyelik yenileme gibi bir prosedürü aklımın ucundan geçirmediğim tesis. türkiye'nin üye olması en pahalı tesisi haketmesinin mantık kurallarının geçerli olduğu bir dünyada mümkünatı yoktur. şimdi yazacaklarımı son yıllarda büyük bir trend haline gelmiş fitness yollarına dolar saçmaya hazırlanan insanlara bir rehber olsun diye, özellikle de essporto başlığına yazıyorum.

    efendim spor merkezleriyle haşır neşiriyatım 2004 yılında sports international(şişli) ile başladı. o sıralar böyle mantar gibi alternatifi de türemediğinden olsa gerek, s.i'ın gerek diyetisyen hizmetinden gerek havuzundan duşlarından oldukça memnun idim. cardio aletleri biraz eskiydi fakat benim için büyük bir sorun teşkil etmiyordu. spor merkezlerinde önemli olan kendini rahat hissedebilmektir ve s.i'da en azından bu verilebiliyordu bir derece. neyse gittik gidemedik bu şekilde 1 yıl geçti, üyelik yenileme vakti geldi ve dananın kuyruğu burada koptu.
    üye olma aşamasında her türlü telefonumdan arsızca taciz eden s.i yetkilileri sonunda beni $900'lük bir pakede ikna etmiş (ki pazarlığa $1200'den başladık) ve bu rakamın üyelik yenileme aşamasında en az $100 daha düşeceğini belirtmişlerdi. tabii bendeniz de $800 civarı bir beklentiyle girdim müşteri temsilcisinin odasına fakat ne göreyim? bu şekilde ucuz üyelik satan bütün satış temsilcileri şutlanmış, fiyatlar $1200'de sabitlenmiş. e kardeşim ben yeni üye değilim ki, benimle bu şekilde anlaşma yapmışsınız? bir küstah, bir terbiyesiz tavırlar ki sanırsınız üyeler kapıda kuyruk olmuş "bizi de alınnn bizi deeee" diye ağlamaktalar. "eeeh al tesisini sok gözüne gözüne" diyerek olayla bütün alakamı kestim. bir kuruluşta, ne değişiklik olursa olsun mevcut müşterini sadık kılacaksın ki başarılı olasın. bir daha kapısından geçmedim bu mekanın.

    derken zaman geçti, nisan 2005 sularında yeni bir tesis için araştırma yaparken essporto'nun taslaklarıyla karşılaştık. neyse efendim müşteri temsilcimiz bizi aldı, henüz yapım aşamasında yani toz toprak içinde olan tesisi gezdirdi. velhasılı kelam fiyat pazarlıksız $1650 olarak önümüze "take it or leave it" sosuyla sunuldu. efendim bizim tesisimizin sahibi sports international yönetimi mağdurlarından, bizim hedefimiz s.i gibi olmamak, üye kotamız dolduğunda zaten üye almayı keseceğizdir, tesis açılır açılmaz bu fiyatlara yüzde x zam gelecek falan filan. önce dedik bunlar pazarlıkla daha düşerler falan ama yok. tıs. diğer tarafta s.i üyeliğini $1200'e yenileme teklifine rağmen, sırf yapılan terbiyesizlikten ötürü attık mı $1650'yi masaya? attık.

    essporto'nun s.i ile karşılaştırılınca binlerce artısı vardı nerdeyse. cardio aletlerinin çokluğu ve modernliği akla gelen ilk nokta. s.i'da 5-6 adet dev ekran tv'ye bakarken burada her cardio aletinin kendi dokunmatik ekranında kendi tv'si vardı, yaşasın zap! eh havuz biraz sığ ama fena değil, instructorlar ilgili falan. fakat gel zaman git zaman bir baktık ki üyelerin demografik özellikleri bir tuhaflaştı. soyunma odasına ulaşabilmek için yürünen koridorlar saçma sapan bir mimariyi gösterir oldu. soyunma odaları desek tıklım tıkış, 4 adet duş, önlerinde saçma sapan kadın kuyrukları, "hadisene hanım 20 dakikadır yıkanıyosun aaa ayol" muhabbetleri. sauna ve buhar odasına ulaşmak için soyunma odasının içinde 15 dk yürümeniz gerekiyor. 1 yıllık üyeliğim boyunca bir kere bile duş almamışımdır essporto'da bu ortamdan ötürü. sonra bir ara soyunma odalarında nivea sponsorluğunu hissettik. deodorantlar ve saç köpükleri, şampuanlar geldi. 1 aya kalmadan ise bunların kaldırıldığını gördük. sebep? bir takım amcaların teyzelerin bu edevatları çantalarına atıp götürmeleri tabii ki. duş kısmında ise şampuanlar kaldı, vücut şampuanlarının çok alakasız bir yerde, tuvaletlerin yanında durmasına ise hala anlam veremedim. çıplak şekilde duştan çıkıp vücut şampuanını elimize sıkıp geri dönmemiz bekleniyordu sanırım. tarafımdan anlaşılamayan bir diğer nokta ise tesis bu kadar tıklım tıkışken nasıl olup da o malum kotaya ulaşılamadığı ve o hede eczanesinin önündeki insanları kolundan tutup çekiştiren standın kaldırılmadığıdır. allah kimseyi aç bırakmasın.

    kısa keselim, gittik gidemedik üyelik yenileme vakti geliyor. 2 hafta kaldı essporto'dan ses yok, 1 hafta kaldı ses yok? insan bekliyor ki bir telefon açılsın "poyzin hanim sizin üyelik bitiyor, teklifimiz budur" densin. yok? biz arıyoruz müşteri temsilcisini ki öğrenelim ne kadar ödeyeceğiz. böyle böyle 3 hafta koşuyoruz essporto peşinde. sonunda $1500 fiyat çekiliyor. bu esnada girilen mali krizlerden ve tesisin geleceği hakkında duyulan mevcut endişelerden ötürü üyelik yenilememeyi seçtik.

    buraya kadar okuduysanız sadede gelmeye başlıyorum sevgili okur. ilgili bir entry'si üzerine magnus bey'e mesaj atmamla beraber hillside city club'a gitmem bir oldu (bütün sözlük bayanlarına tavsiye ederim). bugünkü tecrübem üzerine çok rahat söyleyebilirim ki, hcc dururken gidip essporto'ya para vermek yazıktır, günahtır ki bir hcc üyesinin size referans olmasıyla kazandığınız %20'lik indirimle beraber zaten iki tesisin fiyatı neredeyse aynı. "havuz benim için her şeydir, havuzsuz yapamam" demiyorsanız şayet sizin yeriniz hcc'dır.

    soyunma odalarından başlayacak olursak tek kelimeyle kusursuzlar. dolaplar küçük görünmesine rağmen içi geniş, duşlar ise muhteşem. içinde nivea şampuan, saç kremi ve duş jeli bulunan her duş kabininin dışında bir ayna ve tabure olan ve perdeyle kapalı ikinci bir kabin var. burada giyinin soyunun havlunuzu takın vesaire. dışarı çıkınca saç kurutma makinaları varyasyonlu kurutma başlıklarıyla ve yanlarında yine nivea saç şekillendiricileriyle sizi bekliyor. duş almak için götürmeniz gereken tek şey saç fırçası. bunun dışındaki bütün ihtiyaçlar hcc tarafından sunuluyor. yerler ise pırıl pırıl, çıplak ayak dolaşmakta hiçbir beis yok.

    spor bölümünde en önemli özellik low volume kısmı. burası özel bir oda ve spor salonlarının o korkunç cıstak müzikleri duyulmuyor, herkes kendi tv'sini izliyor, dergisini kitabını okuyor, müziğini dinliyor. gerçekten süper bir fikir. normal advanced training ve cardio alanları da son derece başarılı. burdan çıktığınızda hemen kapının dışında housecafe süper sağlıklı ve light menüsüyle sizi karşılıyor.

    bunlardan başka hcc'ın essporto'ya attığı en büyük fark ise hillsider konseptinde. partiler ve aktiviteler bitmiyor ve müşteri sadakatine önem veriliyor. sunulan konforla müşteri kendini her türlü evinde ve süper rahat hissettiği için zaten doğan aidiyet duygusu bu hillsider etiketiyle pekiştiriliyor ve sosyal bir komünite oluşturuluyor. bir tarafta üyeliğinizin bitimine 1 hafta kala "ne olacak benim halim" diye peşinden koşmak zorunda kaldığınız müşteri temsilcileri, bir türlü rahat hissedemediğiniz, doğru düzgün duş bile alınamayan, birbirinden ilginç insanlarla dolu bir tesis varken insan hcc'da kendini cennette sanıyor.

    bunları gördükten sonra şimdi nasıl gidip essporto'ya $1500 verilir? $500 bile vermem.
  • senelik taş gibi olma kalkınma planım dahilinde haftada 4 kere ziyaret ettiğim bu kabe-i sporun eğitmenlerinin çok iyi olduğunu söyleyemeyeceğim. kendi havalarında öyle bir acayip takılıyorlar. o kadar paraya insan daha iyi bir hizmet bekliyor açıkçası. eşşek gibi para veriyoruz afedersin, trainer'lara gerekirse masaj bile yaptırabiliyor olmamız lazım. kapitalizmse kapitalizm arkadaş!
  • kar yağdıktan sonra metrocity'nin çatısında eriyen kar öbekleri, essporto'nun tepesindeki muşambaya düşerken öyle bir ses çıkarıyorlar ki, kendinizi 2. dünya savaşı sonlarında berlin'de gibi hissediyorsunuz.

    doğa ana muşambayı delip bir gün beynime verecek diye bekledim, bu sabah da kısmet olmadı.
  • üye olduğum dönemde erkek eğitmenlerin gelen bayanların etrafında sürekli turladığı sürekli onlarla alakadar olduğu yer. bir bayan gelirdi, hemen bunlar birbirine kaş göz yapardı, gülüşürlerdi, biri gider konuşurdu, sonra diğerine gülerek anlatırdı vsvs... tabi ben bundan hiç rahatsız değildim, setler arasında bunları gözlemleyerek vakit geçiriyordum.
  • sarı havluları götüme benzemiş spor salonu. sponsorluğunu efes'in yaptığı havlular salonun rengiyle alakasız. hocalarında ne ilgi var, ne alaka var, ne de bilgi var. ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim diyen mustafa kemal'e nazire yaparcasına vahşi kapitalizmle elele tutuşmuş olan hocaları ve işletmesi gerçekten çok kötü.
  • sadece pilatesle incelemeyeceğimi farkettiğimden evime en yakın yer olarak seçip kayıt olduğum geçtiğimiz hafta 5 gün gittiğim spor salonu.

    yeni üye olmuş biri olarak ben de ilk kanaatimi yazayım istiyorum.

    1. kadın trainer'lar bi acayip, bi suratsız.
    2. pilates derslerine nolur girecekseniz girmeyin, sakatlanabilirsiniz. isınmadan pilatese başlatıyorlar.
    3. mümkünse ölçümlerinizi (eğer kadınsanız) erkek hocalar alsın, doğru çizelgeyi versinler.
    4. spinning dersleri çok keyifli.
    5. soyunma odalarında cıscıbıl dolanan sarkık insanlar da var, havluyu orasına burasına sarıp giyinip soyunan da.
    6. saunaya girerken yanınıza bir tane küçük havlu alın ki oranız buranız sıcakta kavrulmasın.
    7. sapığın sadece erkeği değil kadınına da rastlayabiliyorsunuz, şaşırmayın.
    8. 18 antrenman sonra çizelge değişimi talep edin.
    9. (yine eğer kadınsanız) poponuzu izleyen insanları görmemezlikten gelin, gelemiyorsanız da sadece yüzünüze bakmaları için bi el işareti yapıverin.
    10. ayna karşısında kaslarını okşayan erkeklere alışmanız gerekmekte olduğundan yokmuş gibi davranın.
    11. kendi poposuna, göbeğine bakmadan size "böcek görmüş" gibi bakan hatunlar olursa benim gibi yüzünüz sinirden kızarmasın, gerekli cevabı verin. ya da aynı bakışı atın.
    12. tayt giyen erkek görürseniz şaşırmayın.
    13. 1-2 hocayla tanışıp arada bir kaç hareket göstermelerini rica edin.

    (bkz: diyeceklerim bu kadar)
hesabın var mı? giriş yap