• herkesin çocukluğunda bir kez olsun oynadığı bir oyun. sübyan sabilerin karşı cinsin varlığından haberdar olmalarını sağlayan oyundur belki de. biri anne olur, biri baba, olaylar gelişir.
  • (bkz: doktorculuk)
  • dişi miniklerle birlikte erkek miniklerin de zamanında oynadığı anaokulu oyunu.
  • kızlar bunu tek baslarına bile oynarlar.boyle oyuncak bi bebek alırlar,yerdeki camurlarla pasta yaparlar.sonra bunu oyuncak bebege yedirmeye kasarlar.sonrada bebegi uyuturlar.kendileride bu arada anne rolundedirler.
  • (bkz: evcilik oyunu)
  • içgüdüseldir,hiç birinin çocuğa gidin evcilik oynayın,sen anne ol sende baba dediğini duydunuz mu
  • evvelinde yapılması elzem olan bir şey vardır; oyun kurmak.
    olay, "sen baba oluyorsun ben de anne" kadar basit değil ki. bi kere etrafında oyun oynayacak erkek çocuğu pek nadiren buluyorsun. onlar genelde top peşinde. üç beş kızsın işte. eldeki malzeme bu. ulan eldeki bu malzemeye kurban olunur. yıllık oyun çıkarır bu üç beş kız evelallah. hem onların yanlarında bebekleri de var, çantaları da var, aşırabildilerse annelerinden gizlice aşırdıkları topuklu ayakkabıları da var.
    oyunlar çeşitli; ya bu kızların hepsi kardeş olacak, ya isteyenler kardeş olacak ve diğerleriyle komşu olacaklar, ya hepsi komşu olacak vs. vs.
    önce hangi çeşidin oynanacağında karar kılınır. sonra sıra ev belirlemede. etrafı bi "burası benim!!" sesleri kaplar. evde oynanıyorsa oyun, aynı oda içerisindeki muhtelif yerler ev olarak bellenir. işte koltuktur, çalışma masasıdır filan. sonra isim seçme ve kendini tanıtma merasimi başlar. "benim ismim, filiz. (bu genelde kız çocuğunun en sevdiği isim olur. ya mahalleden çok sevdiği bi ablanın, ya da o sırada televizyondaki en meşhur dizi neyse oradaki baş karakterin ismi) ben doktorum. (kız çocuğu büyüyünce ne olmak istiyorsa bu mesleği giyer üstüne. ama gene de bu mesleğin, televizyondaki meşhur dizilere göre değişme ihtimali her zaman saklıdır) 18 yaşındayım. (kız çocuğun en çok olmak istediğin yaş - evet, doktor ve 18 yaşında. böyle de süper bi insan - ) bu şehre yeni taşındım. evli değilim ama sevgilim var. ama daha onunla tanışmadık. (hey yavrum hey) ben işe arabamla giderken bana çarpacak öyle tanışıcaz. (ortalama türk dizisi senaryosu) onun ismi de oktay. (biz çocukken çılgın bediş vardı, evet) ......." böyle gider bu. yavrucak bütün hayatını anlatır. kendi hayal gücüne göre dallandırıp budaklandırır. sonra da vira bismillah der oyuna başlarlar. eğer bütün kızlar kardeş olacaksa en büyük sorun, kimin en küçük kardeş ve kimin en büyük kardeş olacağını belirlemektir. zira en çok rağbet gören, bu ikisi. bunları belirledin mi gerisi kolay.

    bak şimdi işin komiği, 11 yaşındaki kardeşim geçenlerde geldi yanıma, arkadaşlarıyla kavga etmişler, hande de bunlara küsmüş. iyi bir abla olduğumdan hemen sordum elbette, "neden kavga ettiniz ki?"
    serra: ya abla işte biz oyun oynuyoduk. handegül ben anne olurum dedi. o öyle büyüklüğe çok meraklı. ayşegül abla, elif ve ben de kardeş olacaktık. hande de kardeş olmak istiyodu. ama ayşegül abla, biriniz matmazel olun dedi. sonra sayıştık. (sayışmanın ne olduğunu hatırlayamayan okurlar için hatırlatıyorum; oo piti piti hesabı) hande çıktı. sonra da ben matmazel olmam diye mızıkçılık yaptı.
    mb: matmazel olmak ne be?
    serra: ya aşk-ı memnu'da var ya..
    mb: ne var?
    serra: abla matmazel var ya.. hani adnan bey'e aşık, nihalle bülentle ilgileniyo.
    mb: (bu sırada jeton düşüyor..) ohaa &%^+'(/

    ulan aşk-ı memnu, evciliklere bile dahil oldun ya.. allah'im sen bizi kimin şerrinden koru bilemedim.
  • bingöl elmas'ın if istanbul 2012 festivali kapsamında gösterilecek belgesel filmi.

    http://www.ifistanbul.com/tr/if-filmler/evcilik

    --- spoiler ---
    çocuk yaşta evlendirilmenin, bu çocukların artan oranlarda evlenmek yerine intiharı seçmelerinin türkiye'de dönemsel olarak tartışılan, sonra unutulan ve kendi haline bırakılan büyük bir yara olduğunu biliyoruz. bir önceki filmi pippa'ya mektubum (!f 2010) ile !f seyircilerinin yakından tanıdğı bingöl elmas, zaman zaman haberlere düştükçe içimizi acıtan bu hikâyelere tanıklık ediyor. başlık parası için, namusa halel gelmesin diye, akrabanın ev işleri aksamasın diye istemediği, tanımadığı hatta yüzünü bile görmediği biriyle evlendirilen çocukların trajedisi ve bu durumu engellemekte yetersiz kalan yasalar masaya yatırlırken elmas, arka plana, olayın psikolojik ve sosyolojik yönüne odaklanmış. o çocukları da, büyümüş hallerini de, aileleri de dinlemiş, aralarında tekrar birbirlerini anlayabilecekleri bir bağ kurmaya çalışmış.
    --- spoiler ---
  • öğrenilmiş çaresizliğin belgeseli. feride'nin annesine selam etmek boynumuzun borcu. her anne/baba çocuğuna ihtiyacı olduğunda, feride'nin annesi gibi sahip çıksa, belki bu döngü kırılır. ergenim, bunalıyorum, diyen çocuklara izlettirilmeli. izlerken 1,5 yaşındaki kızım gözümün önüne geldi sürekli. insan evladına nasıl kıyar? namus mu? namus adına her gece kızının ırzına geçiyorsunuz hep beraber. hay sizin namusunuza!
hesabın var mı? giriş yap