• jay z ve beyonce'nin sadece tidal üzerinden yayınladıkları ortak albüm. (bkz: biz spotify kullanıcılarının gözü yaşlı)

    albümün devam etmekte olan on the run tour ii turnesinin amerikan ayağı başlamadan önce yayınlanacağına dair söylentiler vardı ama beklenenden erken geldi.

    her neyse, neydi benim torrent hesabım? albüm dinlendikten sonra buraya edit gelecek.

    sonradan gelen edit: albümün ilk single'ı apeshit'in müzik videosu yayınlandı.
  • ön edit: albüm itunes'a sunuldu.

    ön edit 2: ve nihayet! albüm apple music'e ve spotify'ya "the carters" profil ismiyle eklendi. üstelik albümde spotify'ya geçirdikten sonra. bu arada lemonade de apple music'e eklendi.

    daha şimdiden tartışma konusu olan beyonce ve jay-z işbirliği.

    albümün kendisine geçmeden önce, piyasaya sunulma (ya da sunulamama mı demeliydim?) şekli ile ilgili birkaç şeye değinmem gerekir. müzik yasal yollardan ulaşılabilir olmalıdır. artık dijital satışların bile önemini kaybettiği 2018 yılında, albümün tek bir streaming platformunda bulunması ne derece etik bir davranış? iki şarkıcının müziğini, insanların kendi streaming şirketlerine üye olmaları için zorlamak nasıl bir anlayıştır? üstelik albüm dijital olarak satılmıyor. albümü dinlemek için iki yolunuz var: tidal üyeliğinizi başlatmak ya da korsan indirmek. şüphesiz ki beyonce 2016'daki lemonade rekorundan sonra bir kez daha yılın yasadışı yollardan en çok indirilen albümüne sahip olacak.

    bunun kime ne faydası var? albüm tüm streaming platformlarına -özellikle spotify'a- sunulsaydı, hem carters çifti birçok başarı elde edip para kazanacaktılar hem de fanlardan ve müzik otoritelerinden bu kadar ağır eleştiriler almayacaktılar. korsan değil, kendileri kazanacaktı.

    bir de özellikle spotify'a laf sokmuşlar. neden? spotify kurulduğunda "biz beyonce ve jay-z'i kabul etmiyoruz," gibi bir açıklama mı yaptılar da meydan okuyorsunuz? kendi kendinize o tidal saçmalığını kurdunuz ve her türlü streaming platformu onu geride bıraktı. bugün spotify 175 milyon kullanıcıya sahipken tidal 5 milyona yeni ulaştı. şimdi siz laf sokunca tidal "projesi"nin, kurucularının ellerinde patladığı gerçeği yok mu oluyor? birçok müzik otoritesi doğrudan ve dolaylı olarak "müziğin kendisinin" bir araç olarak kullanılmasının etik olmadığını dile getirdikleri halde ve rekabetin "müziğin özü" üzerinden değil, exclusive videolardan, deluxe versiyonlardan, bonus içerik vs. üzerinden yürümesi gerektiğini belirtmelerine rağmen hala bunu yapmaları ve müziği "aile şirketine hapsetmeleri" kime karşı bir güç gösterisi? otoritelere mi? onlar bundan zerre etkilenmiyorlar. recording academy bir kez daha boş adaylıklar verip kenara çekilir ve umurunda bile olmaz. şunun en büyük zararı fanlara. carter çiftinin hedef aldığı kesim belki amerikan müzik endüstrisi ama cezalandırılan kesim fanlar.

    her neyse, korsan indiren herkese "keyifle dinlemeler" dileklerimi iletip albüme dönmek gerekirse, hem altyapısıyla hem vokalleriyle etkileyici bir çalışma olmuş. genel olarak urban/hip hop/rap/r&b sound'larını her zamanki gibi iyi harmanlamışlar. her ne kadar ortak çalışma gibi görünse de beyonce ağırlıkta. yeri gelmiş rap yapmış, yeri gelmiş trap yapmış ama vokalinin büyüsünü tüm şarkılara işlemiş.

    albüm su gibi akıyor. favorilerim apeshit, 713, nice, black effect iken ısınamadığım tek şarkı ise summer.

    summer: carter çiftinin dosta düşmana ilişkilerinin nasıl yolunda olduğunu tekrar ilan ettikleri bu parça, hem jay-z'in vokali hem altyapı olarak beni en az etkileyen şarkı oldu. buna rağmen albümün adını yansıtan en iyi iki şarkıdan biri.

    apeshit: altyapısının sağlamlığı bir yana, beyonce'nin vokallerde döktürdüğü bu şarkı, carter çiftinden son iki yıl boyunca neden ayrılmadıklarını sorgulayan hater'lara ve yukarıda bahsi geçen otoritelere "küçük" bir mesaj taşıyor. beni özellikle jay-z'in tekrar grammy konusunu açması eğlendirdi. kendisi son grammy ödüllerinde sekizde sıfır çekerek bir tür rekor kırmıştı. jay-z'in burada söylemek istediği "reytinginiz artsın diye bizi çağırıp adımızı kullanıyorsunuz," mesajı. beyonce de bir önceki yıl lemonade ile vurgun yemişti. yalnız nfl iddiası biraz boş laf olmamış mı jay-z? kendisi bu yılki superbowl için teklif almış ve reddetmişti. sonrasında nfl justin timberlake ile anlaşmıştı. evet, jay-z'in nfl'e ihtiyacı yok ama nfl'in jay-z'e ihtiyacı yok. piyasada şarkıcı mı kalmadı? yine de jay-z'in siyahiler için kabul etmesi gerekirdi. eğer kabul etseydi kendisi headliner olan ilk siyahi solo rapçi olacaktı. şarkının klibi ise çok iyi olmuş. childish gambino'nun this is america klibinden sonra 2018'in en çok ses getiren müzik videosu olabilir.

    boss: sanırım öyle ya da böyle carter çiftinden en çok beklenen şarkı ismi bu olabilir. tıpkı şarkının isminden beklendiği gibi ikisinin de aşağıdakilere yukarıdan bakarak söyledikleri bu şarkıda beyonce ayrı geçirmiş, jay-z ayrı geçirmiş. jay-z, drake' zamanında tidal'ı reddettiği için ufak ufak giydirmiş, lakin beyonce'nin derdi başka. kim kardashian'a dümdüz girdiği söyleniyor haha. beyonce'nin kardashian denen kişiyi sevmediği sır değil. hatta zamanında düğününe gitmeye bile tenezzül etmemişti, ancak bu sefer "tell that bitch, "i don't like you"/i don't fuck with you!" ile bunu başka bir boyuta taşımış. kardashian top off'tan bu yana beyonce'den laf yiyor. bakalım her zamanki -sözüm ona- zekasını mı kullanacak, yoksa bu lafları yiyecek mi? ayrıca sevgili jay-z, senin yedi sülalene yetecek kadar zengin olduğunu bilmeyen mi var? bunu "my great-great-grandchildren already rich" diyerek ilan etmene gerek yok.

    nice: yukarıdaki şarkılar yetmemiş ve diss atmaya buradan devam etmişler. bu sefer pharrell'ı da yanlarına almışlar, hep birlikte tepip tepiştirmişler. "canım ne halt isterse onu yaparım" temalı şarkıda yine ikisi de farklı yerlere gönderme yapmış. beyonce, "if i gave two fucks - two fucks about streaming numbers/would have put lemonade up on spotify" sözleri ile açıkça satış oranlarını umursamadığını söylerken, spotify'ya da sevgilerini iletmeyi ihmal etmemiş. eh, satış rakamlarını umursamaması, lemonade'i korsan olarak indirip albümü 2016'nın korsan rekoru kırmasını sağlayanların birçoğunun içini rahatlatmıştır muhtemelen. şarkının içeriği bir yana, apeshit'ten sonra single olma potansiyeli taşıyan albümün en ilgi çekici şarkılarından biri. beyonce'nin "fuck you" deyişi ise çok büyük bir sosyal medya fenomenine dönüşebilirdi, tabii albümü dinleyebilselerdi. iyi bir kliple çok iyi iş yapabilir bu şarkı.

    713: ilişkilerinin küçük bir tarihçesini anlattıkları bu şarkıda, zenginliklerini anlatmaktan geri kalmazken, bir de şarkıyı siyahilere yönelik halka sesleniş ile bitirmişler. geçmişe yolculuk yaptıkları bu şarkı, "ain't no way to stop this love/ain't no space if everything is love" sözleri ile albüme de adını vermiş. şarkının altyapısı gerçekten iyi olmuş. şu ana kadar jay-z'in en sağlam performansı ve bey çatır çatır rap yapıyor. bu arada 713, twitter yorumlarından anladığım kadarıyla beyonce'nin memleketi houston'ın posta kodu.

    friends: summer'dan sonra bana göre albümün en etkisiz ikinci şarkısı olan friends hem genel havayı düşürüyor hem de içerik olarak en az ilgi çekici konuyla geliyor. altyapı ise öncekilere kıyasla biraz zayıf kalmış. merak ediyorum, beyonce "your friends are foes, my friends are goals" derken kanye west'e mi selam çakıyor? bu kadın west çiftini gerçekten sevmiyor ahaha.

    heard about us: "herkes bizimle uğraşıyor" temalı bir başka şarkı. sonunda sanki devam edecekmiş de birden kesilmiş gibi hisseden tek ben miyim?

    black effect: siyahi insanların sorunlarını doğrudan konu alan şarkı, sevginin önemiyle ilgili bir konuşmayla başlıyor. abd'de 19. yy sonlarında siyahiler bağımsızlıkları için mücadele verirken bu tür birleştirici mesajlar önemliydi, ona güzel bir gönderme olmuş. afro-amerikan konulara değinirken, jay-z tidal meselesini tekrar gündeme getirmeyi de ihmal etmemiş. albümün bana göre en iyilerinden olan şarkı, özellikle arka plandaki şarkıyla öne çıkıyor.

    happylove: buraya süleyman demirel'in her başbakan seçilişinden sonra "nerede kalmıştık," konuşması gelecek. evet, nerede kalmıştık? carter çiftine laf atan hater'larda. bir kez daha tüm inişlerine çıkışlarına, acılarına ve sorunlara rağmen aşklarının nasıl üstün geldiğine değinip, çoluk çocuk, zenginlik ve mutlulukla albümü bitiriyorlar.

    albüm genel anlamda iyi, lakin yukarıda da görüldüğü gibi adı "everything is love" olsa da, bir tür diss albümü. gerçekten aşka odaklanmış üç şarkı var, gerisi ise tamamen bir yerlere ve birilerine laf sokmak üzerine kurulmuş. albümün motivasyon kaynağı "birilerine cevap vermek" ve "bir şeyleri ispatlamak" olmuş. ha, bu albümü kötü mü yapıyor? tabii ki hayır ama albümün adını düşününce durum trajikomik bir hal alıyor. sanki 40 dakikalık diss şarkısı yapacaklarmış da, son anda dokuza bölmeye karar vermişler gibi.

    her ne kadar lemonade'in saf dürüstlüğünü ve içtenliğini barındırmasa da iyi bir albüm olmuş.

    alakasız not: bence taylor swift ile albüm isimlerini değiştirmeliler. "reputation" bu albümü daha iyi anlatırdı. swift'in albümünün tamamını dinleyenler bilir, "everything is love" da o albümü tanımlayan bir isim olurdu hahah.
  • 2013 yılında hiçbir pr, reklam ya da bildiri olmaksızın yayınlanan beyonce albümünden sonra beyonce benim için madonna'dan sonra yaşayan efsane olan tek isim haline gelmişti. sektöre yenilik katan, olmayan ya da akıllara gelmeyen bir şeyleri 'güç sahibi' insanların garanticilik yerine cesaret örneği göstererek yapmaları her daim etkilemiştir beni. beyonce albümünden sonra gelen lemonade bunun bir diğer örneği. single, buzz single ve ep çalışmaların ayyuka çıktığı bir dönemde, ''hey, n'luyor ? sektör 1-2 şarkı yapılıp, geçiştirilebilecek işlerle dönmez. oyun buysa kuralları ben koyarım'' edasıyla beyonce'nin tüm şarkılara klip çekip, albümle beraber yayınlaması tam bir gövde gösterisiydi. şimdi ise everything is love ile bu suça partner olarak jayz'yi de dahil etmiş, iş tadından yenmez bir hal almış.

    en başından bu yana ilişkilerini bu denli güç gösterisi olarak yaşamalarından nefret ettim. hatta bu aşk öyle bir şey ki, yıllardır tüm orkestrasını ve ekibini kadınlardan oluşturacak kadar hardcore feminist olan beyonce bile, aldatıldığını itiraf ettiği ve beddualar ettiği lemonade albümünü yayınladıktan sonra 'kocamdır, ne yapsa yeridir. çocuklarımın babası ben onu öyle de severim, şimdi bayan carteeer diye bağırın kaltaklar' haykırışlarında bulunarak yıllardır inşaa ettiği duruşunu tek bir hamleyle yıktı. pek çok insanın antipatisini kazanması kaçınılmazdı elbette.

    ancak şu an bu albümle ilgili en büyük problem, albümün yalnızca şerefsiz evladı jayz'nin şirketi olan tidal'de yayınlanmış olması. düşünsenize, siz hollywood'un en güçlü çiftisiniz, pek çok spekülasyonla anılmışsınız, adınızın geçtiği her yerde dolar ibareleri dönüyor, onca mevzuya rağmen ortak bir albüm yapıp herkese ayarı veriyorsunuz, stream sonuçlarının başta billboard olmak üzere pek çok chart'ı belirlediği ve resmi satış olarak sayıldığı günümüzde sen gidiyorsun, şirketinin güç kazanması için kariyerinin en büyük işlerinden birini sadece tidal'de yayınlayarak spotify ve apple music'i veto ediyorsun. ulan bu nasıl bir mantık ? ben dahil pek çok insan albümü illegal yollarla indirmek zorunda kalıyoruz. sen tidal'a hakimiyet kazandırmak isterken, bir yandan da kendi topuğuna sıkıyorsun diğer platformları yok sayarak. allah seni de, para hırsını da, patronluk hedefini de islah etsin jay. kendi yediğin boka beyonce'yi de dahil etmenden nefret ediyorum.

    neyse, albümü dinleyip editleyeceğim buraları. çok konuştum, gerildim yine. apeshit korkunç güzel bir iş. biraz daha klibi izleyip ben neden sıradan bir insan olarak hayatımı sürdürüyorum diye bileklerimi dikine keseyim.
  • billboard 200'a 1 numaradan giriş yapamayan ilk beyonce* albümü sanırım. 2 numaradan teşrif etmiştir.
  • beyonce ve jay-z’nin ortak albumu! yaklasik 30 dakika once duyuruldu!!!
  • cok begendigim album. beyonce e rap cok yakısmamıs mı ama :)
  • başta özellikle album of the year olmak üzere büyük kategorilerin hiçbirinde adaylık dahi alamayarak şaşırtan albüm. (bkz: 61. grammy ödülleri) (bkz: the carters) (bkz: beyonce) (bkz: jay-z)
  • çifte kumrular brooklyn’s finest jay-z ve beyonce’un ortak albümü.ansızın sadece tidal exclusive olarak çıkan bu albüm 9 şarkıdan oluşuyor.şahsen ben beğenmedim,trap beatlerin üzerine beyonce’un rap yaptığı ve jay z’nin yancı gibi takıldığı bi albüm olmuş. ‘ nas ‘ ın albümünün üstünden daha 24 saat geçmeden böyle bi hamle yapmaları da götlük mü desem ne desem, ether’ın acısı daha geçmemiş heralde ahdhah.
  • kilometrelerce uzunlukta bir entry olacak, baştan uyarayım.
    bol bol gıybet, teori ve shade olacak; adeta solange mode on durumundayım zira.

    sektörel, genel:
    geçen sene billboard hot 100 hakkında şunu yazmıştım:
    "...ben çok sıkıldım artık. koskoca 2017'nin shape of you, despacito ve look what you made me do garabetleriyle hatırlanacak olması artık beni üzüyor. make billboard hot 100 great again demek istiyorum."
    (bkz: #70409466)

    billboard hot 100'ın geldiği durum ortada: gucci gang gibi şarkı demeye bile bin şahit isteyen çöp işlerin 3 numaraya kadar çıkabilmesi, son senelerde streaming ve youtube izlenme sayıları sebebiyle listelerin adeta liseli ergenlerce belirlenmesi filan korkunç bir hal aldı. "pop" şarkılarının artık neredeyse varlık gösterememesini başka bir zaman konuşuruz ancak sektörün geldiği durum ortada: 2018 yılında hot 100 birincisi olan şarkılardan sadece 2 tanesini sevebildim.
    kulak, zevk meselesidir elbette, bunlarla ilgili bir problemim yok, dileyen dilediğini dinlesin; benim için sorun bu listelerin artık genel, toplumsal bir zevki yansıtmaktan uzak olması.
    soru: ne olacak bu billboard hot 100'ın hali?
    cevap: gucci gang gucci gang gucci gang gucci gang...

    sektörel, tidal:
    jay-z'nin, artık kesinlikle söyleyebiliriz ki, ölü bir yatırıma dönüşen tidal'ını ayağa kaldırmak için şarkıcıları kullanması katlanılabilir gibi değil.
    2016 tidal için önemli bir yıldı: zira, ocak'ta rihanna'nın anti'si, şubat'ta kanye west'in the life of pablo'su, nisan'da da beyonce'nin lemonade'i tidal exclusive olarak yayınlandı.
    rihanna'nın zaten streaming vs derdi yoktu, zira, samsung rihanna'nın albümünden tam 1 milyon adet almıştı. bu sayede hem billboard 200 birinciliği garantilenmiş hem de platinum plak alınmıştı.
    kanye'ninki ise tam bir felaket oldu: zira, albümünü şubat 2016'da sadece tidal üzerinden sunan west, nisan'a kadar saçma sapan bir dönem geçirmiş, bu sürede 53 milyon dolar borcu olduğunu söyleyerek mark zuckerberg'den yardım istemişti. albüm ancak nisan'da diğer servislerde yayınlanınca billboard 200 birincisi olabilmişti.
    beyonce ise, lemonade'i tidal'da sadece 1 gün exclusive sunduktan sonra sadece satışa sundu, albüm hala streaming servislerinde yer almıyor, daha kötüsü şu ki albümün explicit versiyonunu itunes'tan almak mümkün değil: böyle bir şey olabilir mi? ama oluyor.
    jay-z'nin 2017 tarihli 4:44 albümü, tıpkı rihanna'nın anti'si gibi, sprint tarafından 1 milyon adet satın alınarak piyasaya çıktı.
    ki, bu satın alımlar da standart piyasa fiyatı üzerinden yapılmıyor bebeklerim, yani jay-z bu satıştan atıyorum 10 milyon dolar kazanmıyor. bbc'deki habere göre bir albümün satış fiyatının 2 dolar olması, onun "satılmış" sayılması için yeterli. bu sebeple sprint'in de 2 milyon dolar gibi bir ücret ödediği haberde yer alıyor. (30 saniyelik bir super bowl reklam ücretinin neredeyse yarısı...)

    kaldı ki, (bkz: tidal/@ug tek) entrym'de de belirttiğim gibi, tidal'ın dinlenme sayılarını şişirdiğine yönelik çok ciddi iddialar var.
    yani hayranları illa ama illa tidal üyesi yapmaya zorlamanın yanı sıra doğrudan sektörü manipüle eden girişimleri de var jay-z'nin.

    kişisel, beyonce & jay-z:
    artık bunların dramalarından çok sıkıldım, önce bunu söyleyeyim.
    ki bunu, öküz almak yerine berlin konserlerine bilet almayı tercih ettiğim halde söylüyorum.

    detaylandırmadan önce şunu belirteyim, anahtar kelimemiz "zorbalık" olacak, yeşile boyadım, çünkü artık hem jay-z'nin hem beyonce'nin hem de ikisinin artık profesyonel değil, birer zorba olduklarını düşünüyorum.

    beyonce'nin beyonce albümünü "reklamsız" duyurmasının aslında reklamın kendisi olduğunu ve son yıllardaki en başarılı albüm tanıtımlarından biri olduğunu şurada yazmıştım: (bkz: #75961307)
    ikili, everything is love'da da aynı yöntemi izlediler ve bu "reklamsız" duyurmanın reklamın kendisi olması yine işe yaradı. tüm dünyada devasa bir hype yaratıldı, üstüne albüm 2 gün boyunca tidal exclusive kaldı.
    şu an her yerden dinlenebiliyor.

    albüme gelmeden önce tüm şu dramaya bir kez daha bakmak istiyorum:
    son 4 senedir "boşanıyorlar mı?" dedikodusunu çok iyi bir şekilde yönettiler, ve tüm bu dramayı dünya halkları olarak reality show izler gibi takip ederken karşımıza şu işler çıktı:
    lemonade (beyonce albümü)
    4:44 (jay-z albümü)
    everthing is love (the carters albümü)

    on the run tour: 109,6 milyon dolar
    formation tour: 256 milyon dolar
    4:44 tour: 48,5 milyon dolar
    on the run tour ii: tur devam ediyor ancak 200 milyon dolar gelir bekleniyor.
    sırf tur gelirlerinin yaklaşık 614 milyon dolara ulaştığını söyleyebiliriz. daha da çok kazansınlar elbette, ancak gördüğümüz gibi 4 senedir süren bu dramanın deavasa bir nakit getirisi de oldu.

    bu noktada belirtmek gerek ki, aslında jay-z'nin 4:44 turunun "sold out" olmadığını görüyoruz, bazı konserlerin verileri yok, bazılarında (açılış konseri de dahil) pek çok biletin satılmadığını görüyoruz.
    nfl, yani super bowl teklifini geri çevirdiği ise dedikodu olabilir, zira adele de super bowl'u reddettiğini söylemiş ama hem pepsi hem de nfl ortak açıklamayla böyle bir teklifin yapılmadığını söylemişti.
    adele gibi birinin böyle bir yalan söylemeye tenezzül etmişken, jay-z'nin de bu tür bir yalan söylemediği ne malum? (resmi açıklama bulursanız bana da gönderin lütfen, her şeyi takip edemiyorum.)

    grammy mevzusu ise son derece karışık: zira, daha dün billboard'da şu haber yayınlandı: açın, ve okuyun rica edeceğim: (https://www.billboard.com/…-album-grammys-contender)
    haberde, beyonce'nin ve jay-z'nin grammy tarafından zaten yeterince görmezden gelindiği, everything is love'un "şimdiden" bir en iyi albüm adayı olduğu, grammy'nin ikisini onurlandırmak için bundan daha iyi bir fırsat bulamayacağı, bakın burası çok ilginç, eğer ikisine ödül verilmezse beyonce ve jay-z'nin artık aday olsalar bile grammy'lere katılmayabilecekleri belirtiliyor!
    bullshit!!! bullshit!!! bullshit!!!

    yaa, jay-z efendi, şarkıda öyle "tell the grammy's fuck that 0 for 8 shit" dersin ama ertesi hafta billboard'da adeta bir basın bülteni gibi haber yazdırırsın, di mi?
    haberdeki üslubun küstahlığı, tehditkarlığı filan benim midemi bulandırdı, böyle çirkinlik görmemiştim. oha!!!

    çünkü apeshit klibinde de görüyoruz ki beyonce ve jay-z, paranın sahip olabileceği her şeye sahipler ancak parayla satın alınamayacak şeyler için dayanılmaz arzular içerisindeler. klibin louvre gibi, dünyanın en nadide ve en özel eserlerinin sergilendiği müzede çekilmesini, grammy konusundaki tavırlarını bir de bu açıdan düşünün!
    evet, canım, you don't give a fuck, evet.
    parayla alınabilecek bir şey olsa tüm malvarlığını bir grammy almaya yatırmaya dünden razısın.
    çünkü ne kadar çok olsa da sadece paranın kendisi yetmiyor, onaylanmak, saygı duyulmak da gerekiyor. bu sebeple onaylanma ihtiyacı altında ezildiğinizi gizlemek için "tell the grammy's fuck that 0 for 8 shit" sözleri yazar, louvre'u kapatarak klip çekersiniz.

    umarım bu albümle birlikte tüm bu aile draması, magazin soslu dönem biter ve normal şekilde albümlerinizi yayınlamaya devam edersiniz.

    albüm, everything is love:
    sonunda gelebildim: albümde sevdiğim 4 şarkı var: en sevdiğimden başlayarak yazayım:
    heard about us: bence albümün en iyisi, beyonce'nin sesinin şarkının altyapısı üzerinde dolaşmasına bayıldım. formation'dan bu yana en çok sevdiğim beyonce şarkısı oldu diyebilirim. jay-z bölümü atılsa çok daha muhteşem bir şarkı olacakmış!

    713: jay-z'nin rap bölümleri sırıtmıyor misal bu şarkıda, neden, çünkü iyi yazılmış.
    şarkının nakaratı çok başarılı, 45. saniyeden sonra giren bas güzel, cher effect (auto-tune) sırıtmıyor.

    apeshit: quavo'dan nefret etsem de (bkz: #76010245) şarkıdaki katkısını görmezden gelemem, şarkı da oldukça başarılı. özellikle beyonce'nin rap yaptığı bölümde zirve yapıyor.

    black effect: açılışındaki uzun bullshit mesaj kaygısı dışında şarkı genel olarak albümdeki sevdiğim şarkılardan.

    summer, lovehappy, boss ve friends son derece vasat şarkılar.
    nice ise kesinlikle albümün en kötüsü.

    para içinde yüzüyoruz, (sonradan edinilmiş) "pahalı alışkanlıklarımız var" (parantezi ben ekledim), benim arkadaşlarım gerçek, ben onun annesinin cenazesindeydim, benim yeğenim öldü ty geldi gibi saçmalıklar, aşkımız çok büyük mesajları filan artık gülünesi noktada, özellikle de bu denli "büyük" bir çift için.

    artık şu turneden sonra susun ve bir süre ortalarda görünmeyin lütfen. giderek sıkıcı oluyorsunuz zira.
  • müzik endüstrisinin en güçlü çifti olan beyoncé ve jay-z çiftinin ortak albümü. albüm billboard 200 listesine 2 numaradan girdi ve apeshit de 13. sıradan hot 100 listesine giriş yaptı. ikisini nasıl sevdiğimi cümle alem biliyor ama kabul etmem lazım ki 2 numaradan listelere girmesi bende feci hezimet yaşattı. turneye çıktıkları için yeni albümün geleceğine emindim ama keşke mayıs gibi piyasa bomboşken albümü sunsalardı. ikisi de kendi türlerinde ayrı efsaneler olan christina aguilera ile nas'ın albümleri de gölgelenmezdi böylelikle, neyse. bu albümü 2 gün sadece tidal'da tutmak, bir inat uğruna spotify'a göndermemek asrın hatasıydı. beyoncé de jay-z de albüm çıkarınca, performans sergileyince 2 günü tamamen kilitleyen, müzik basınında başka bir konu konuşturtmayan figürler. allahtan turne çok iyi gidiyor avrupa'da bütün konserler sold out oluyor da fazla çemkirmiyorum.

    albüm son dönemin modası olan az ama öz şarkı geleneğini sürdürüyor. kanye'nin yaptığı 7 şarkılık şaheserler de bu albümün 9 şarkılık olması da müzikte yeni bir trendi belirledi. ikisi de kendi alanlarında çok fazla yükseldiler; eskisi gibi deja vu, upgrade u, drunk in love banger beklemiyordum zaten ama albüme ben bile şaşırdım. bence bu albüm beyoncé'den çok jay-z albümü gibi. evet bazı konularda lemonade'e benzetiyorum ama sözler, işlenen temalar vs tam jay-z albümü gibi. hele sözlerin tamamını jay-z yazdı deseler asla şaşırmam çünkü tam onun kalemi olan şov yapmalar bu albümde fazlasıyla mevcut akjdhsjdhjsl.

    summer: introsuyla jay ile bey'in dünyasına hoşgeldiniz diyip sürekli haberlerini okuduğumuz ama haklarında çok fazla şey bilemediğimiz power couple'ın özel hayatlarını anlattığı albüme giriş yapıyor. çok sevdim bu şarkıyı tam bir yaz gecesi hamakta sevgiliyle chilling out şarkısı. son verse'de beyoncé'nin vokali şaha kalkmış resmen.

    apeshit: tam da 2018 yazına yakışacak bir banger. tam migos, cardi b, post malone gibi gereksizlerin tarzında olabilir ama jayoncé dokunuşuyla başka birilerinin elinde harcanıp kalitesiz bir hit olabilecek şarkı olabilecek en güzel hale gelmiş. bu şarkıda ise jay-z son 10 yılın şovunu yapmakta.
    ''i said no to the super bowl: you need me, i don't need you
    every night we in the end zone, tell the nfl we in stadiums too'' olsun,

    ''tell the grammy's fuck that 0 for 8 shit'' olsun teker teker racon kesmiş. bu şarkının klibinin lourve'da çekilmesi ise apayrı bir olay oldu. jay-z daha önce picasso baby şarkısının klibinde piyasadaki bütün ünlüleri toplayıp new york'taki pace gallery'de klip çekmişti ama met gala'yı lourve'da klip çekmek için ekmeleri ikisini bambaşka bir seviyeye ulaştırdı. jay-z beyoncé'yi turne öncesi tatile çıkaracağını ve beyoncé'nin bu yüzden met gala'ya katılamayacağını duyurduğu için jay-z'ye 1 ay boyunca aklıma geldikçe ağız dolusu sövmüştüm ama bu klibi gördükten sonra laflarımı yedim. özür dilerim baba. reise gösterilir anca böyle itibar. evet.

    boss: ty dolla sign'ın kaydettiği bir demonun üzerine bu şarkı yapılmış. bunun altyapısına hastayım. sözler açısından albümün temasıyla oldukça uyumlu gidiyor.

    nice: bu sene pharrell'in katlettiği kaçıncı güzel şarkıdır bu henüz sayamadım. bıktırdın adam, sal bizi lütfen ya. nakaratı rezil olmuş bu soytarı yüzünden. yarısında sıkılıp kapattığım bir şarkı oldu.

    713: beyoncé'nin memleketi houston'ın alan kodu ve albümün en iyi şarkısı bence. nakaratını jay-z'nin yazdığı still d.r.e.'den esintiler olsun, ''ain't no way to stop this love, ain't no space if everything is love'' dizelerini aynı justin timberlake'in summertime'ını söyler gibi söylemesi olsun albümdeki açık ara favorim bu şarkı. ilk dinlediğimde çarpılmıştım.

    friends: biraz sıkıcı geldi bana. jay-z ve kanye west arasındaki küslüğün haddinden fazla uzun sürdüğünü düşündüğüm için de böyle düşünüyor olabilirim. kanye de the life of pablo albümünde real friends şarkısında jay-z ile arasındaki küslüğe değiniyordu. jay-z ve beyoncé, kim k ile kanye'nin düğününe katılmamışlardı ve evlilikleri sallantıdaydı. becky olarak da adlandırılan rachael roy kim'in arkadaşıydı ve düğüne katılanlardan biriydi. hatta beyoncé, kim ve kanye'nin büyük gününde şöyle bir selfie atmıştı hala efsanedir adhfdjsjdhjskl. jay de ''i ain't goin' to nobody nothin' when me and my wife beefin, i don't care if the house on fire, i'm dyin', nigga, i ain't leavin'' sözleriyle durumu sonunda açıklığa kavuşturdu. bu kadar sansasyonel bir hikayeden bu kadar sıkıcı bir şarkı çıkmasaydı keşke.

    heard about us: ''allah kahretsin dünyanın en ünlü çiftiyiz ve hakkımızdaki dedikodulara açıklık getiriyoruz'' temalı bir şarkı. albümde sevdiklerim arasında.

    black effect: lemonade'deki şarkılar gibi ama nakaratta tam bir jay-z şarkısına evriliyor. ''the sec, the fbi or the irs, i pass the alphabet boys like an eye test'' dizeleriyle dosta güven, düşmana korku vermiş reis ajdhjsjdhjsk. sec ile olan mevzusu hala sürüyor ve ifade vermeye hala gitmemiş sanırım. rocawear giyim şirketiyle alakalı bir dava aslında, jay-z o şirketi satalı çok oluyor. jay aşırı ünlü olduğu için ekonomi haberlerinde haddinden fazla yer buldu.

    lovehappy: ''çok badireler atlatmış olabiliriz ama ayrılmıyoruz hahahaha size de bok yemek düşer'' şarkısı. çok fazla dinlemiyorum bunu ama fena değil asjdhjskdjfdksl. lemonade ile başlayıp 4* ile zirve yapan evliliğin çatırdaması muhabbetini bu albümle böylelikle kapattılar. on the run tour ii'da this is real love şovu yapıyorlar zaten.

    fakat ben bu albümün 2 numaradan listeye girmesini hala hazmedemedim. bir de seçim gecesi sonuçlar açıklanınca zaten bozuk olan psikolojim iyice çöktü sdhjsdfhdjs. ağır jay-z fanı bir arkadaşım var onunla bu albümü tamamen yok sayıp eski şarkıları dinliyoruzasjfhhdjsdhfdjsk ikimiz de hiç iyi değiliz. the carters adıyla sunulduğu için beyoncé'nin de jay-z'nin de 1 numara serisini bozmayacak ama olsun, bu kadar düşük bir ilk hafta satışı ikisinin de kariyerinde bir gölge oldu. zaten ikisi de sevildikleri kadar aynı zamanda her an eleştirilen insanlar. şu sarsılan evlilik muhabbeti de bittiyse mutlu günlerine geri dönsünler. jay-z'den tez vakitte american gangster ile magna carta holy grail karışımı bir albüm beklerken beyoncé'den de 2014'te çıkan beyoncé gibi endüstrinin dengelerini alt üst edecek, canlı performans konusunda çığır açacak yeni bir albüm bekliyorum.

    günümüz müziğini 90'ların klasik hip-hop sounduyla harmanlasa da bu güzel fikir daha güzel işlenebilirdi ama olsun içlerinde gayet beğendiğim şarkılar da oldu tabii ki. eğer olur da bir daha albüm çıkaracak olurlarsa lütfen adını ''bir sen bir ben bir de patek'' koysunlar. patek philippe reklam vermiş olabilir.......
hesabın var mı? giriş yap