• phantogram'dan karanlık, depresif bir şaheser. sözleri şu şekilde:

    love, it was enough to recognize
    to see, i was the reason you feel sick inside

    fall in need
    a wreck, you'd be
    'cause you were fallin', i'm sorry, i'm leaving
    'cause you were fallin', i'm sorry, ahh

    love, it cut a hole into your eyes
    you couldn't see, you were the car i crashed
    now you're burning alive

    fall in need
    a wreck, you'd be
    'cause you were fallin', i'm sorry, i'm, leaving
    'cause you were fallin', i'm sorry, ahh

    babe, the night has swallowed my soul
    could it be that i, fell apart? it shows
    the lines, on my face ate away my smile
    could it be that i, fell apart?

    fall in need
    a wreck, you'd be
    'cause you were fallin', i'm sorry, i'm leaving

    fall in need
    a wreck, you'd be
    'cause you were fallin', i'm sorry, i'm leaving
  • turkcedeki asik olmak sozunun karsiligi ve ayni zamanda cok daha anlamlisi bence.. yabancilar aski bizden daha iyi analiz edip tanimlamis.. cunku ask bir anda gelir anlamazsin olmak eylemi gibi istemli degildir yolda gormedigin bi tasa takilip dusmek gibi istem disidir..
  • az önce radyoda denk geldiğim ve acayip sevdiğim şarkı. phantogram diye bi gruba aitmiş. tarzlarına pek aşina değilim ama olmuş.
  • amerikalı ikili phantogram'un şubat ayında çıkacak olan albümlerinden çıkan ilk single.
    sürekli dinleme isteği yaratıyor pek şahane olmuş..

    http://www.youtube.com/watch?v=q6h30cwfbqs
  • aşık olmak, aşka düşmek diye çevirebiliriz. neden "düşmek"? twilight sun'da çok hoş bir gerekçe gösterilmiş bu "düşmek" mevzusuna. tepenin öyle bir noktadasındır ki, ordan düşmek ne kolaydır, "o"na aşık olmak işte böyle kolay, zahmetsiz, kendini bıraktığın anda bakmışsın ki aşıksın; düşmemek için direnmek, geri tırmanmak esas zor olan, çaba gerektiren ve genelde başarılamayan...
  • tim booth bu sene sanctuary etiketiyle solo albümü bone'u piyasaya sürdü. bone'un 7. sarkısı fall in love aslında tanıdık bir booth eseri. daha önce sarkiyi angelo badalementi ile projesi booth and the bad angel'da fall in love with me olarak görüp aşık olmuştuk zaten. biraz değişmiş aradan geçen yıllarda, adı da kısalmış ve bu albümün en güzel yerlerinden birini kapmış.

    ease your lips into a velvet kiss
    while i enfold you
    move your hands across this promised land
    the seekers guided by the pole star
    say the words why don't you say the words
    i have been waiting long to hear
    please fall in love with me

    drift with me upon an endless sea
    we are divine in the realm of these senses
    every move has been subterfuge
    while we pretend that we really dont care

    lose your fear we may be strangers here
    but i can feel we might be one
    please fall in love with me

    i hear the sound of moons falling
    surrender to this charm
    i breeze across your soul darling
    deep eternity

    lost your mind well don't you think its time
    to swim away from the saftey of these beaches

    trust the tides they know which way to flow
    and don't you long to flow so far

    moved in waves we've never felt before
    till we are floating way out deep
    please fall in love with me
    please fall in love with me
    please, with me
  • hoş, samimi hatta melodik bir kalıp. herhangi bir dizide, filmde filan denk gelince bi uysallaşıyorum.
  • türkçesi aşık olmak olan ingilizce söz öbeği. ancak türkçesinde bir sorun var. şöyle ki; aşk insanın tercih edip yaşamaya başladığı bir duygu değildir. insan birine ya bir bakışma ya bir konuşma esnasında aşık olur ama bunu çoğunlukla belli bir süre geçtikten sonra o kişi hakkında düşünmekten kendini alamadığında fark eder. yani türkçesinde söylendiği gibi "aşık oldum" demek aşık olmayı tam doğru ifade etmiyor. fall in love'ın direk anlamı aşka düşmek'tir ve doğru anlamı veren ifade de budur. çünkü aşık olmazsın, aşka düşersin. farkında olmadan, tercih etmeden, hatta haberin bile olmadan aşık olduğunu fark edersin, iş işten geçtikten sonra..

    edit: imla
  • aşka düşmek..

    aşk ile ilgili kullanılan sözcükler, mecaz anlamlarla ilgili bir tedx videosu izledim ve pek hoşuma gitti. konuşma bu kalıpla başlıyor.

    "aşıkken, düşeriz. vuruluruz. çarpılırız. bayılırız. tutkuyla yanıp tutuşuruz. aşk bizi çılgınlaştırır ve hasta eder. kalplerimiz ağrır, sonra da kırılırlar. yani kullandığımız mecazlar, birini sevmeyi aşırı şiddet veya hastalıkla bir tutuyor.

    aynı zamanda, bizi beklenmeyen ve tamamen önlenemez durumların mağduru konumuna koyuyor. bunlardan en sevdiğim "tutulmuş", yani "tutulmak" fiilinin geçmiş zamanı. bu kelimeye sözlükten bakarsanız, hem "ızdıraplı hastalık" hem de "çok aşık olmak" olarak tanımlandığını görürsünüz. "tutulmak" kelimesini özel bir kaynakla ilişkilendiririm; yani eski ahit'le. sadece mısır'dan çıkış bölümünde tutulmaya 16 gönderme var, yani incil'de kızgın tanrının intikamı için kullanılan kelimedir."
  • sevdiceğime karşı hissettiğimdir..
    zira olmadım ben âşık falan, düştüm direk ota-buluta çarpa çarpa.
    mektup yazmıştım -ilk defa- orada da söylemiştim sevdiceğime ben sana fall in love oldum diye.
    beni anladığını umuyorum ki kendisi kâinatın en anlayışlı insanıdır bana karşı.
    olmak fiilinden daha kutsal, doğru ve güzeldir kanımca düşmek fiili.
    olmayın canlar düşün!
hesabın var mı? giriş yap