• özlediklerimi, özlediğimi unuttuklarımı, hiç bilmediklerimi içime usul usul işleyen yazar. yazar olmayı sonuna kadar hakedenlerden. içi dolu dolu yazanlardan. gördüklerini, bildiklerini, tecrübelerini yazanlardan. kadın, erkek, çocuk, yaşlı, insan, hayvan diye ayırt etmeden "haklı"nın yanında olup, hak için yazanlardan. hadi artık, gittiği uzak diyarlardan topraklarına dönsün. dönsün ki şu sözleştiğimiz çay eşliğindeki sohbetimize başlayalım. hem de ada manzarasına karşı...
  • kadının kendini en güçsüz hissettiği an başlığındaki entrisini okurken , hani okurken sonunu hem çok merak ettiğiniz hem de bitmesin istediğiniz kitaplar olur ya aynen o durumda kaldım pc nin karşısında, panik bile olmuş olabilirim yardım etmek istemiş bile bilmiyorum.çok iyi yazıyor ama yazar diye birşey varsa kendisi hakkını çok iyi veriyor.dağılalım bence biz.
  • umudumu kaybettiğim anlarda benim için yepyeni bir ışık olan yazılarıyla hayatıma anlam katan fenomen yazar. bu yazarın bir yazısını okumadığım gün benim için gelinsiz düğündür, boşa geçmiş bir gün.
  • yeteneğini kullanması için daha çok zaman bulmasını umduğumuz suser.
    zorla okutuyor resmen.
  • sözlükte yazar olanı, yaşadıkları ve onlardan biriktirdikleriyle tam bir üstadiye...
    yoğun günlük temposuna rağmen hayatın kendisine öğrettiklerini kıvrak dili ve akıcı uslubuyla hiç üşenmeden karşısındaki ile paylaşıyor.
    ayrıca sanal alemin yapmacıklığına inat gerçek ve gerçekten kafadengi bir dost.
  • resmi adi uzunyurt olan buyudugum koy.
  • kelebekler vadisinden tırmanırken yalnız olmamak, cıktıgınızı sizinle beraber gelmeyen birilerine haber vermek, acık bilinçli olmak, durup mola verdiginiz her noktada oturup manzaraya bakıp mest olmak farzdır.

    faralyadan güneş batışını izlemek çok keyifli oldugundan, aksam üzeri çıkılması tavsiye edilir, tıpkı güneş batmadan önce inilmesi gerektiği gibi. güneş ufuk çizgisinde yokolduğunda aşağıya doğru yola çıkılırsa hava tam kararmadan vadiye rahatlıkla varılır.

    ha bir de faralya ahalisi sıcaktan baya yavaslamıstır, iletişim kurmaya çalıştığınızda tepki alamazsanız sabırlı olun.
  • yukari cikip bi de george house'ta yemek yedikten sonra 'keske yanima daha fazla para alsaydim bu gece burada kalir sabah minibusle oludeniz'e doner ordan tekneyle geri donerdim' dedirten yer. cikis yolu lonely planet'in rehberinde "a hard walk up" olarak tanimlansa da aslinda "a hard climb up" formatina daha yakindir. rehberde yazana uyan ve asagiya tekneyle ulasmak yerine yukari minibusle ulasip asagi yurumeyi tercih eden insanlar sirt cantalariyla oradan nasil ineceklerini kara kara dusunup imkansiz oldugunu anlayinca george house'ta kalmayi tercih ederler. ozellikle oglen sicaginda uc buyuk bira ictikten sonra koye tirmanmaya kalkmak son derece tehlikeli ve zaman zaman sinir bozucudur. ama yine de yukari cikinca gorulen manzara herseye deger. bi de george'un yukari cikisini gormek oldukca moral bozucudur, cunku sizin uc kisi birbirinizi iterek ciktiginiz yerleri o kosarak cikar.
  • anneanne günlüğü başlığındaki entryleri ile gözlerimi dolduran yazar, belli ki iyi bir anne. oğullarım büyüdüğünde, o günleri görebilirsem babaanne olduğumda onların nasıl hala benim bebeklerim olacağını düşündüm yazdıklarını okurken, hep düşünüyorum zaten, zor olacak o günler, ama dayanılacak, uzaktan sevilecekler, uzaktan bağrıma basacağım yine. bir de annemi çok hatırlattı bana yazdıkları. kırgınız da biraz, dokundu haliyle. keşke dedim annem de onun gibi içinde tutabilseydi bazı şeyleri, düşünse ama hissettirmeseydi, ne iyi olurdu. azıcık da ağladım, gücüm oldukça okuyacağım artık kendisini.
  • (bkz: #21160627) belli çok duygusal, çok üzülmüş ve her zorlukta daha da sağlam adımlarla ilerleyebilmiş gözüken yazar.
hesabın var mı? giriş yap