• "herkesin atakan’a çok iyi davrandığı kesin, hatta davranacağı da. annem, babam, kardeşim en başta hatta emrah kendini toplayana kadar atakan ilk dönemlerde kiminle kalır. sevdiği alıştığı insanları yanında göremeyince ya da gördüklerinde ağlayan gözlerle gördüklerinde n’apar yavrum. iş seyahatine giden bir anne defalarca kafasından geçenleri söyler, yavrusunun bir şeyi eksik kalmasın diye.
    eskişehir’e göderirler belki biii süreliğine orası da çok soğuk, keşke annem göndermese.
    kalbi kırılırsa anlarlar mı?
    dudakları beyazlamış biraz, benzi sarı gibi gözüküyor deyip hemen kan testi yaptırmaya götürürler mi?
    anneyi sorduğunda ne cevap verirler?
    meyveler, sebzeler defalarca sirkeli suyla yıkanır mı?
    marketten alınanların özellikle atakan’nın yiyeceklerinin son kullanma tarihlerine her defasında unutmadan kim bakar?
    her akşam ılık sütünün içilmesi, dişlerinin fırçalanması atlanılmaz mı?
    günlük taze meyve suyu sıkılır mı mevsim meyvelerinden?
    terleyince üşenmeden anında atlet değişir mi?
    nelerden mutlu olur diye düşünülür mü?
    değişik kitapları kim araştırır, kim alır peki?
    bıkmadan sıkılmadan kim oyun oynar onunla?
    bıkmadan sıkılmadan saçlara cici yapmasına kim izin verir?
    gideceği okuldaki eksiklikleri kim farkeder?
    öğretmeniyle sürekli yakın diyaloğa kim girer. o özel biii öğrenci iyi bir gözleme ihtiyacı var annesini kan kanserinden kaybettik der.
    evde televizyon seyretmeyip kim aktivite yapar el becerisi gelişsin diye hem de hergün?
    kendi çocuğuna ya da çocuklarına sabır gösteremeyen insanlar, atakan’ıma nasıl sabır gösterir?
    bir varmış, bir yokmuş. ömür bu iki kelime arasında geçen zaman. zamansa bazen dost insana, bazen düşman. bize düşman oldu.
    emrah’ım canım sevdiğim. çok üzdüm seni en fazla kötü günlere, seninle göğüs gerdik. hakkını helal et. bundan sonra işin daha da zor olacak. ama sana güvenim tam. bir kaç gün önce demiştin ya bana, ’parkta oynarken bizi birisi seyretse deli bu adam der ama ben oğlumla çocukluğumu tekrar yaşıyorum’ diye. hep öyle deli baba ol olur mu? o zaman atakan yokluğumu daha az hisseder belki.
    evde demiştim ya ben, sana sevdiğim, ’atakan seninle gerçekten iyi vakit geçiriyor hep gülüyor. sen iyi bir babasın’ diye. ben hep bişeyler öğretme çabasındaydım, sense eğlence, öyle olduğu için o kadar mutluyum ki hep mutlu ve onu güldüren babasıyla birlikte yaşayacak diye. öğretmenler zaten öğretir öğrenmesi gerekenleri. gülmek daha iyi bir ilaç. onu da sen hep verdin ve vericeksin canım sevgilim.
    canım annem, canım babam, canım kardeşim. hakkınızı ödeyemem şimdiye kadar çok emek verdiniz bize. asıl şimdiden sonra sizlere daha çok iş düşüyor dimdik durup emrah’a destek verme zamanı. atakan başta allah’a sonra emrah’a sonra annem, babam, kardeşim size emanet.
    keşke herşey farklı olsaydı. yaşam mutlu dolu günlerle dolsaydı.
    annem hediye kaban almak istedi. istemedim çünkü seneye kışa çıkmam heralde.
    sabahleyin aradın annem.
    ne olur güçlü ol diye. lütfen gel alalım dedin. istemem annem dedim.
    ateşim var, öksürüyorum dışarı çıkmıcam dediğimde atakan’ım koşarak geldi ne dedi biliyomusun: ’ateşin olmasın, ne olur öksürme canım annem dayanamam sana’ dedi.
    telefonu kapadım çöktüm oğlumun yanına, ’ben sana dayanamam merak etme geçer’ dedim. ’geçsin annecim’ dedi. dayancan annem diye haykırdım içimden.
    şuan ezan okunuyor. yalvarırım rabbime evladım için bana yaşama şansı ver. salı günü gireceğim operasyon sancısız geçsin, en önemlisi sonucu güzel gelsin. çok bir şey istemem sadece sağlık. ama artık o kadar yıkıldım, o kadar güçsüz kaldım ki. savaşacak gücümü yitirdim. emrah’ımın, annemin, babamın, kardeşimin gözünü yaşlı görmeye gücüm kalmadı.
    arayan eş, dost, akraba açamadım telefonları açamayacağım da. biliyorum dualarınız benimle ama gücüm yok konuşmaya. bir de tabi atakan’ım anlamasın durumu diye.
    salı gününün güzel geçmesini bu kadar umutsuzluğun içinde yinede umut ediyorum." gamze akbaş.

    kahroldum, ağladım, bittim. ne kadar adaletsiz, acımasız, acı bir dünya yaşadığımız. melek gamze, umarım oğlunun başarılarını, mutluluklarını izlersin oralardan bir yerlerden.
  • ne yazsam boş be gamze abla, türkiye'de lösemi hastası olmak zor. bırak kemik iliği bankasını, adına büyükşehir eklenen şehirlerde dahi hematolog yok, olsa da ne randevu alabilirsin, ne de odasında bulabilirsin.
    istanbul'a, ankara'ya gidersin, 6 ayda bir gel derler, 50 kişi sonra gelen sana gelen sıraya sevinirsin, içeri girersin, hemograma bakıp 3 dakika bile sürmeyen diyalogla 1000 km'lik memleketine geri gönderirler seni, hematoloğa suç bulamazsın, ne yapsın koca fakültede, topu topu kendisi gibi 5-6 doktor var, hangi hastayla ne kadar ilgilenebilir ki, profesörü paran yoksa zaten göremezsin. kontrolün biter, memleketine dönersin, bu böyle 2-3 yıl devam eder, sonra gözlerine bir sis, bacaklarına bir ağrı çöker, doktora gidersin ve katarakt olduğunu öğrenirsin 24 yaşında, kemiklerin de erimeye başlamıştır. apar topar katarakt ameliyatı olur yakın gözlüğüne mahkum olursun, kemiklerinin erimesi devam eder, ona pek yapacak bir şey yoktur. sonra varını yoğunu satmaya başlarsın, özel hastanelerdeki profesörlere gitmeye, adam gibi ilgilenilmek için çaba göstermeye çalışırsın, gittiğin profesör doğru ama gerektiğinden uzun süren kortizon ve kemoterapinin göz ve kemiklere zarar verdiğini, bunun bu kadar uzun sürdürülmesinin anlamsız ve zararlı olduğunu söyler, 3 yıldır boşuna aldığınız kortizon ve kemoterapi ile vedalaştırır sizi, iliğinizde gezen kanserin varlığına mı yanarsın, boşu boşuna eriyen kemiklere mi, yoksa eskisi gibi görmeyen gözlerine mi, ama yanmazsın yanamazsın, türkiye'de yaşıyorsun sonuçta, ne doktora kabahat bulabilirsin, ne de hastaneye, sonuçta herkes elinden geleni yapıyor, hasta sayısı belli hematolog sayısı belli, bırak iliği kan dahi vermeye çekinen insan sayısı belli.

    ah ablam, seni en iyi lösemi olan ve olanların yakınları anlar, allah rahmet eylesin. sendeki yaşama sevinci hepimize ders oldu.
  • hatta dahi;

    oglunu kendisi buyutmek istiyor yahu, bunun daha otesi olabilir mi?

    insallah buyutur.

    - kemoterapi boyunca trombosite ihtiyacı var bunun icin a rh pozitif kan grubundan izmir'dekilerin gamzeakbasicin@gmail.com adresine iletisim bilgilerini bırakmaları gerekiyor. zira trombosit maksimum bes gun dayanabiliyor.

    - kemoterapi bitince ilik nakline ihtiyacı var gamze'nin. ilik donoru olmamız gerekiyor. ilik donoru olmak icin sadece bir tup kan vermemiz ilk etapta yeterli.

    aslında her sey bu kadar:
    bir tup kan kadar.

    gidecegiz,
    bir tup kan verecegiz,
    belki bir hayat,
    belki baska hayatlar da.
  • kendi blogundaki yazısıyla ( http://atakan310309.wordpress.com/…en-anne-gibiyim/ ) tanıdım kendisini. lösemi hastası, şu an dokuz eylül üniversitesi hastanesinde ilik nakli için bekliyor.

    iik uyum testi için öncelikle ailesi bu teste tabii tutulup, uyum sağlanamadığı taktirde uyumlu ilik aranacak.

    gamze' ye, kemoterapi için eritrosit ve trombosit takviyesi gerekebilir. gidebilenler ve sağlık durumu müsaade edenler, gamze adına izmir dokuz eylül üniversitesi kan bankasına kan bağışı yapabilirler...

    kan grubu a rh pozitif.
  • gece gece ağlatmıştır.2011 yılında kendi annemi lenf kanseri dolayısıyla kaybetttikten sonra , bu hastalıklarla ilgili internet üzerinden araştırma yaparken tanımıştım kendisini.annesizliğin acısını 29 yaşımda tatmış bir insan olarak bu gece kahroldum.

    çok zor be.
  • şu lanet dünyanın ne kadar da acımasız olduğunu gösterir. o kadar çok insan var ki bitse de gitsek diye bekleyen, o kadar az ki gamze gibi ölümden değil de çocuğundan ayrı kalmaktan korkan.

    gamze gibi insanları görünce anlıyor insan hayatındaki, işindeki, ilişkisindeki sorunların ne kadar da boktan, kafaya takılmasının bile saçma sorunlar olduğunu.
  • gamze akbaş; atakan'ın annesidir. izmir'lidir, genç bir kadındır ve bu dünyadan göçmüş gitmiştir.

    rabbim ailesine sabır versin,
    gamze'nin mekanı cennet olsun,

    ve atakan,
    tüm dualarım seninle teyzecim.
  • bir an önce uygun donörün bulunup ,sağlığına kavuşmasını beklediğimiz anne.
    eşinin yazdığı yazı için http://atakan310309.wordpress.com/…-babanin-yazisi/
  • an itibariyle medya kralına telefonla bağlanmış güzel insan, iyi insan, bir an önce iyileşmesini, yavrusuna kavuşmasını dilediğim insan...
  • çocuklarına eziyet edebilenlerin olduğu bir dünyada oğlunu yalnız bırakacağı için üzülen annedir. hayat bu kadar adil işte.

    allah ailesine sabır versin.
hesabın var mı? giriş yap