• ilaç firmalarıyla eczacılar değil doktorlar anlaşırmış, eczacı birinci basamak tedavi danışmanıymış. hassiktir diyorum. eczacı da öyle bir anlaşır ki. eczacı dediğin adam bildiğin tüccardır arkadaşım o nedenle bu tarz davranışları rasyonelize etmeye kalkmayın. şimdi size birkaç örnekle anlatacağım. şu hepimizin kullandığı mide ilaçları var ya işte onlarda muadil firmalar içinde 100 kutu alana yanında 400 kutu bedava veren firmalar var. yani eczacı 100 kutu parası verip 500 kutu mal alıyor. sonra tabii ki sana bana elinde bolca bedavaya aldığı ilacı veriyor. bakın bu yanlıştır demiyorum ama ne olur yok birinci basamak yok işin doğrusu falan diye savunmayın bana. sektörün tam ortasından birisi olarak söylüyorum ben her zaman orijinal ilacı tercih ederim. jenerik ilaçta 80% biyo eşdeğerlilik yeterli kabul ediliyor. ben 3 lira fark verip orijinalı alırım bu yüzden bana sormadan bu boku yemesine kıl oluyorum eczanelerin.
    şimdi arkadaşlar 100 kutuya 400 kutu bedava verme işine dönersek. orijinal firmalar etken maddeyi almanya’dan japonya’dan tedarik edip en kaliteli maddeleri kullanırken jenerikler çinden hindistandan alıp kullanıyor. mesela bizim firma pek çok kez hindistan vs menşeili etken maddeleri kalitesiz bulup reddetti. bize üretim yapan yerli bir firma ise bizim reddettiğimiz malı sağlık bakanlığı kriterlerini karşılıyor diye kendi benzer ürününde kullandı. bu tarz durumları bildiğim için ben orijinal ilacı tercih ederim. bir de genelde orijinal ürünler daha az yan etkiye daha uzun süreli etkinliğe vs sahip oluyorlar.
  • ilaç sektörü maalesef böyle.

    ilaç firmaları mümessiller aracılığı ile doktorlara ilaçlarını yazmasını isterler. yine aynı mümessiller bu ilaçları satmaları için eczaneler ile anlaşırlar. fakat eczacı aynı ilacın muadili bir ilaçtan daha fazla kar yapıyorsa o ilacı satmak için elinden geleni yapar.

    gariban halk da bir şey bilmediği için nasıl olsa aynısı diye bu ilacı alır. hatta ''sana yazılan ilaç iyi değil, bak bu sana verdiğim ondan daha etkili'' diyen eczacıyı da gördü bu gözler. doktordan daha iyi biliyor yani.

    reçetenize dikkat edin. reçeteyi okuyamıyorsanız doktora hangi ilaçları yazdığını sorun. eczacının verdiği ile doktorun yazdığını kontrol edin.

    edit: imla
  • son sınıf eczacılık öğrencisi olarak, ucuz polemiklere girmek yerine bilal’e anlatır gibi muadil olayını anlatmak isterim.

    öncelikle halk dilinde muadil denilen şey, bilimsel anlamda biyoeşdeğer demektir. yani farmasötik olarak “eş değerdir”. aynı ilaç etken maddesini aynı miktarda içeren sadece ismi farklı 2 ilaçtır. hayat su, damla su gibi düşünebilirsiniz. içeriği tamamen aynı kabul ederek.

    düşünün ben bir bilim insanıyım. a isimli bir ilaç keşfediyorum. kutumun adı yani müstahzar adı da “klaine” olsun. 20 sene boyunca ben bunu üstüme patentlerim ve 20 sene boyunca hiçbir firma bu “a” maddesini üretemez. dolayısıyla istediğim fiyatı koyabilirim.

    20 sene geçtikten sonra artık diğer firmalar da “a” isimli ilacı üretebilir. kutunun adını klaine değil de blaine yapar.

    klaine kutusu da blaine kutusu da “a” maddesini içerir aynı miktarda içerir. blaine markası rekabete sonradan dahil olduğu ve halihazırda zaten diğer firma tarafından üretilmiş ilacın keşfi için ekstra masraf harcamadığından “a” ilacını daha ucuza satabilir.

    doktorunuz size klaine reçete etmiş olabilir, eczacının ekranında blaine ilacının daha ucuz olduğuna dair bir sekme çıkar. eğer eczanede klaine kalmamışsa, klaine artık üretilmiyorsa ya da eczacı hastanın daha az para ödemesi adına blaine verebilir.

    unutulmaması gerek eş değer ilaç vermek eczacının yasal hakkıdır.

    ben kariyerime eczanede değil de ilaç endüstrisinde devam etmeyi planlıyorum. yani eczanem yok sadece size bilimsel gerçekleri aktarıyorum. aklınıza takılan soru olursa yeşillendirebilirsiniz.
  • nasılsa okuyamıyorlar, kaktırırım ben bunu demiş olabilir.
  • ya hangisi yapmıyor ki ?
  • hasta farmakoloji hakkında bilgi sahibi olmadığı için doktoruna danışması daha doğru olan ama sonuçta eğitimi aldığı konuda karar vermesi yanlış olmadığı için bu eylemi yapan eczacı.
    birilerine vicdanını ve haysiyetini sattıysa bilemem tabi.
  • yeni mezun bir eczacı muadil ilaç vermek eczacının hakkıdır demiş, bunu polisin katili vurmaya hakkı vardır gibi algılamayın. hastaya durumu izah eder ve onay alırsa da ilacı verebilir aksi takdirde veremez. muadil ilaç vermek kimi durumda eczacının ticari olarak işine gelir. aslında her durumda gelir, zira tek etken maddeden bir sürü marka bulundurmaktansa tek bir marka bulundurmak hele de mal fazlası veren bir marka ise çok ama çok avantajlıdır. muadil vererek bir ilaçtan edilecek kar maksimize edilebilir. yasal kar haddi muadil vererek çok kolay bir şekilde ikiye üçe katlanabilir. artık hemen hemen her durumda hastalara ilaçtan dolayı fark ücreti çıkıyor. zira bir firma mutlaka çok ucuz bir muadil çıkarıyor ama bunu bir süre piyasada tuttuktan sonra geri çekebiliyor ama bir süre bu ilaç sistemde en ucuz olarak göründüğünden dolayı diğer ilaçlarda fark ücreti çıkıyor ya da çıkabiliyor.
    bu işin ideali sgk'nın belli bir fiyat aralığındaki (etken madde bazında konuşuyorum) ilaçları tümüyle ödemesi, o marjı aşanları da ödemeden çıkarmasıdır. muadile de izin vermemesidir. illede orjinal alacağım diyen gtsin kendi cebinden alsın. zaten orjinal ilaç üreten firmalar da sgk'nın verdiği fiyata ilaçlarını paşa paşa satacaklardır. sistemden çıkmayı kolay kolay göze alamazlar.
  • eczacıları ve eczacılık mesleğini kötülemek için yapılan asılsız bir tespit daha.

    yılın belli dönemlerinde, ekşisözlük gibi mecralarda eczacıları kötülemeyi görev edinen, eczacılara diş bilemiş insanlar var, diğer bir örneği: (bkz: eczacıdan reçetede yazan ilacı alabilen insan)

    orada da söyledik, açın okuyun bi zahmet

    eşdeğer ilaç genelgesi
  • 5 dakikalığına doktor kesilmeleri beni uyuz ediyor tamam tıp okudun
  • bir de ben anlatayım.çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanıyım.

    muadil ilaç olayı eczacı ve hastanın takdirine kalmış. ancak bazı konularda sözlüğe bir katkım olsun istiyorum.

    ilacı yazarken dikkat ettiğim bazı şeyler var. sıklıkla şurup yazıyorum.

    1. tadı: etken maddeler aynı olsada tadlar farklı oluyor. bir çocuğa tadı kötü bir ilacı içirmeye çalışmak çok zor. çocuk tadını sevmeli. mesela çok iyi bir ilaç olsada küçük bir çocuğa çok zorda kalmadıkça sefuroksim aksetil yazmam. içemiyorlar.

    2. kıvamı: çok önemli bir sorun. klaritromisin çok sevilen bir ilaçtır. çocuklar genelde çok fayda görürler ama aynı etken madde de acayip kıvam farkı var. biri çok pütürlü ve çocuk içemiyor. elimden geldiğince dikkat ediyorum.

    3. şişenin kapağı: kesinlikle bas çevir kapak olmalı. çocuk şişeyi alıp açamamalı. sonra bir gün bir gün bir çocuk, eve de gelmiş kimse yok oluyorlar. sonra biz midesini yıkıyoruz falan çok sıkıntı.

    4. şişe rengi: bazı ilaçlar koyu renkli çünkü ilacın maddesi ışıktan etkileniyor. ilacın rengi ve kıvamı bozuluyor. ışık ilacın stabilizasyonunu etkiliyor. ilaç isimi yazmayacağım merak edenler mesaj atabilir.

    5. ölçek ve boyutlar: örnek amoksisilin klavulanik asit ın bazı markalarda es 600 formu mevcut. klavunat oranı amoksisiline göre az. 400 mg'lık ta 57 mg klavunat var 1,5 ölçek alınca hop klavulanik asit oranı da artıyor. sonra antibiyotik ishali falan uğraş dur.
    ya da aynı ilaçta 140 ml 100 ml ve 70 ml form var. ben hastam 10 gün ilacını kesmesin istiyorum. 70 lik kullanınca erken bitiyor. tedavi yarım kalıyor.

    6.kaşık/ölçek: bazı ilaçlarda kilogram bazlı ölçek pipet var. aileler için kulanımı çok daha kolay olabilir. ayrıca 2,5 ml(kaşıklarda sıklıkla 1/2 ye denk gelir) çok göz kararı. enjektör yine daha kullanışlı.

    muadile karşı değilim. eczacı arkadaşlar ve hasta yakınları (benimkiler küçük boy oldukları için ilaçlarını kendileri seçemiyor) sadece etken madde olarak bakmasınlar olaya. bazı muadiller bence orjinal molekülden daha başarılı.

    klavunat yazmışım. kusura bakmayın uyarı için teşekkürler
hesabın var mı? giriş yap