• aesgaard'in dogusunda, brythunia'nin kuzeyinde yer alan ulke. hyboria cagi'nin evil mekanlarindan biri olarak gosterilir. genelde beyaz tenli, sari sacli insanlardan meydana gelir. 5.5 milyon gibi bir nufusu vardir. teokrasi ile yonetilir. baskenti pohiola'dir. pohiola aslinda bir kale olup louhi isimli rahibe tarafindan yonetilir. hyperborea'lilar louhi'nin olum tanricalarinin inkarnasyonu oldugunu dusunmektedirler.
  • dünyanın ekseni deişmeden once kuzey kutbunun bulundugu bolgede yer alan kıta.. ılıman iklime sahipti ve üzerinde ileri bir uygarlık bulunuyordu.. sonradan atlantis gibi sel sularına gomulmustur..
  • hyperborea ülkesi vahşi,dağlık,kasvetli ve nemlidir.ana girişi,uğursuz bir biçimde kafatası köprüsü olarak adlandırılmıştır.halk zayıf,çökük yanaklı ve doğal olmayacak şekilde uzun(en az ikibuçuk metre),soluk derili,renksiz saçlıdır.gulid büyücüleri ükenin yönetiminde çok etkilidir.ayrıca ülkede köle ticareti yaygındır,özellikle kaslı kimmeryalıları köle olarak tercih etmelerinden dolayı kimmerya ile aralarında cok eskiden beri süregelen kan davaları vardır.
  • ezoterik tradisyona göre, dünyanın ekseninin değişmesinden önce, avrupa ve asya'nın kuzeyinde , yani kuzey kutbu'nun bulunduğu bölgede yer alan , ılıman iklimin egemen olduğu kıta üzerinde ileri bir uygarlık bulunuyordu. kimilerine göre beyaz ırkın anavatanı burasıydı. kıta, yüzbinlerce yıl önce sel, deprem gibi doğal afetlerin adrından beliren ilk tufan la birlikte sulara gömülmüştür. daha sonra yine eksen değişikliğinden ötürü bu bölge buzullarla kaplanmıştır.
    edouard schureuard "büyük inisiyeler " kitabında hiperborea'lıları sarı saçlı, mavi gözlü olarak betimler. eski yunanlı yazarlarda burada hastalığı tanımayan, mutlu insanların yaşadığını yazmışlardı. pisagor'a göre de burada, yılda iki kez ürün veren verimli topraklar üzerinde, çok uzun ömürlü olan,iyiliksever ve saf insanlar yaşamıştı.
    hiperborea'yı sulara gömen ilk tufandan mu ve atlantis de payını almıştır.
  • buralılar hakkındaki en yaygın rivayet, hastalık bir yana ölmek nedir bilmedikleri, ömürlerinin bin yıllara vardığı yönünde olanı. yaşlı plinius da naturalis historiae adlı eserinde der ki "bunlar ancak kendileri istediklerinde ölür. yaşamaktan yorgun düşüp bıktıklarında iyi bir ziyafet çektikten sonra bunun için kullandıkları bir kayanın üzerine çıkıp kendilerini denize bırakırlar." yaşamaktan yorgun düşüp bıktıklarında... değil mi ama? bunca yaşamak az azap mıdır?..
  • gene d. matlock’a göre dünyadaki bütün ulusların atası. bugün türk olarak adlandırdığımız ulus.

    hyperborealılar ve kristhayalar pek çoğu ruhsal insanlar olmaktan vazgeçip, kendilerini şeytani eylemlere vermişlerdi de tanrı dünyanın eksenini eğerek hyperborealıları lanetledi. hyperborea bütünüyle sular altında kalmıştı.”

    tekvin 10-71

    amen
  • kaybolan hyperborea ülkesinde yaşayan insanların ömürlerinin bin yıl olduğu ve hastalığın asla onlara uğramadığı söylenmektedir.
  • yunanlıların uzak kuzeyde oturduklarını tasavvur ettikleri bir millet. apollon kış aylarını onların yanında geçirirmiş. evettir.
  • "yeryüzünün kuzey yarısında, yüksek dağların ardında, hiç bitmeyen bir mutluluk ve bahar havası içinde hyperboreoi (hyperboreliler) denilen bir ırkın yaşadığı sanılıyordu. inanışa göre, hellas (yunanistan) halkını donduran acı kuzey rüzgarı bu dağlardaki mağaralardan doğardı. hyperboreliler diyarına ne karadan ulaşılırdı ne denizden. hastalık, ihtiyarlık, yorgunluk, savaş nedir bilmezlerdi. moore'un bize hediye ettiği bir hyperbore şarkısı şöyle başlar:

    'bir diyardan geliyorum parlaklığının derinliklerinde güneşin
    altın bahçelerin ışıldadığı
    uykularında sakinleştiği kuzey esintilerinin
    koca deniz kabuklarının kımıldamadığı' "

    thomas bulfinch/bulfinch mitolojisi (kabalcı baskısı), sayfa: 22
  • bulgaristanlı death metal grubu
hesabın var mı? giriş yap