• anafartalar grup komutani albay mustafa kemal, rusen esrefe özetle söyle anlatiyor: " safak sökmek üzere idi. çadirimin önüne çiktim. hücuma kalkacak erleri görüyordum. saatime baktim. dört buçuga geliyordu. bir kaç dakika sonra ortalik tamamen aydinlanacak ve düsman askerlerimizi görecekti. düsman atese baslarsa hücumun yapilmasina imkan yoktu. hemen ileri kostum, tümen komutanina rastladim, birlikte hücum safinin önüne geçtik. gayet çabuk saflari denetleyerek mehmetçikleri selamladim ve dedim ki: arkadaslar karsimizdaki düsmani yeneceginize hiç süphem yoktur. fakat siz acele etmeyin, evvela ben ileri gideyim. siz, ben kirbacimla isaret verdigim zaman hep birden atilirsiniz. bu emirden sonra hücum birliklerinin önünde bir yere gidip kirbacimi havaya kardirarak hücum isareti verdim. süngüleri ve bir ayaklari ileride hücuma hazir erlerimiz, onlarin önlerinde tabancalari, kiliçlari ellerinde subaylarimiz kirbacimin asagiya inmesiyle bir kitle halinde aslanlar gibi ileriye atildilar. bir saniye sonra düsman siperleri içinde allah allah naralarindan baska birsey isitilmiyordu. düsman silahlarini kullanmaya vakit bulamadi. bogaz bogaza 4 saat süren kahramanca bir saldiri sonunda ilk hatlardaki düsman tamamen yok edildi." 10 agustos günü en ön safta hücumu izleyen anafartalar grup komutani, yani kolordu komutani mustafa kemali o gün parçalanan cep saati kurtardi. mustafa kemal'i kurtulus savasi için türk milletine bagislayan bu mutlu tesadüf bu gün conkbayirinda anitlastirilmistir.
  • sene 1934. gazinolarda ve radyolarda türk müziği çalınması ve alaturka şarkı söylenmesi gazinin bizzat emri ile yasak. durum milletin zoruna ve gücüne gidiyor. bir gece dolmabahçe sarayında yunus nadi, gazi hazretlerine konu ile ilgili şöyle diyor: “paşam" diyor, "ne olur alaturka şarkılardan bizi mahrum bırakmasınlar. zevkimize, duygularımıza el attığı için çok üzülüyor ve inciniyoruz" diyor. gazi paşa da diyor ki: "alaturka şarkılardan ben de hoşlanıyorum. fakat, unutmamak gerekir ki, devrim yapan bu nesil, bazı fedakârlıklara katlanmasını bilmelidir! ancak, millî türkülere yer verilmelidir!". yunus nadi'nin sessizliğe büründüğü, gözlerini yerdeki halıya dikerek yutkunduğu, iki damla yaşın yanaklarından ince ince süzülerek o halıya damladığı rivayet olunur.
    (bkz: alaturka musikeye yasak)
  • (bkz: atatürk gibi düşün)
    (bkz: mustafa kemal gibi düşünmek)

    "ilknur güntürkün kalıpçı , içimizden biri: atatürk isimli konuşmasında, norveç’te başından geçen bir olayı anlatıyor: “2004’te bir konferans veriyorum, birden bir hanımefendi ayağa fırladı. dedi ki “ben norveçliyim ve şu anda norveç’te çok sık kullandığımız bir deyim var, bu deyimin anlamını anladım” dedi. hanımefendi “nedir o deyim” dedim. “norveççe’de “atatürk gibi düşünmek” deyimi var. çok sık kullanırız bu deyimi.” ”nerelerde kullanırsınız” dediğimde “hani bir problem veririz çöz diye o da tembellik eder çözmez. deriz ki ona bu problemin mutlaka çözümü var. bir de atatürk gibi düşün"

    (bkz: ilknur güntürkün kalıpçı)
  • (bkz: #19547058)
  • melih aşık'tan:

    "hikâye bu ya... mahşer gününde sorgu sırası chp yöneticilerine gelmiş... sorguyu bizzat partinin kurucusu atatürk yapmış:
    - efendiler chp’nin yönetimi bir süre size verilmiş ama pek garip davranmışsınız.
    - ne gibi efendim?
    - mesela kürtlerle özerk yönetim pazarlıkları yapılırken ortalarda görünmemişsiniz.
    - onu fark edemedik efendim...
    - mesela ösym çökmüş, gençler perişan olmuş, ilgilenmemişsiniz...
    - vaktimiz olmadı efendim...
    - işsizlikle, açlıkla yolsuzlukla uğraşmayı da bırakmışsınız...
    - bir - iki demeç verdik efendim...
    - gazeteciler, sendikacılar, generaller, bilim adamları uydurma suçlarla cezaevlerine atılmış pek oralı olmamışsınız... mahkemeleri izlemeyi bırakmışsınız...
    - doğrudur efendim pek ilgilenemedik...
    - tarım çökmüş, hayvancılık bitmiş umurunuzda bile olmamış...
    - bir arkadaşımız panelde konuştu ama doğru, yetmedi efendim.
    - çevre katliamlarıyla savaşan vatandaşları yalnız bırakmışsınız.
    - doğru ilgilenemedik...
    - peki efendiler siz o sırada ne işle meşguldünüz?
    - biz o sırada üniversitedeki türban sorununu çözmekle meşguldük efendim... üniversitelerimize daha çok türbanlı hanım girmesi için çalışıyorduk...
    - iyi de beyler o mesele de çözülmüşmüş... zaten kızlar artık derslere türbanla girebiliyormuş.
    - evet ama alttan mı bağlanacak üstten mi bağlanacak o konu henüz çözülmemişti. biz sorunun o kısmıyla meşguldük diğer sorunlardan pek haberdar olamadık efendim..." http://www.milliyet.com.tr/…010/1296699/default.htm

    kıssadan hisse, mahşer gününde atamızın soracağı sorulara hazırlanmamız lazım.

    (bkz: atatürk'e şirk koşulmaz)
    (bkz: kemalizm türkün dinidir)
    (bkz: atatürk seni sevmek milli bir ibadettir)
  • bazen kafa karışıklığına sebebiyet verebilirler..bu şekil olanları, okuyanlara ders verme amacıyla anlatılır ama dimağlarda kekremsi bir tat alaycı bir gülüş bırakmaktan öteye gidemezler..

    ibret olsun diye anlatır br gazeteci:
    http://haber.gazetevatan.com/haber/339749/1/gundem

    başka bir zaman başka bir insan farklı yaklaşır olaya:
    http://www.dha.com.tr/…den-ataturk-filmi-2010-07-24

    oysa böyle bir şey hiç olmamıştır:
    http://www.marmarisbulten.com/…miza__gelis__nedeni/
  • en yakın laikçi ve kemalist dostlarımdan feryal anlattı bugün bana. istem dışı gözlerim belerdi. olacak iş değildi...

    "komşufırın. dikkat çekmemesi imkansızdı çünkü çok merkezi yerlerdeki çok ünlü markalar kapanıyor ve yerlerine birer birer komşufırın açılıyordu.

    bağdat caddesinde suadiye'deki tgi fridays'i herkes bilir. dünyanın en büyük franchise zincirlerinden. ve uzun yıllardır muazzam da iş yapan bir mekan iken birden kapandı ve yerine komşufırın açıldı.
    güzeldi tabii, ilk bakışta yabancı bir zincir yerine yerli malının açılması. ama bu kadar kısa sürede, bu kadar çok yerde ve bu kadar önemli markaların yerine nasıl açabiliyorlardı? kimdi sahibi?

    bunları merak ederken ben, birden ataşehir'deki ykb de kapandı, tadilata girdi ve yerine yine komşıfırın açıldı. kapanan bu yer yapı kredi bankası, tekrar ediyorum. batan veya el değiştiren bir banka değil!

    biraz araştırdım ve kime ait olduğunu öğrendim.

    aradan bir kaç gün geçtikten sonra bir komşufırın'ın önünden sabahleyin geçiyordum. içeriden güzel kokular geliyordu. tam ben oradayken içeriden 25-27 yaşlarında, muhtemelen yeni evli bir çift çıktı.

    - günaydın dedim onlara.

    çocuk da - günaydın dedi bana.

    ardından

    -nasıl? güzel kokuyor içerisi, poğaçalar güzel mi? diye sordum.

    çocuk - biz de ilk kez geldik dedi.

    aralık vermeden,

    -kimin burası biliyor musunuz? diye sordum.

    her ikisi de başlarını iki yana salladılar bilmedikleri için.

    ama çocuk hafif tereddütle,

    -siz biliyorsunuz galiba dedi.

    -evet dedim ve kime ait olduğunu söyledim

    kız şaşkınlıktan elindeki paketi yere düşürdü. çocuk da eğilip aldı.

    ve aynı anda onlar da bana, ben de onlara teşekkür ettim.

    siz de bilmek ister misiniz kime ait olduğunu?

    emine erdoğan.

    teşekkürler emine hanım türkiye'ye bu katkınız için. çok iyi bir zincir kurmuşsunuz. allah arttırsın!!!"
  • dogruluğu araştırılmadan yazıldığından itibar edilmemesi gereken menkıbelerdir. bu yüzden gerçekten, kemalistlerin tavırları konusunda ibret vericidir.
hesabın var mı? giriş yap